Japonya'nın Osaka kentindeki Uluslararası Erişte Müzesi'ni yıl boyunca çok sayıda kişi ziyaret ediyor. Nissin Foods adlı şirketin işlettiği bu müzede, eskiden beri üretilen çeşitli hazır erişte örneklerinin yanı sıra kendi eriştenizi hazırlayıp satın alabilme imkanı da buluyorsunuz.
Müzedeki heykellerden biri ise günümüzden gelecek kuşaklara kalacak fosilleşmiş ürünler olarak cep telefonu ile bir kutu hazır erişteyi taşlaşmış bir halde sergiliyor. Heykelin adı ise 'Ebedi'.
Buluş tarihi 1958
Bu ürünün mucidi Momofuku Ando idi. Osakalı bu işadamı, bahçesindeki kulübede aylar boyu uğraştıktan sonra 1958'de Nissin eriştelerini piyasaya sürdü.
Erişteler kaynatılıp tuzlandıktan sonra kurutuluyor, ardından hızlı bir kızartma işleminden geçiriliyordu. Kızartma yoluyla tam kuruma sağlanarak ürünün raf ömrü uzatıldığı gibi, eriştenin içinde boşluklar da bırakılmış oluyordu.
Daha sonra erişteye sıcak su döküldüğünde bu boşluklara su dolduğu için birkaç dakikada pişmesi sağlanıyor.
Günümüzdekinin tersine ilk zamanlar hazır erişte restoranda tazesini yemekten daha pahalıya mal oluyordu.
Ando, vergi kaçakçılığından iki yıl hapis yatmış, orta yaşlı, renkli bir kişiydi. Dünyayı Japon eriştesiyle doyurma görevine soyunmuşçasına pazarlıyordu ürününü. 2000 yılında Tokyo'daki bir düşünce kuruluşu '20. yüzyılın önemli Japon icatları' konulu bir anket yaptığında hazır erişte birinci gelmişti (Pokemon sekizinci olmuştu).
98 milyar paket
Geleneksel Japon mutfağı ise birçok bakımdan hazır eriştenin tam tersi özelliklerini taşıyor, uzun hazırlama ve yeme süresi gerektiriyor.
Japon mutfağı çok lezzetli olmakla birlikte hazır erişte Japonya'nın milli sembolü niteliği taşıyor.
Bu başarı sadece Japonya'da değil dünya çapında. 2015'te 98 milyar paket hazır erişte tüketilmiş. Uzun yıllar Batı'daki süpermarketlerde Top Ramen, Maruchan Ramen ve Cup Noodles tekeli vardı adeta. Ancak son yıllarda çok yeni isimler ve farklı türler görülür oldu.
Blog yazarı Hans Lienesch 2002'den bu yana The Ramen Rater adıyla hazır erişteleri değerlendiriyor.
Çeşit arttı
Lienesch, tat vermek için katmak üzere erişte kutusunda ufak bir paket halinde satılan tatlandırıcıların son yıllarda çok çeşitlendiğini söylüyor.
Ama eski alışkanlıklardan vazgeçmek zor. Osaka'daki müzede binlerce insan sıraya girip kuru, hazır eriştelerini bir kaba koyuyor, üzerine sıcak su, kendi seçtikleri tadı içeren toz karışımı ve kuru bezelye, et, havuç ve kızarmış soğan malzemelerini ekliyor ve kapağını kapatıp sonra yemek üzere dışarı çıkarıyor.
Bu, lüks bir restoranda yenecek bir yemek değil elbette, ama bildiğimiz ve iştahla yediğimiz o tadı veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.