Aslında bu gün, ciğerimizi yakan yangınları yazacaktım ama okuduğum bir haber ve ardından genç bir bayan avukatın facebook paylaşımı beni o denli üzdü ve sinirlendirdi ki, yangın ile ilgili yazımı daha sonraya erteledim.
Evet okuduğum haber yine ufacık bir kız çocuğuna yapılan taciz ile ilgiliydi.
Avukat arkadaşın paylaşımı da , sokak ortasında kocası tarafından dövülen bir kadın ve bu olayda polisin tutumuyla ilgiliydi.
Bu konu ile ilgili yarın daha detaylı yazacağım ama şimdi bu her iki olayın ortak noktası olan işin özünden söz etmek isterim.
Çünkü bu haberlerin altına yapılan yorumlar aslında bu olaylara neden olan zihniyetin açık ifadeleriydi.
Kimisi dinden dem vurdu, kimisi ahlaktan, kimisi de erkeğin hakkından.
Oysa her iki olay da cahil bazı erkeklerin, kendilerinde gördükleri hak ve güç yanılgısının birer sonucu idi.
Aslında taciz de, tecavüz de şiddet te güç göstergesi değil, tam aksine acizliğin ürünüdür ama toplumun algısı tam ters yöndedir.
Kadının gücünden korkanların, toplum önünde kadını güçsüz gösterme ve erkeği de kadının sahibi ilan etme çabasının sonucudur yaşananlar.
Bilinçli yapılan bir algı operasyonudur.
Hani şu din simsarlarıyla, magandaların , kadını aşağılama çabası var ya.
Kadını, ezme ve yok etme çabaları.
Kadını yok sayma çabaları…
İşte bu çabalar, bilinçli bir şekilde kadını güçsüz gösterip, toplumda eve ve kendi içine hapsetme operasyonunun birer parçasıdır.
Ve bu algı operasyonunda, kadını ezme ve yok etme, cahil erkeklere, hak gibi sunulmaktadır.
Ne yazık ki, toplum da duyarsızlığı ile buna fırsat vermektedir.
Ama bu çabaları gördükçe, kadın olarak kendimi, bir o kadar daha güçlü hissedip, bir o kadar daha önemsiyorum.
Çünkü cahil,zaaflarına yenik düşen ve aklını kullanamayan erkek, kadının gücünden korkar.
Aslında bilimden ve akıldan uzak, basiretsizlerin işidir başkasının sırtından yükselme isteği.
Genelde de toplumun en hassas olduğu noktaları kullanırlar.
“Din”, “namus”,”Ataerkil toplumun örf ve adetleri” bu basiretsizlerin sığınarak, kullandıkları kalkanlardır.
Amaçları,güç gördükleri kadınları,toplumun, milli ve manevi zafiyetleri ile vurmaktır.
Söylediklerinin de yaptıklarının da gerçek din, namus gibi maneviyatla hiçbir ilgisi yoktur.
Zaten söylemleri de, eylemleri de kendileriyle bu yüzden çelişir.
Örneğin, dinden, namustan söz ederler ama 13 yaşında, daha çocuk yaştaki, kıza sulanmaktan da geri kalmazlar.
Sanki “Namus”, sadece kendi karıları ve kızları için geçerli olan bireysel bir kavrammış gibi,kendi kızları ve karılarına yasak koyanlar, başkalarının karısına, kızına sulanıp, sonra da bu sulandığı kişileri namussuz ilan edebilirler.
Peki demezler mi adama,
Ey be akılsız!!!
Senin gibi çocuk yaştaki kızlara göz koyan başka bir namussuz da senin kızına göz koymayacak mı?
Senin gibi bir başka sapıkta, senin kızını namussuz göstermeyecek mi?
Yine,dinde bir kadının kendi eşi dışında biriyle ilişki kurmasının günah olduğunu söyleyenler, aynı zamanda kocası tarafından aldatılan bir kadının, kocasını hoş görerek ona itaat etmesinin de ibadet olduğunu söylerler.
E peki sormaz mı biri,
İyi de,ey be ahmak!!
Kadınların yabancılarla ilişkisi günah madem, sen karını eşekle mi aldatacaksın ki; evdeki eşekte ses çıkarmayıp sana itaat edecek.? diye.
Bir erkek, dört kadınla evlenebilirmiş; bu erkeğin hakkıymış ama;
Kadının vücudunda hiçbir yer gözükmeyecekmiş.
Kadın-erkek aynı yerde oturamazmış.
Kadının sesi, bir erkek tarafından duyulmamalıymış.
Kadın camiye gidemezmiş.
Kadın erkeğin önünde yürüyemezmiş.
Kadın, daha çocuk yaştayken, gözü açılmadan evlendirilmeliymiş.
Vs..vs..
Çünkü, kadın bunlara uymazsa ; erkekte cinsel istek uyandıra bilirmiş.
Demezler mi adama;
Ey dinsiz, imansız, namussuz sapık!!!
Sen nefsine sahip çıkamayıp,kişiliksizce davranıyorsan; bunda ,kadının ya da aklı başında erkeğin suçu ne ki,dini ve milli, manevi değerleri kullanarak insanlığa ihanet ediyorsun.
Diğer yandan, erkekler karılarını dövebiliyor ve buna ne sözde din adamları karşı çıkıyor ne de toplumdaki çoğu kadın.
Hatta polis bile bunu normal görüp erkeğe herhangi bir şey yapmıyor.
Kocası tarafından dayak yiyen kadını tekrar kocasına teslim ediyor.
Oysa hangi inançta, başka bir canlıya eziyet etmek var?
Ya da toplumdaki kadınların tümü bu tür olaylarda kadınlara sahip çıkmazsa, kadın haklarını korumaya destek olmazsa, biter mi bu sorun.
Kadın, güç olduğunun farkına varmadıkça,
bu tür soytarılara ses çıkarmadıkça,
biter mi kadına ya da çocuğa uygulanan şiddet?
Biter mi taciz ya da tecavüz?
Bitmez.
Bitmediği gibi daha çoook kadın hakkında fetvalar verilerek, dine de, kadına da, insanlığa da ihanet edilir.
Daha çoook kadın ve çocuk tacize ve tecavüze maruz kalır.
Çünkü kadının aklı, cahil erkeğe dert olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.