Kaplıca sahili kıymete bindi!..

Arkadaşlar ile oturmuş bu yazın ne kadar sıcak geçtiğini konuşuyorduk. Abi bu yaz bunaldığım kadar hiçbir yaz bunaldığımı hatırlamıyorum dedi masada bulunan bir dost. O konuşurken söyle bir beyin jimnastiği yapayım dedim. Şerit geçerken doğru be demekten kendimi alamadım. Birde deniz sahiline ne kadar gittiğimi oralarda ne kadar zaman geçirdiğimi düşündüm. Galiba koskoca yaz belki de hiç denecek kadar az gittiğimi anımsadım. Bir an düşündüm iş güç, gazete şu bu derken çok yoğun bir tempoda yaşadığımzıı ve kendimize hiç vakit ayıramadığımızı düşündüm. Bir an kendi kendime be Taner İnsanın büyüdükçe mi artıyor dertleri, yoksa insan büyüdükçe mi anlıyor gerçekleri demekten alamadım. Sonra döndüm ve kendi kendime yahu özellikle bize Girne deniz sahilinde girecek yer mi bıraktılar dedim. Girne bölgesinde Belediyeler bile denizi ranta çevirir ve imam cami duvarına bilmem ne yaparsa cemaat ne yapar örneğinde olduğu gibi yasalara rağmen denize para ile girilirse ben imamın yaptığını değil cemaatin yaptığını yapmayı tercih ederim. Sosyal Medya’da dün Kaplıca sahil şeridinde güzelim bir sahil şeridini Büyükkonuk Belediyesinin çöplerden, otlardan ve zararlı haşarattan temizlediğini ve bunu yaptığı için eleştirildiğini gördüm. Neymiş efendim kum lalelerini ve kaplumbağaların yumurtladığı bölge talan edilmişmiş. Bu koroya hükümetlere göre hareket eden ve tavrını ona göre tayin edip, işine gelince sessiz kalmayı, ama abileri hükümetten gidince ağzındaki zibi açan Doğan Sahir kardeşimiz de dâhil olunca inanın cinler tepeme çıktı. Bir defa o sahil uyuşturucuların yatağı ve bıraktıkları iğnelerin çöplüğü olmuştu. Otlar, kamışlıklar değil sahili neredeyse denizi bile kaplamıştı. Yılanlar, çıyanlar orada lingiri oynarken, insan oralarda çok dikkatli hareket etmek zorunda kalıyordu. Sonuçta sahili Büyükkonuk Belediye Başkanı Ahmet Sennaroğlu temizletti. Yabani otları, kamışlıkları ve haşeratı özellikle uyuşturucu haşeratını oralardan attı. Vatandaşlar rahat denize girsin diye sahili bir güzel düzeltti. İnsanları seven bir başkan çıktı ve oralara çeki düzen verdi ya, hemen oraları birileri HAM yapmak için kolları sıvadı. Düğmeye basarak ömürleri boyunca otlar ve haşereler nedeni ile o sahile gelmeyen Kaplumbağaları, kum lalelerini hatırlatmaya başladı. O güzelim sahilin 100 metre yanında devasa restoran ve karavanları görmezden gelerek sahil tarumar ediliyor pilavı ısıtılıp menüye dâhil edilmeye çalışıldı. Peki, efendim UBP zamanında verilen izin ile denizin hemen dibinde yapılan o restoran ve gelişi güzel sahile konulan karavanlar sahili berbat etmiyor mu? Onlar etmiyorsa temizlenen ve halkın hizmetine sunulmaya çalışılan o güzelim sahil neden halka hizmet vermesin ki? Sahilde buzluklu eski bir araba var. Birisi hafta sonu geliyor o arabanın buzluğunu çalıştırıyor ve halka su ve meşrubat satıyor. O vatandaş bunu yaparken çevreciler ile Çevre Bakanlığı bunu görmezden geliyorsa belediyeye üç-beş kuruş gelir sağlayacak beton olmaması şartı ile bir galif belediyeye neden çok görülüyor. Otlar ve yılanlar ile çıyanlar ile dolu, uyuşturucu iğnelerinin kol gezdiği sahil görmezden gelinirken temizlendikten sonra şimdi neden rağbete girdi dersiniz? O güzelim sahilin birilerine peşkeş çekildiği kesin. Bunu önlemek için bence hükümet bir karar üretmeli. Bu sahili Belediyenin kontrolüne verip halkın hizmetine sunmalı. Halk orada denize giriş ücreti ödemeden rahatça denize girmeli ve stres atmalı. Sahi çok şey mi istedik?