Uzman Klinik Psikolog Sırma Palademir, çağın en yaygın hastalıklarından biri olan kanserin, hem hasta hem de yakınları açısından fizyolojik, ruhsal ve sosyal anlamda çeşitli zorluklar doğuran bir tedavi süreci gerektirdiğini belirtti. Palademir, "Araştırmalar kişinin hastalığı hakkında konuşabilmesinin, duygularını ifade edebilmesinin ve yaşadığı zorlukları paylaşmasının kanserle baş etmeye olumlu katkıda bulunduğu ve hastanın duygusal yükünü azaltarak ruhsal bir rahatlama sağladığı tespit edilmiştir" dedi.
Posta'da yer alan habere göre, tedavi sürecinin cerrahi girişim, radyoterapi, kemoterapi, ilaç tedavisi gibi adımlardan oluşabildiğini ve çoğunlukla uzun soluklu seyrettiğini dile getiren Palademir, psiko-onkolojinin (kanser psikolojisi) tedavinin bir parçası haline geldiğini kaydetti. Kanser tanısı alan hastada olumsuz duyguların yüzeye çıkmasının çoğunlukla kaçınılmaz olduğunu ifade eden Palademir, şunları söyledi:
"Tanıyla birlikte anksiyete, korku, endişe gibi duygulanımlar tetiklenir ve kişi bunlarla baş etmekte zorlandığında sıklıkla öfke hisseder. Kanser hastalığı, uygulanan tedavi planının özelliklerine bağlı olarak kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte genel olarak hastanın günlük hayatının akışını, işlevselliğini, meslek yaşamını, aile hayatını, cinsel yaşamını, beslenme düzenini, ilişkilerini ve sosyal yaşamını doğrudan etkilemektedir. Bunun yanı sıra çoğunlukla kişi önemli bedensel değişimler ve kayıplar (saçların dökülmesi, tedavinin yan etkilerine bağlı bazı işlevsel kayıplar vb.) yaşar. Dolayısıyla kişinin bu değişimleri kabullenmesi ve tedaviye uyum sağlaması her zaman kolay olmamaktadır."
Tedavinin ayrılmaz parçası
"Tanının hasta tarafından nasıl karşılandığı, kişide ne tür duygulanımları tetiklediği, iç dünyasında neleri harekete geçirdiği hastadan hastaya değişkenlik gösterir" diyen Uzm. Klinik Psikolog Palademir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde kanser tedavisinin psikososyal yönü genellikle eksik kalmaktadır. Bunun başlıca nedeni kanser tanısının çoğunlukla hastadan, zaman zaman da bazı yakınlarından gizlenmesidir. Bu durum hem hasta hem de yakınları tarafından iki taraflı bir inkar ve yok saymaya neden olarak kişinin ve yakınlarının tanıya bağlı olarak gelişen psikolojik dinamiklerini çalışmayı imkansız kılar. Oysaki araştırmalar kişinin hastalığı hakkında konuşabilmesinin, duygularını ifade edebilmesinin ve yaşadığı zorlukları paylaşmasının kanserle baş etmeye olumlu katkıda bulunduğu ve hastanın duygusal yükünü azaltarak ruhsal bir rahatlama sağladığı tespit edilmiştir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.