• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 9 °C
  • Mağusa 7 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 8 °C
  • İskele 7 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 7 °C

Kanserdeki hızlı artışın nedenleri

Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri kanser dünyada ve ülkemizde artmaya devam ediyor.
Kanserdeki hızlı artışın nedenleri

Bilimsel araştırmalar, günümüzde sık görülen kanser türlerinin dış faktörlere bağlı olduğunu gösteriyor. Yani soluduğumuz, yiyip içtiğimiz, maruz kaldığımız yapay kimyasal manyetik toksik durumlar bunun en önemli sebepleri arasında yer alıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, kanserdeki artışın görünmeyen nedenlerini şöyle açıkladı:

Artış hiç şaşırtıcı değil

Aslında tüm faktörlere bakıldığında kanserdeki artışın şaşırtıcı gelmemesi gerekir. Günlük hayatta yüz binden fazla kimyasalla karşı karşıya kalabileceğimiz gerçeği unutulmamalıdır. Her sene yeni 1500-2000 kimyasal insanların kullanımına sunulmaktadır. Son 30 yılda 70 bin kimyasal madde, 12 bin gıda katkı maddesi, bin tarım kimyasalı ve kozmetik sanayiinde kullanılmak üzere 12 bin kimyasal bileşen kullanıma girmiştir. Tüm bu faktörler bir arada değerlendirildiğinde kanserdeki artış kesinlikle şaşırtıcı değildir.

4P1R'ye dikkat!

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kimya endüstrisi hızlı gelişmiş, kimyasalların güvenirliliği test edilmeden canlılar ve insanlar adeta denek olarak kullanılmıştır. Çevresel ve mesleki olarak maruz kalınan kimyasalların, gıda katkı maddelerinin kısa ve uzun vadede tek başlarına veya bir arada nasıl bir etki gösterecekleri test edilmemiş fakat onaylanmıştır. İnsan vücudu bu kimyasallara yabancıdır ve onlarla nasıl başa çıkacağı konusunda donanımsızdır. Özellikle ‘pestisitler' (tarım ilaçları), ‘plastikler', ‘parfümler' ve ‘petrol atıkları' kanserojen birçok kimyasal madde içerir. Bunun dışında günlük yaşamda ve hastanelerde tetkik-tedavi işlemleri için sık maruz kalınan ‘radyasyon' da önemli bir kanser nedenidir.

Tarım kimyasalları her yerde

Modern endüstriyel tarım kimyasalları birçok üründe kansere yol açan kalıntılar bırakır. Avrupa Birliği ülkelerinde tüketilen sebze, meyve ve tahılların üçte birinde en az iki tarım kimyasalı kalıntısının bulunduğu tespit edilmiştir. Tarım kimyasalları böceklere, haşerelere, bitlere ve yabancı otlara karşı kullanılır. Ayrıca hayvan yemlerine ve doğrudan hayvanların üzerine de uygulanabilir. Sebze ve meyveler, buğday dolayısıyla ekmek tarım kimyasalları içerebilir. Avrupa Birliği ülkeleri ve Rusya tarafından tarım kimyasalları kalıntıları bulunarak, tekrar geriye iade edilen tarım ürünlerimiz her zaman gündemdedir. Türkiye'de kullanılan tarım kimyasalı sayısı her sene değişmekle beraber 350 civarındadır. Diğer ülkelere göre daha az tarım kimyasalı kullanılmasına rağmen bilinçsiz uygulama nedeniyle ihraç edilen besinlerde daha fazla tarım kimyasalı saptanmaktadır.

En çok hamileler ve çocuklar etkileniyor

Sebze ve meyvecilikte kullanılan kimyasal tarım ilaçları ve büyüme hormonları sağlığa zararlıdır. Çevre Sağlığı Ajansı (EPA) tarım ilaçlarının önemli bir kısmını kanserojen olarak ilan etmiştir. Tarlaya uygulanan tarım ilaçlarının ancak yüzde 2 kadarı uygulandığı yerde kalır, Yüzde 98'i rüzgar ve hava hareketleriyle çevreye yayılır. Topraklarda, yeraltı ve yerüstü sularında bu kimyasallar kalıcı olarak vardır ve toplum sağlığı için büyük tehlikedir. Tarım ilaçlarının yüzde 80'i hayvansal gıdalardan insanlara geçiş yapar. Özellikle balık, yumurta, kırmızı et ve süt ürünleri bu açıdan oldukça kirlidir. Bu tür ilaçlardan (küçük dozlarda tüketilseler dahi) özellikle hamileler, bebekler ve çocuklar en fazla etkilenen kesimdir. Kronik hastalıkların yanı sıra zeka geriliği ve dikkat dağınıklığına da yol açabilirler.

İşte çözüm önerileri

Tarım ilaçları; henüz daha doğmamış bebeklerin amniyon sıvısında, yeni doğan bebeklerin kordon kanında, annenin meme dokusunda, sütünde, insanların kan ve yağ dokularında geniş ölçüde bulunur. Sağlıklı nesiller için anne adaylarının hamile kalmadan önce ve hamilelik süresince tarım kimyasallarına kesinlikle maruz kalmamaları gerekir. Özellikle tarım kimyasallarından korunmak için güvenli organik besinler tercih edilmelidir. Ayrıca gün içinde cep telefonu kısıtlı kullanılmalı, yatak odamızda frekans yayıcı elektromanyetik cihazlar bulundurmamalı ya da bu cihazlar uyurken kapatılmalıdır. İyonize radyasyondan (tomografi, röntgen), plastiklerden, genetiği değiştirilmiş ürünlerden, gereksiz ilaç tüketiminden, aşırı deterjan ve kozmetik ürünlerden de mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler