TBMM Başkanlık seçiminde niye başarılı olduklarına ilişkin de Davutoğlu, "Şu ya da bu partinin Ak Parti'yi desteklemesi dolayısıyla olmadı. Böyle bir destek de söz konusu değil. Herkes kendi yolunda yürüdü. Biz muhatabımız olan siyasi aktörlerin tutumlarını tek tek gözleyip, 'En doğru tavır ne olur' bunu belirledik" diye konuştu.
Davutoğlu, çıkardıkları adaya destek konusunu pazarlık meselesi yapmayacaklarını belirterek, "MHP kendi adayını çıkardı. MHP bize destek olmuş değil. MHP kendi çizgisinde yürüdü. Biz kendi çizgimizde yürüdük. Kendi başarısızlıklarını başka partilerin tutumlarına kimse yüklememeli. Sayın Bahçeli de, aslında 'Dördüncü tura adayımız kalmazsa' demekle aslında CHP'ye bir mesaj vermiş oldu. Bize değil CHP'ye mesaj verdi. Yani 'Gelin İhsanoğlu'na destek verirseniz dördüncü turda da biz desteği devam ettiririz', dedi. Nitekim onların da ortak çatı adayıydı. Burada MHP'nin mesajı bize değil CHP'yeydi. Bahçeli'nin mesajı CHP'ye idi. Bunu ben böyle okudum üçüncü bir taraf olarak" şeklinde konuştu.
Milletvekillerinin bu konuda ilkeli tutum sergileyeceğini bildiğini dile getiren Davutoğlu, "Dolayısıyla burada AK Parti kazanmadı, ilkeli duruş kazandı. Burada çözüm arayan yöntem kazandı" dedi.
Davutoğlu, Türkiye'de, AK Parti olmadan herhangi siyasi bir denklemin oluşturulamayacağının da görüldüğünü vurguladı.
"YA AK PARTİ-CHP YA DA AK PARTİ-MHP..."
Davutoğlu, "Şu anda ortada matematiksel olarak olabilecek ya AK Parti-CHP koalisyonu vardır ya AK Parti-MHP koalisyonu. Diğer alternatifleri sağ olsunlar yaptıkları açıklamalarla birer birer tükettiler. Bizim görüşmemize gerek kalmaksızın tükettiler" şeklinde konuştu.
"Önce psikolojinin, güven ortamının oluşması gerekli"
Psikolojik ortam hazırlandığı zaman, ilkesel çerçeve oturduğunda bakanlıkların dağılımının problem olmaktan çıkacağını belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ama bakanlık dağılımından başlarsanız ve bir güven hali yoksa, 'Şu bakanlığı şu parti alırsa şunu yapar' diye şüphe duymaya başladığımızda orada çöker koalisyon çalışması. Önce psikolojinin, güven ortamının oluşması, sonra ilkesel çerçevenin oluşması, sonra işleyişle ilgili güç paylaşımının belirlenmesi en doğru yöntem olur" dedi.
''Güvenliği tehdit edecek her türlü yapılanmaya karşı tedbir alınacak''
Başbakan Davutoğlu, "Gerektiğinde sınır boylarımızda Türkiye'nin güvenliğini tehdit edecek her türlü yapılanmaya karşı gereken tedbirin alınması konusunda da direktif verildi. Burada kastedilen öncelikle DEAŞ terör örgütüdür, Suriye rejiminin bazı Türkiye'yi rahatsız edecek faaliyetleridir ve eğer Türkiye'yi tehdit edecek niteliğe dönüşürse veya bu tür faaliyetler içine girerse PYD ve ilgili bütün yapılar... Terör örgütlerinin her türlüsüne ve Türkiye'ye mülteci akınına sebebiyet verecek her türlü gelişmeye karşı, her türlü senaryoyla ilgili olarak hazırlıklarımızı sürdürdük" diye konuştu.
''Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir durum olursa yarını da beklemeyiz''
Türkiye'nin kısa bir dönem içinde Suriye'ye gireceği gibi bir beklenti içine olmaması gerektiğini işaret eden Başbakan Davutoğlu, ''Eğer Türkiye'ye dönük bir güvenlik saldırısı veya Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir durum olursa yarını da beklemeyiz bir dakika sonra da bütün tedbirlerimiz hazırdır. Ama Türkiye'nin böyle bir güvenlik riski oluşturacak durumu yoksa da herhangi bir şekilde tek taraflı bir müdahaleyi yakın zamanda yapacağı gibi bir beklenti oluşturmak doğru değil. Bu konuda oldu bittiye izin vermeyiz, maceraya hiçbir şekilde sürüklenmeyiz. Bu konuda halkımız huzurlu olsun" dedi.
AA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.