Barajların dip seviyesine yaklaşması şebeke sularının daha iyi denetlenmesini gerektirir. Eğer denetlenmez ise Hepatit A, kolera, şiddetli karın ağrısı ve ishalle karakterize bazı protozoon hastalıklarına neden olabilir.
İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 30’un altına düşerek 29.43 seviyesine indi. Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Mert su seviyesi düşüşleri nedeniyle barajlarda bulunabilecek ağır metallerin bazı hastalıklara neden olabileceğini söyledi.
Doç. Dr. Gürkan Mert, “Kurak bir kış mevsimine giriyoruz. Baraj sularında oldukça azalmalar söz konusu. Bu da insan sağlığı için tehdit oluşturuyor. Barajlardaki dip sularının azalmasıyla, dip sularının içerisindeki ağır metaller sağlığımızı etkileyebiliyor. Şunu da biliyoruz, baraj suları bizim musluğumuzdan akan suyun evlerimizde kullandığımız içme suyu kalitesinde olması gerekiyor” diye konuştu.
“AĞIZ YOLUYLA VE TUVALETLERDEN BULAŞAN BAZI HASTALIKLAR ARTIŞ GÖSTEREBİLİR”
İstanbul’da barajların doluluk oranının yüzde 30’un altına düşmesinin insan sağlığına etkilerine değinen Doç. Dr. Gürkan Mert, sözlerine şu şekilde devam etti:
“Birtakım mikroorganizmalar yeterince ekarte edilmezse, ağız ve tuvaletlerden bulaşan bazı hastalıklar söz konusu olabilir. Hepatit A hastalığı geçirmemiş kişiler Hepatit A olabilir. Aynı zamanda Kriptosporidium dediğimiz bazı protozoonlar (tek hücreliler) veya şiddetli karın ağrısı ve ishal yapan protozoonlarla karşılaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
“TEMİZ OLMAYAN MUSLUK SULARI KOLERA SALGINLARINA NEDEN OLABİLİYOR”
İçme sularında en büyük tehdidin kolera olduğunu söyleyen Doç. Dr. Mert, “Tüm dünyada içme sularında en büyük tehdit koleradır. Aynı zamanda İstanbul´da barajların doluluk oranı yüzde 30’un altına düşmesiyle bir takım karın ağrısı ve ishal vakalarıyla karşılaşma oranımızın artacağını düşünüyorum. Bu sebepten musluklarımızdan akan suyun temizlenmesi büyük önem arz ediyor” dedi.
“DURGUN SU HER ZAMAN ENFEKSİYON KAYNAĞIDIR”
İnsan sağlığı için barajlardaki suyun geçtiği boruların da çok önemli olduğunu belirten Doç. Dr. Gürkan Mert, “Barajlardan çıktıktan sonra su hangi tip borulara gidiyor, boruların durumları nedir gibi sorulara cevap veremiyoruz. Durgun su bizler için her zaman enfeksiyon kaynağıdır. Su aktıkça enfeksiyon kaynağı da gider. Durgun sularda kör tahliye noktalarında mikroorganizmalar üreyebilir, musluktan akan sularımıza kadar ulaşabilir” diye konuştu.
“DÜNYADA 1 MİLYAR İNSAN SUYA ULAŞAMIYOR”
Vatandaşlar musluk suyunu arıtarak kullanmalı diyen Doç. Dr. Gürkan Mert, “Kullandığımız suyun kalitesi çok iyi olmalı. Dünyada 1 milyar insan suya ulaşamıyor. Aynı zamanda hastalıklardan korunmada su çok önemli. Musluk suyu ya arıtılarak ya da kaynatılarak kullanılmalı” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.