Karanlık ilişkiler devletin zeminini oluşturmuş!

Bir ülkede her şey bu kadar mı şaibe altında olur? Olur. Denetim mekanizmalarının bilerek ve isteyerek kurulmadığı bir devlet yönetiminde her şey olur. Karanlık ilişkiler hortlar. Siyasi erkle çarpık ilişkiler kurulur. Ve çirkefin içinde çark dönmeye devam eder. Sonra da hangi taşı kaldırsanız altından çıkarlar. Bugün sizlerle paylaşacağım siyaset ile iç içe girmiş çarpık ilişkilerin doğurduğu bir sonuçtur. Bir işletme ve bu işletmenin bir siyasi parti ile olan yakın ilişkisinden mütevellit yaşanan hadiselerden bahsedeceğim. Malum şirket bir inşaat şirketi. Ve bu şirketin yetkilisi ve/veyahut direktörünün bir siyasi partiyle olan yakınlığı var. Bu siyasi parti iktidara her ortak olduğunda bu şirketin yıldızı da parlıyor. Yani anlayacağınız paralel ilerliyorlar. Söz konusu grubun bünyesine faaliyet gösteren şirketlerin bugüne kadar bu ilişkiler sayesinde birçok ihale aldığı biliniyor. Malum işletmenin DAÜ’de aldığı bir ihale sonrası eksik bıraktığı ya da tam anlamı ile yükümlülüğünü yerine getiremediği bir binanın olduğunu, buna karşılık o dönemin DAÜ idaresi tarafından kendisine ödeme yapılmadığını, Yakın olduğu ve ilişki içerisinde bulunduğu siyasi partinin iktidara ortak olması ile birlikte söz konusu ödemenin ilgili şirkete yapılması için DAÜ yönetimine baskı yapıldığını, daha sonra DAÜ’de yönetim değişikliği yaşandığını, bu esnada da yükümlülüğünü yerine getirmemesine rağmen ilgili şirkete ödemenin yapıldığını biliyoruz. Hoş bunları bilmeyen kaldı mı? Ondan da emin değilim. Lakin bilindiği halde bugün oldu hala bu yanlış işlerin sorgulanmamasındadır esas tehlike. Yapılan onca yanlış işin meşrulaştırılmasındadır yozlaşmışlık. Ha hepsi bu kadar mı? Değil elbet. O zaman devam edelim. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi'nin Mağusa Serbest Bölgesi içindeki eski bir taş ocağının Aynı grup içindeki bir işletmeye ihalesiz verildiği yönünde bir bilgiye ulaştım. Tabi o dönemde bu grubun yakın ilişki içerisinde bulunduğu siyasi parti iktidar ortağıydı. Ve eski eserler ve müzeler dairesi de onların tuttuğu bir bakanlığın sorumluluğundaydı. İşte bu şirkete verilen bu ocak Mağusa'da surların restorasyonlarda kullanılacak taşın temini içindi. Ama günün sonunda taş blok başına 35 Euro gibi fiyat ortaya koyan ilgili şirket, AB-UNDP birlikteliğindeki ilk ihalenin iptaline neden oldu. Peki neden? Çünkü ayni ekipler güneyde ayni restorasyonlar için benzer nitelikteki ve ebattaki taşı 8 Euro civarında temin etmekteydiler. Dolayısı ile bu fiyatla ihaleyi sonuçlandırmayacaklarını söylediler. Şu anda 2. ihale açıldı. Bu ihalenin benzer sebeplerle iptali durumunda kentin tarihi dokusuna aktarılacak 2 milyon Euro civarındaki bir para maalesef kullanılamayacak. Bitti mi? Hayır. Devam edelim; aynı şirketin yine yakın ilişki içerisinde olduğu parti sayesinde Lefkoşa’da aldığı benzeri bir ihalede bugün sıkıntılar yaşandığı biliniyor. Ve şu anda ilgili bakanlıkla Lefkoşa'da çok yüksek meblağlara bitirilemeyen Kumarcılar Hanı restorasyonu konusunda şaibeli bir durum yarattığına dair bilgiler ortada dolaşıyor.