Karar sizlerin olacaktır

Bizde halk arasında kullandığımız söylemler vardır.‘’Kabak kesme’’ ‘’Boş keseden atma’’’’Attı mı mangalda kül bırakmaz’’’’Çam devirdi’’’’He perhiz ne lahana turşusu’’’’Kendini nimetten sanma’’Hemen hemen bu sözler ayni anlam için kullanılmaktadır. Günümüzde de yapılanların söylenenlerin tam anlamı galiba bu sözlerdir.

Bence 1976’dan sonra zaten bu terimi kullanmaya başlamalıydık. . O tarihten itibaren memleketi hep kabak kesenler yönetmişlerdir.

Kırk bir yıldır bizi yönetenlerin bizi bu noktaya getirmelerinin izahı yoktur. Hepsi yukarıdaki söylemlere uygun olarak yönetmişlerdir. Aslında yönetmişler demek yerine yönetilenler demek gerekmektedir.

Aradan geçen bunca yıl yönetemeyip yönetilen durumuna düşmenizden sizler hiçbir zaman hicap duymadınız. Hep yüzümüze baka baka egemenlikten ve bağımsızlıktan bahsettiniz.

Seçim sonuçlarına bakıyoruz hep en çok vadedenler, en milliyetçiler, en solcular hep seçilmişler ama bir türlü halkını esenliğe kavuşturamamışlardır

Kırk bir yıldır bırakın sosyal ve ekonomik kalkınmayı yer altında da yer üstünde da neyimiz varsa tüketilmiştir.

Toplumsal olarak en büyük beklentimiz çözümdür. Çözüm yolunda atılan adımlar bizleri heyecanlandırdığı kadar yıllardır çözümsüzlükten nemalanan kesim her dakika çözümsüzlük yolunda seslerini yükseltmektedirler.

En fazla kızdıkları da çözüm halinde mal değişiminin kıstaslara bağlanmış olmasıdır.Akıncı’nın ağzından mal konusu global değişim ve tazminatlarla çözülecek dese bayram edecek belki da çözümün en büyük destekçileri olacaklardır.Malum kapanın elinde kalacak ve yasallaşacak..

Cenevre görüşmelerin yavaşladığı bu dönemde bu çözümsüzlük havarileri duruşlarını keskinleştirmenin peşine düşmüşlerdir.

Düşünün Devlet kaynakları ile büyük bir heyetle Cenevre’ye giden Başbakan ve heyeti hiçbir şey yapmadan hatta kendilerine verilen tarihi bir fırsat olan BM resepsiyonuna katılmadan geri dönen Başbakan. Kıbrıs’a dönüşte bu duruşunu her gün için daha da ileri taşımaktadır. Gelinen noktada artık Cumhurbaşkanının bilgilendirme toplantılarına bile katılmayacağını duyurmuştur. Yani bundan sonra sadece bilmeden karşı bir duruş sergileceğim demek istemektedir.

Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş,  Kıbrıs Türk tarafının ekonomik açından çözüme hazır olmadığını ifade etti.

Denktaş; “Kendi görüşmecilerimiz, ‘koçanlarımız geçersizdir’ anlayışı ile konuyu ele alıyor. Bizim koçanlarımız devletin teminatı altındadır ve geçerlidir. Bu konuda kimsenin kuşkusu olmasın” demektedir.

Kudret Özersay ise yaptığı bir açıklamada 7 maddelik bir öngörü ve tavsiyenin sonrasında şu sonucu çıkartmaktadır.’’ Sonuçta müzakereler bağlamında Kıbrıs Türk tarafı için belirsizlik devam ederken

Cenevre’de elimizdeki pazarlık kozlarını iyice tüketmiş haldeyiz. Bu noktadan sonra “umarım yanılırım” dahi diyemiyorum…’’

Bunlara bakılacak olursa demek çözüm Kıbrıslı Türklerin yok olmasını sağlayacak gibi bir algı yaratılmaktadır.

Hâlbuki karar verecek sonuçta halk olacaktır. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın şu söylemi da bunu açıkça ortaya koymaktadır.

‘’ Tek taraflı olarak çözümü getiremeyiz. Ancak onurlu bir çözüme eğer yanaşırlarsa, böyle bir çözümde KKTC olarak eşit iki kurucu devletten biri olarak yerimizi alırız. Ama gelmiyorlarsa da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak yolumuza devam ederiz.”

Ancak bu söylem bile bu cepheyi tatmin etmemekte ve içlerinden seçtiğim bir sözle ‘’Boş kesede atma’’ya devam etmektedirler.