Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Uzman Odyolog Irmak Arcan, Çocuklarda İşitme Kaybının, Dil ve Konuşma Gelişimi Üzerinde Yarattığı Etkiler Hakkında Bilgiler Verdi.
Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDÜ Hastanesi Uzman Odyolog Irmak Arcan; "İşitme kaybı, toplumda sıklıkla görülen, dil ve konuşma gelişimini engelleyen bozukluklardan biri olup, çocuklarda dil ve konuşma gelişiminde gecikmelere ve yetersizliklere neden olmaktadır. Fakat işitme kaybı olan bireylerde karşılaşılabilecek dil ve konuşma sorunları, işitme kaybının tanılandığı yaş, cihaz kullanımı, kaybın şiddeti, aldığı eğitim, zor işitilen ya da işitilemeyen frekans aralığı gibi pek çok faktöre bağlı olarak değişiklik göstermekte ve mutlaka birtakım gecikme ve problemlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. "
Erken Tanı Önemli
YDÜ Hastanesi Uzman Odyolog Irmak şöyle devam etti; Dil ve konuşma gelişimini engelleyen faktörler arasında işitme kaybının varlığı mutlaka yer almaktadır. Çünkü dil ve konuşma gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşebilmesi için en önemli faktörlerden birisi de sağlıklı bir işitmenin olmasıdır. Çocuklar gerek konuşma seslerini gerekse dil becerilerini çevresindekilerden duyarak, taklit ve pekiştireçle doğal bir bağlam içerisinde edinir. Eğer bir çocukta işitme kaybı varsa ve bu kayıp doğumdan sonra 6 ay - 2 yıllık bir süre zarfında fark edilememişse bu, çocuğun dil gelişimi açısından çok kritik olan bir evrenin kaybedilmesi anlamına gelir. Bunun sebebi ise beynin adaptasyon ve öğrenme yetisinin maksimumda olduğu bu dönemlerde, işitme kaybı olan çocukların, yakın çevresinde bulunan dil modellerinden, yeterli işitsel ve dilsel ipuçları alamamasıdır. Sürekli ve tutarlı bir biçimde işitsel dil girdilerinden yoksun kalış ise, çocuğu dil ve konuşma gelişiminden alıkoymakta ya da gecikmeli gelişmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla işitme kaybı olan çocukların erken dönemde tanılanması, doğru cihaz kullanmasının sağlanması ve çocuğun uygun eğitime yönlendirilmesi, dil ve konuşma gelişimi açısından çok büyük önem taşımaktadır.
İşitme Kaybına Bağlı Dil ve Konuşma Sorunlarının Çocuğun Yaşantısı Üzerindeki Etkileri
İşitme kaybı, çocuğun yaşantısını 3 temel bağlamda etkilemektedir. Alıcı ve ifade edici dil becerilerinin gecikmesine neden olmakta, konuşma seslerinde bozuklukların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Dil kaynaklı öğrenme güçlüklerine sebep olarak, akademik başarısızlığı tetiklemekte, sosyal izolasyona ve benlik imajının sarsılmasına neden olmaktadır.
Daha spesifik olarak işitme kaybından etkilenen dil ve konuşma becerileri şunlardır:
Sözcük dağarcığı işitme kaybı olan çocuklarda daha yavaş gelişir. Ayrıca işitme kaybı olan çocuklar somut kelimeleri, soyut kelimelere göre daha kolay öğrenirler. Bunun gibi eş anlamlı sözcüklerin hangi anlamda kullanıldığını anlamakta da güçlük çekerler. Sözcük öğrenme konusunda normal işiten çocuklarla işitme kaybı olan çocukların arasındaki uçurum, yaşları ilerledikçe artar.
Konuşma seslerinin edinimi de işitme kaybından etkilenir. “s”, “ş”, “t”, “k” ve “f” gibi nispeten yüksek frekanslı sesler genellikle işitme kaybı olan çocuklar tarafından zor duyulur ya da duyulamaz. Bu nedenle bu sesleri konuşmalarında kullanamayabilirler.
İşitme kaybı olan çocuklar çoğunlukla kısa cümlelerle iletişim kurar ve uzun cümleleri anlamakta ve yazıya dökmekte güçlük çekerler. Ayrıca kelime sonlarındaki ekleri tam olarak duyamayabilirler, bu nedenle kelimenin hangi anlamda, hangi yönelimle kullanıldığını anlamak onlar için zor olabilir.
Son olarak işitme kaybı olan bireylerde geri bildirim mekanizması tam olarak işlemediği için, yani bu bireyler kendi seslerini de tam olarak duyamadıkları için, ses şiddetlerini ayarlamakta ve vurgu, tonlama gibi konuşma özelliklerini kullanmada güçlük çekerler.
Tedavi Sürecinde Aileler Çocuğa Destek Vermeli
Erken tanılanıp doğru cihazlandırılan çocukların, yaşıtlarına benzer şekilde dil gelişimlerini sürdürdükleri görülmektedir. Bu gerçekleştikten sonra iş, dil ve konuşma terapistiyle ailenin işbirliğine düşmektedir. Dil ve konuşma terapisti, hem değerlendirme hem de uygun terapi programlarının hazırlanması noktasında sürece dahil olmaktadır. Dil ve konuşma terapisti önce hangi dil ve konuşma alanlarının kayıptan etkilendiğini ve hangi konuşma seslerinde kayba bağlı problemlerin olduğunu tespit etmektedir. Daha sonra normal dil ve konuşma gelişimine sahip olan bir çocuğun edinim sırasına bağlı olarak, ilgili konuşma seslerine ya da dil yapılarına yönelik müdahalesini sürdürür. Burada önemli olan, hedefler belirlenirken, normal gelişim gösteren bir çocuğun edinim sırasına göre ses ve dil yapılarını sıralayabilmek, işitme kayıplı çocuğun ulaşabileceği hedefleri belirlemek ve küçük adımlarla yol almaktır. Böylece hem çocuğun motivasyonu yüksek tutulmuş, hem de ailenin sürece olan inancı ve katılımı pekişmiş olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.