• BIST 9636.12
  • Altın 2930.278
  • Dolar 34.6515
  • Euro 36.3536
  • Lefkoşa 8 °C
  • Mağusa 11 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 5 °C
  • İskele 11 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara -3 °C

Kadınımız AB’nin neresinde?

Oshan SABIRLI

Kadının toplumdaki yeri ile ilgili farklı yorumlar yapılırken şu sıralar “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” alanında ülkede ciddi çalışmalar yapılıyor. Hatta müzakere sürecine paralel olarak, müzakerelere ek olarak Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlardan oluşan bir de komite devreye girmiş durumda. Bir erkek olarak bir ihtiyaç var mıydı? Kadınlar hak ettiği noktada değil mi? diye sorgularken aslında kadınlar bile haklarına sahip çıkamıyor bu ülkede. Haklarını dahi bilmiyorlar. Ülkede yalnızca 4 kadın vekilin mecliste olduğu gerçeğinde, kadının siyasi partilerde “Kadın Kolları” içerisinde çalıştığı hatta bir hakaret olarak kabul edilmesi gereken “Kadın Kotası”ndan aday yapıldığı bir siyasi kültür içerisindeyiz. Yasalar önünde kadın ve erkeğin eşit olduğu iddia edilse de ataerkil bir toplum olduğumuz için ne acıdır ki AB standartlarının çok gerisindeyiz. Kadın erkek eşitliği, AB’nin kurucu değerleri arasında yer alıyor ve hatta temelleri, eşit işe eşit ücret ilkesinin 1957 yılında Roma Antlaşması’na dahil olmasıyla atıldı. Her ne kadar tüm Kıbrıs adası AB toprağı olsa ve AKİ adanın kuzey kesiminde uygulanmasa da AB uyum çalışmalarının daha da yoğunlaşması şart. AB standartlarını ekonomik olarak yakalayacak düzeyde değiliz belki ama AB’nin pek çok Avrupa vatandaşının hayatını değiştirerek daha iyi hale getirdiği gözlemlendiği bir ortamda, AB’nin, Eşit muamele mevzuatı;  Toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifinin tüm ana plan ve politikalara dahil edilmesi; Kadınların ilerlemesine yönelik getirilen özel tedbirler gibi konularda AB’nin ciddi ilerlemeler sağladığı göze çarpıyor. AB içerisinde, kadının çalışma hayatındaki artan sayısı ve geçmişe göre çok daha ciddi eğitim ve öğretim hakkını edinmesi önemli gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Bugün sizinle bir de fıkra paylaşmak istedim. Aslında kadının toplum içerisindeki yerine dair hem biraz tebessüm, hem de abesle iştigal denilebilecek bir hikaye belkide.   OBAMALARIN AKŞAM YEMEĞİ Bir gece Obama ve eşi Michelle, rutin hayatları dışında bir şey yapmak istedi ve çok lüks olmayan bir restorana akşam yemeği için gitmeye karar verdi. Başkan ve eşi otururken restoranın sahibi geldi ve başkanın koruması olan gizli servise "First Lady ile özel olarak konuşabilir miyim?" diye sordu. İstek onaylanınca görüşme yapıldı. Bu konuşmanın ardından Başkan Obama, "Neden seninle konuşmakla bu kadar ilgilendi?" diye Michelle 'e sordu. Michelle de onun gençlik yıllarında kendisine aşık olduğunu aktardı. Başkan Obama sonrasında, "Yani, eğer onunla evlenmiş olsaydın şimdi bu güzel restoranın sahibi olurdun." dedi. Michelle cevapladı: " Hayır. Eğer onunla evli olsaydım, Amerika'nın şu anki başkanı o olurdu." dedi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları