Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş) Genel Başkanı Sami Dilek, sendika olarak arzu ve hedeflerinin, bir an önce Kıbrıs müzakerelerinin başlayarak, adil bir yönetim şeklinin tüm Kıbrıs halkları için oluşması olduğunu belirtti.
“Çalışanlarımız ve tüm emekçiler, ülkemizdeki izolasyonların kaldırılmasını ve Uluslararası Çalışma Örgütü kararları ile Avrupa Birliği kriterlerinin ülkemizde uygulama aşamasına gelmesini de arzulamaktadır” diyen Dilek, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı buruk kutladıklarını, bir taraftan yasaların getirdiği sıkıntılar, diğer taraftan Türk Lirası’nın yabancı para birimlerine karşı değer kaybetmesinin enflasyonu körüklemekte, çalışanların alım gücünü zayıflatmak olduğunu, bunun da halkı süratle fakirliğe itmekte olduğunu kaydederek, “Hükümetin ivedilikle bu konulara çare üretmesi gerekmektedir” dedi.
Kamu-İş Genel Başkanı Sami Dilek, 1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda, 1 Mayıs’ın işçi ve emekçilerin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü olduğunu belirterek, “1 Mayıs; işçilerin emeğini ve aşını sömüren emperyalizme karşı direnenlerin, günde 8 saat çalışma süresini kazanmanın yıl dönümüdür” dedi.
Dilek mesajında şunları ifade etti:
“1 Mayıs 1886, başta Amerika’daki işçiler olmak üzere, tüm dünya işçilerinin emperyalizme karşı verdikleri zorlu mücadelenin kazanıldığı tarihtir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde çalışma hayatıyla ilgili tüm yasalar, 1974 Mutlu Barış Harekâtı’ndan hemen sonra oluşan yönetimlerle, zaman zaman mücadele, zaman zaman eylem ve grevlerle zaman zaman da uzlaşı ile tamamlanmıştır. Hazırlanan yasalar, Demokratik Dünya ülkelerinin, yasaları da dikkate alınarak, dünya ülkelerine uyumlaştırılarak, çağdaş uygulanabilir yasalar haline getirilmiştir.
Hazırlanan bu yasalarla dünya konjonktürüne yakın, ama eksiklikleri mevcut yasalardır. 2008 yılı itibarıyla, bu yasalardaki mevcut eksiklikleri giderip, daha çağdaş yasalar oluşturacağımıza, sendikaların karşısında olan işveren konumundaki yönetimler, bu yasaları ve içeriğini de olan işçi haklarını daha da gerilere çekecek tavırlar içerisine girmişlerdir. 2009’dan sonra değişen Yönetim kadroları da ayni uygulama yöntemini seçmişler ve çalışanların haklarını geriletmeye devam etmişlerdir.
Ne yazık ki hem geçmiş hükümetler döneminde ve hem de şimdiki hükümette olanlar çalışma yasalarını ellemekte, birçok olumsuzluklar yaratmakla, çalışma yasalarını ülkemizdeki sosyal güvenlik konularını, allak bullak etmiş, yasalar uygulandıkça Toplu İş Sözleşmeleri özelliklerini yitirmiş, ülkemizdeki maaş-ücret uygulamaları çalışanları ve ayni iş yapanları bile sınıflara ayırmıştır. Çalışanlar, daha güzel yarınlar, daha iyi haklar beklerken, son 10 yıl içerisinde hakların geriletilmesiyle verimlilik ve motivasyon ortadan kalkmıştır.
Uygulamaya konulan, göç yasası ile çalışanlar bölünmüş, eşit işe eşit ücret prensibi ortadan kaldırılmış, Toplu İş Sözleşmelerine müdahaleler artmış, hatta Toplu İş Sözleşmesi yapma gereği duyulmamıştır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Meclis’te geçen yasalarla, yine Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Meclisi’nde onaylanan Toplu İş Sözleşmesi ve toplu pazarlıkla ilgili Uluslararası Çalışma Örgütü kararları hiçe sayılmıştır.
Bu gidişle, müdahaleler altında olan Toplu İş Sözleşmesi haklarımızın yeniden tesisi için yıllar önce 1 Mayıs emekçilerinin günü için yapılan mücadeleler gibi mücadele ortamına girmemiz gerekecektir.
Biz emekçiler olarak barış ve özgürlükten yanayız. Kıbrıs konusundaki barış görüşmeleri başlamış bir noktaya gelmiş ve sonra da durmuştur. Arzumuz ve hedefimiz bir an önce barış görüşmelerinin başlaması ve adil bir yönetim şeklinin, tüm Kıbrıs halkları için oluşmasıdır. Çalışanlarımız ve tüm emekçiler, ülkemizdeki izolasyonların kaldırılmasını ve Uluslararası Çalışma Örgütü kararları ile Avrupa Birliği kriterlerinin ülkemizde uygulama aşamasına gelmesini arzulamaktadır.
İşçilerimizin ve tüm emekçi kardeşlerimizin 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı büyük bir burukluk içerisinde kutlamaktayız.
Bir taraftan yasaların getirdiği sıkıntılar, diğer taraftan ise Türk Lirası’nın yabancı para birimlerine karşı değer kaybetmesi, enflasyonu körüklemekte, çalışanların alım güçlerini zayıflatmaktadır. Bu da insanlarımızı süratle fakirliğe itmektedir.
Hükümetin ivedilikle bu konulara çare üretmesi gerekmektedir.
1 Mayıs işçi ve emekçilerin bayramı, dünya çapında kutlanmakta olup, birlik, beraberlik, dayanışma ve haksızlıklara karşı mücadele günüdür. Bu günün anlamına uygun olarak, geriletilen sendikal hakların tesisi, Toplu İş Sözleşmelerine müdahalelerin ortadan kaldırılması, çalışanların ve halkın alım gücünün yükseltilmesi için mücadeleye hazır olunması dileğiyle, 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı en içten duygularla kutlar, tüm insanlara barış, mutluluk ve sağlıklı yaşam dilerim.”
(SEL)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.