Kan vermek, toplum sağlığı açısından çok önemlidir. Başka hastalara kan nakli için ya da bazı ilaçların üretiminde kullanılmak üzere kan bağışı yapmak, toplumlarda gönüllü olarak yapılan bir işlemdir. Kan bağışı yapmak için kimse zorlanamaz ancak toplum sağlığı açısından çok önemli olduğundan birçok kişi düzenli olarak kan bağışında bulunur. Bağışlanan kanlar, kan bankalarında depolanır ve gerektiğinde kaza geçiren ya da hastanelerde çeşitli nedenlerle kan nakline ihtiyaç duyan hastaların tedavisinde kullanılır. Kan bağışı konusunda en önemli konulardan biri, bağışlanan kanlarda hastalık bulunup bulunmamasıdır. Kan yoluyla bulaşabilen hastalıklara sahip kişilerden alınan kanlar nakledileceği kişide de aynı hastalığın başlangıcına neden olacağı için, hastalıklı kanlar tehlikelidir. Bu nedenle bağışlanan kan mutlaka teste tabi tutulur. Kan bağışı nedir? Kan verme şartları...
Kan bağışı, kişilerin başka insanların tedavisinde ya da bazı ilaçların üretiminde kullanılmak üzere kan vermeleri işlemine denir. Kan bağışı toplumdaki diğer insanların sağlığı açısından çok önemli ve faydalı bir işlemdir. Sağlıklı bireylerden alınan kanlar kan bankalarında depolanarak uygun koşullarda saklanır ve acil durumlarda kan nakline ihtiyaç duyan hastalara nakledilir. Ülkemizde Kızılay kurumu, Ulusal Kan Temini Projesi'ni yürüten kurumdur. Kızılay ülkemiz genelinde birçok sabit ya da mobil kan bağışı merkezine sahiptir. Kan bağışlamak isteyen kişiler Kızılay'ın kan bağışı noktalarına giderek kan verebilirler. Kan bağışı merkezlerine giderek kan vermek isteyen kişilere, kan bağışçısını bilgilendirmeye yönelik bir form, kan bağışçısı kayıt formu ve kan bağışçısı sorgulama formu verilir. Bilgilendirme formu iyice okunduktan sonra, diğer formlar doldurularak görevlilere teslim edilir.
Kan bağışı alınacak olan kişinin kan almak için uygun damarı sağlık görevlileri tarafından belirlenir ve öncelikle kan alınacak damarın üzerinde bulunan deri antiseptik bir madde ile dezenfekte edilir. Daha sonra damara girilerek kan alma işlemi başlatılır. En fazla 10 dakika içinde tamamlanan kan alma işleminin ardından alınan kan test edilir. Bağışlanan kanlar HIV, Hepatit ve Sifiliz gibi kan yoluyla bulaşan hastalıklar yönünden teste tabi tutulur. Kanda herhangi bir hastalık bulunmadığı ve kanın sağlıklı olduğu tespit edilirse, kan bankalarında depolanarak kullanıma hazır halde bekletilir. Kan verme işleminden sonra kan veren kişiler kısa süreliğine istirahate alınır ve kan verme sonrası kendilerine mineral yönünden zengin olduğu bilinen içecek ve yiyecekler ikram edilir. Kan bağışı yapmanın belirli şartları vardır:
KAN VERME ŞARTLARI
- 18 yaşını doldurmuş ve 19 yaşından gün almış olmak
- 66 yaşına gelmemiş olmak
- Kan bağışını ilk kez yapacak olanlar için 60 yaşını doldurmamış olmak
- Vücut ağırlığı 50 kilogramın üzerinde olmak
- Son bir yıl içinde ameliyat olmamış olmak ve dövme, piercing ve akupunktur gibi uygulamalar yaptırmamış olmak
- Herhangi bir bulaşıcı hastalığa sahip olmamak
- Bağışçı Sorgulama Formu'nda istenen bilgilerin tamamını doğru ve eksiksiz şekilde doldurmuş olmak.
KAÇ YAŞINA KADAR KAN VERİLEBİLİR?
Kan bağışında bulunabilmek için, daha önce kan verme deneyimi var ise 65 yaşını doldurarak 66 yaşından gün almamış olmak gerekir. Ancak daha önce hiç kan vermemiş kişiler için bu yaş sınırı 61'dir. Hayatında ilk kez kan vermek isteyen bir kişi 61 yaşından gün almış ise kan veremez.
KAN AÇ KARNINA MI TOK KARNINA MI VERİLİR?
Kan bağışı öncesinde çok aşırı yememek koşuluyla karnını doyurmak gerekir. Ayrıca kan bağışı öncesinde aşırı yağlı gıdalar tüketmemekte yarar vardır. Kan bağışı öncesinde karnın doyurulması önemli olduğu gibi, bol miktarda su tüketilmesi de tavsiye edilir. Kan bağışçısının kan vermeden önceki 12 saat içinde alkol tüketmemiş olması önemlidir. Ayrıca, aşırı yorgun ya da uykusuz vaziyetteyken de kan verilmemesi tavsiye edilir.
KİMLER KAN BAĞIŞI YAPAMAZ?
Kan bağışı ret nedenleri çok çeşitlidir. Birçok faktör kan bağışına engel olmaktadır. Kimi insanlar, ömür boyu kan bağışında bulunamazlar. Kan bağışında bulunamayacak olan kişiler şunlardır:
- Hepatit B, Hepatit C, AIDS gibi hastalıklar geçirmiş olanlar
- Bağışıklık sisteminin kendi dokularına saldırmasına neden olan otoimmün hastalıklara sahip olanlar
- Kanama eğilimine sahip olanlar
- Epilepsi hastası olanlar
- Kronik bronşit hastası olanlar
- Doku ya da organ nakli olmuş olanlar
- Kalp hastalıklarına sahip olanlar
- Kronik böbrek yetmezliği, kronik karaciğer yetmezliği ya da siroz hastası olanlar
- Diyabet hastası olduğu için insülin kullananlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.