Kanserde gen aktarımıyla tedavi üretiliyor 'Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi' ikinci gününde devam ediyor Biyoteknoloji alanındaki önemli gelişmelerin aktarıldığı Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi ikinci gününde alanının uzman isimlerinin katıldığı oturumlarla devam ediyor.
Kanserde gen aktarımıyla tedavi üretiliyor
'Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi' ikinci gününde devam ediyor
İSTANBUL - Biyoteknoloji alanındaki önemli gelişmelerin aktarıldığı Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi ikinci gününde alanının uzman isimlerinin katıldığı oturumlarla devam ediyor. Kongrenin ikinci gününde ise, hücre ve gen tedavilerinin güncel yaklaşımları ile kanser tedavisinde hücre ve gen tedavisinin güncel yaklaşımları masaya yatırıldı.
Uluslararası Biyoteknoloji Kongresi alanının uzman isimlerinin katıldığı oturumlarla devam ediyor. Kongrenin ikinci gününde, hücre ve gen tedavilerine güncel yaklaşımlar masaya yatırıldı. Gerçekleşen oturumlarda alanının uzman isimleri kanser tedavisinde hücre ve gen tedavilerinin güncel yaklaşımları ve kanser tedavisinde faz çalışmaları konusunda önemli bilgiler verdi. 'Hücre ve gen tedavilerine güncel yaklaşımlar' adlı dördüncü oturumda Dr. Semih Tareen, Prof. Dr. Ali Güre, Prof. Dr. Fatih Demirkan ve Prof. Dr. Mustafa Çetiner sunum gerçekleştirdi.
"Gen aktarımı yaparak kansere karşı tedaviler üretilebiliyor"
'Kanser tedavisinde hücre ve gen tedavilerinin yeri, güncel yaklaşımlar' konusunda açıklamalarda bulunan Dr. Semih Tareen, "Viral vektörler kullanarak kansere karşı tedavileri geliştirme üzerine çalışıyorum. Kullandığımız bu viral vektörler değişebiliyor. Lentivirüs gibi virüsleri kullanarak hücre içerisine gen aktarımı yapıyoruz. Bu gen aktarımı sonucunda da kansere karşı tedaviler üretebiliyoruz. Covid-19 döneminde virüslerin özellikle patojenik olduğunu, virüslerin insanlara zarar verdiği düşüncelerine kapıldık. Patojenik virüsler açısında bu doğru ancak virüslerin çoğu aslında etkisiz. Bazı virüslerin doğadaki evrime katkıları çok önemlidir" ifadelerini kullandı.
"Meme kanseri alt gruplarını transkriptomik yaklaşımlarla tespit edebiliyoruz"
Prof. Dr. Ali Osmay Güre ise, 'Kanserde transkriptomik tedavi yönlendirmesi' başlıklı sunumunda şunları söyledi: "Transkriptomik genel olarak genomik gibi bir dokunun RNA dizileme analizi sonucunda elde edilen bilgilerin kullanımıyla yapılan işlemlere denir. Bu konuda çeşitli çalışmalarımız bulunuyor. Meme kanseri alt gruplarını transkriptomik yaklaşımlarla tespit edebiliyoruz".
"Onkolojik çalışmalarda etkili bulunan molekülü kanser tedavilerinde kullanabiliyoruz"
Prof. Dr. Fatih Demirkan da, kanser tedavisinde faz çalışmalarından bahsederek, "Özellikle onkolojik çalışmalarda etkili bulunan molekülü kanser tedavilerinde kullanabiliyoruz. Buradan sonra faz 1 çalışmaları yapılıyor. Bu kısımda insanların ilaca karşı dayanıklılığını görmek için çalışmalar yapılıyor. Bu kısımda 20 ila 100 arasında gönüllüler oluyor. Faz 2 kısmı ise hedef hastalığı olan kısıtlı sayıdaki hasta üzerinde yapılan pilot etkinlik ve güvenlik araştırmalarıdır. Burada etkili doz aralığının saptanması ve doz yanıt ilişkisi araştırılıyor. Faz 3 ise araştırılan ilacın etkinliğini ve güvenliğini daha geniş bir popülasyonda saptar. Bunun için gerekli tüm bilgiler toplanır. Kabul edilebilir bir çalışma olması için kontrol grubunun olması gerekiyor. Faz 4 çalışmalarında da, ruhsatlı ilaç ile yapılan klinik çalışmalardır" açıklamalarında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.