• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 8 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 2 °C

Kahve ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktı?

Çoğu insan için vazgeçilmezler arasında yer alan kahve, herkesin bildiği gibi, bizim kültürümüzde “40 yıllık hatrı olan” bir yere sahip. Peki ya tarihi? Kesin bir kanıt yok, fakat farklı efsaneler var.
Kahve ilk olarak nerede ve nasıl ortaya çıktı?

Türk kültüründe çok önemli bir geçmişi ve yeri olan kahvenin, ortaya çıkışı çok eskilere dayanıyor. İlk ortaya çıkışının net bir hikayesi olmamakla birlikte, bu anlamda birkaç farklı efsanenin olduğu söyleniyor. Bunlardan bir tanesi de Çoban Kaldi efsanesi. M.S. 600-800 tarihleri arasında bir gece, Çoban Kaldi Doğu Afrika'daki bir dağın yamacında hayvanlarının tuhaf sesler çıkardığını fark ediyor. Kaldi durumu incelediğinde, hayvanlarının çalılıkların yanındaki kırmızı meyvelerden yediğini anlıyor. Bu durumun sonucunda ise hayvanlar tüm gece uyanık kalıyor. Yaşlı keçiler bile uyumuyorlar, etrafta zıplayıp duruyorlar. Kaldi ise, gözlemlerinin sonucunda kırmızı meyvelerden biraz toplayıp tadına bakıyor. Zamanla bu meyvelerin kendisini de uyanık tuttuğunu ve güçlendirdiğini fark ediyor.

BİR KEŞİŞ TARAFINDAN KEŞFEDİLDİ

Bir gün Kaldi'nin bulunduğu yerden bir keşiş geçiyor. Çobanın keşfettiği meyveyi anlatmasıyla, meyvenin etkisini merak eden keşiş, kahveyi keşfediyor. Önce meyveyi toz haline getiriyor, ardından içecek yapmak için kaynamış suyu üzerine döküyor. Böylece tarihte ilk kez kahve içilmiş oluyor. İçeceğin etkisiyle kendisini daha uyanık hisseden keşiş, bu meyveleri manastıra götürüyor. Manastır etkisiyle yayıldığı söylenen kahve, zamanla daha çok talep edilen bir hale geliyor ve rivayete göre cennetten inananlar için melekler tarafından getirildiğine inanılıyor.

Bu efsanenin tam olarak kaynağı bilinmiyor. Fakat kahvenin tarihi ile ilgili en eski kaynak, 1671 yılında Roma Doğu dilleri profesörü Antoine Faustus Nairon tarafından kaleme alınmış. Ama söz konusu kahveye dair efsaneler olunca, en zengin kültürün Arap kültürü olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan en bilineni ise, baş melek Cebrail'in İslam Peygamberi Hz. Muhammed'e ona daha fazla güç ve dayanıklılık sağlaması için kahve sunmasıdır.

OSMANLI'DA KAHVE

Kahve MS. 1000 yıllarında Yemen'de üretilmeye başlanmış. Osmanlı İmparatorluğu'na da ilk olarak Yemen'den gelmiş. İmparatorluk Yemen'e doğru genişledikçe, Osmanlılar kahve ile tanışmışlar. Dönemin Yemen Valisi olan Özdemir Paşa, çok sevdiği bu içeceği İstanbul'a getirmiş ve böylece saray kahveyi tanımış. Zamanla bugün Türk kahvesi denilen şekliyle, yetenekli kahve ustaları tarafından sultana servis edilen bir içecek halini almış. Haremde cariyelere doğru kahve pişirme dersleri bile verilmiş.

Osmanlı'da ilk kahvehanenin 1550 yılında İstanbul'da açıldığı yazılıyor. Sonrasında bir kültür haline gelen kahvehaneler, insanların toplanıp kahve içtikleri, muhabbet edip fikir alışverişinde bulundukları mekanlar haline geliyor.

VENEDİK TACİRLERİ İLE AVRUPA'YA YAYILIYOR

Kahvenin Avrupa'ya yayılışı ise Osmanlı aracılığıyla oluyor. Bu sebeple Batı'da Türk kahvesi olarak anılan içecek, Venedikli tacirlerin 1615 yılında kahve tohumlarını İstanbul'dan Venedik'e götürmesiyle Avrupa'da tanınmaya başlıyor. İtalyanlar için kısa zamanda vazgeçilmez bir içecek olan Türk kahvesi, orada da en az Osmanlı'da olduğu kadar seviliyor ve sahipleniyor. Öyle ki bugün İtalya'da günde 38 milyon fincan kahve tüketildiği söylenmektedir.

Bir başka Avrupa'ya yayılma öyküsü ise Viyana Kuşatması esnasında yaşanıyor. 1683 yılındaki kuşatmada, Osmanlılar çekilirken arkalarında çuvallar dolusu kahve tohumu bırakmışlar. Viyanalılar bunun ilk başta deve yemi olduğunu düşünseler de, kuşatma boyunca Türkleri izleyen gizli ajanlar sayesinde, bu tohumların gerçek öyküsünü öğreniyorlar. Kısa bir zaman içinde Viyana'da “Türk içkisi” olarak anılmaya başlanan kahve, girişimci bir Polonyalının şehirdeki ilk kahvehaneyi açmasıyla yaygınlaşıyor.

Kuşatmadan yüz yıl kadar sonra Batı Avrupa kahvehaneler ile dolup taşmaya başlıyor. Özellikle yazarlar, besteciler gibi aydınların toplanma yerleri haline dönüşen kahvehanelerin müdavimleri arasında Voltaire, Balzac, Beethoven ve Mozart gibi isimlerin de olduğu belirtiliyor.

Kahve artık bütün dünyada bilinen ve herkes tarafından çok sevilen bir içecek. Türk kahvesi olarak Avrupa'ya yayılmış olmasına rağmen bugün çok farklı tarzlarda ve çeşitlerde insanlara sunuluyor. Dünyada 20 milyon insanın istihdam edildiği çok geniş kapsamlı bir sektörü var. Dünya çapında petrolden sonra en çok dolarla ticareti yapılan ikinci ürün olarak dikkat çekiyor.

 

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler