Önemli bir savaş sırasında Japon bir komutan askerlerinin sayısının düşmanlarınkine kıyasla çok daha az olmasına rağmen saldırıya geçmeye karar verir. Ordusunun kazanacağına olan güveni tamdır. Ancak, askerleri zafer konusunda oldukça kaygılıdır. Savaş alanına doğru ilerlerken, yol kenarındaki bir tapınakta durup hep birlikte dua ederler. Daha sonra komutan cebinden bozuk para çıkararak “Şimdi yazı-tura atacağız. Eğer tura gelirse, biz kazanacağız, ama eğer yazı gelirse kaybedeceğiz, kaderimiz böylece ortaya çıkacak” der. Bozuk parayı havaya atar ve herkes sabırsızca paranın yere düşmesini bekler. Tura gelmiştir. Askerler çok sevinirler; kendilerine olan güvenlerini toplamışlardır. Bu coşkuyla düşmana saldırır ve savaşı kazanırlar. Bir süre sonra yüzbaşı komutanının yanına gelerek onun kehanetini takdir edercesine, “Kimse kaderi değiştiremez” der. Bunun üzerine “Haklısın” der komutan, iki tarafı da –tura- olan parayı göstererek...!! Hepimizin hayatında zorlanarak aldığımız kararlar vardır. Kimi zaman bu iş hayatımızda, kimi zaman evliliğimizde, kimi zaman ise kendi içimizde yaşanmışlıklarla ilgilidir çoğu zaman. Bütün bu kararlar, sonuçları ne olursa olsun kendimize duyduğumuz özgüven sayesinde meydana çıkmıştır. Tıpkı Konfüçyüs’ün dediği gibi “Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmekten, kararlı olmak da korkudan kurtarır.” Daniel Goleman, Emotional Intelligence – Duygusal Zeka kitabında bunu şöyle irdeliyor. “Duygusal olarak becerikli insanların kendi duygularını bilen ve iyi yöneten ve diğer kişilerin duygularını okuyan ve bunlarla etkin bir biçimde karşılaşan insanların, yaşamlarında bir çok avantaja sahip olduklarından, tüm bunların özgüvenlerini beslemektedir.” Kendi yaşam sınırlarımıza baktığımızda, sevdiğimiz ve sevildiğimiz ortamlarda daha girişken ve rahat olduğumuz, kişilerle olan diyaloglarımızda iletişim becerilerimizi daha rahat kullandığımız ortadadır. Peki ya aksi durumlarda? Duygularımızı kendi çerçevelerine hapsedip de, yüreklerimizin dışına taşıramadığımız durumlarda ne yapacağız? Kararlarımızı alırken, verdiğimiz karardan ne kadar emin olabileceğiz? İşte bunun sırrı da sanırım öncelikle kendimizi ve başkalarını olduğu gibi Kabul edebilme becerisinde gizli. Bunu yapabildiğimiz sürece, içsel çatışmalar yaşanarak, sıkıntı çekilerek verilmiş kararlardan çok, huzurla aldığımız kararların arkasında dimdik durabileceğiz. Sonuçları neye gebe olursa olsun. Gönül pencerelerinizin sonuna kadar açık olması dileğiyle…
KARARLAR
- 15:10 - Tam 34 kilogram... En çok yağış o bölgeye düştü!
- 14:47 - Yer Lefkoşa: Sarhoş olup kavga ettiler!
- 14:12 - Hüseyin Ulu'nun ölümü... Araç sürücüsü teminatla serbest...
- 13:59 - Özersay: Fransız uçaklarının hava sahamızı ihlali provokasyondur
- 13:57 - 33 sendika Meclis önünde eylem yaptı, genel greve gidildi!
- 13:37 - Aracında uyuşturucu ile yakalandı!
- 13:23 - İskele Kupası’nda Çetinkaya – G.Birliği finali
- 13:15 - Girne’de Seyir Halindeki Araç Alev Aldı
- 13:11 - DAÜ ile Kırgız Devlet Üniversitesi Arasında Akademik İş Birliği Protokolü
- 12:57 - Trafik Haftasında 70 Kaza: 1 Ölü, 19 Yaralı
- 12:55 - Girne-Alsancak Yolunda Alkollü Sürücü Trafik Kazasına Neden Oldu
- 12:42 - Sendikalar Meclis kapısına dayandı! Genel grev yapılıyor...
- 12:42 - KKTC’de İkamet İzinsiz Yaşayan 5 Kişi Tutuklandı
- 12:05 - DAÜ, 3. Uluslararası ve 6. Ulusal Sağlık Hizmetleri Kongresi’nde Temsil Edildi
- 12:02 - Beklenen ödeme gerçekleşiyor!
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.