AA’nın haberine göre uzmanlar, üç ülkenin iklim politikalarını değerlendirdi. Uzmanlara göre bu ülkelerin sıfır karbon hedeflerine ulaşmaları zor. Çözüm, daha kararlı adımlar atmak.
‘İmkansız değil ama ulaşılması zor’
Çin, küresel karbon emisyonunun yüzde 30,6’sından sorumlu. 2020’de saldığı 10 milyar 668 milyon ton karbonun büyük kısmı kömür kaynaklı. Kalan kısımsa petrol, çimento ve doğalgazdan kaynaklanıyor.
Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, Çin’in 2030’a kadar karbon emisyonlarını zirveye çıkaracağını, 2060’a kadar da karbon nötr hedefine ulaşacağını açıklamıştı.
Boğaziçi Üniversitesi Asya Çalışmaları Merkezi öğretim görevlisi Altay Atlı’ya göre Çin’in 2060 hedefine ulaşması imkansız değil. Ülke bugünden itibaren büyük yatırımlar yapmalı ve kararlı adımlar atmalı. Hedefin kendisinden ziyade süreç önemli. Atlı, Çin’in olumlu bir sürece girdiğini ancak henüz başlangıç aşamasında olduğunu söyledi.
Ülkedeki karbon emisyonlarının önemli bir bölümü kömüre bağımlılık.
Bundan vazgeçmek ve enerjide dönüşümü sağlamak için Çin’in bir reform paketi uyguladığını aktaran Atlı, “Bu kapsamda Çin’in yol haritasını, başta sanayide olmak üzere gereksiz tüketimin azaltılarak enerji tüketim yapısının iyileştirilmesi, inovasyona ağırlık verilerek enerji teknolojilerinin geliştirilmesi, çeşitlendirilmiş bir enerji arz yapısının oluşturulması ve sektörün gelişimi için enerji sisteminin optimize edilmesi adımları oluşturuyor” dedi.
Bu yol haritası yüksek yatırım maliyetleri ve diğer ülkelerle kapsamlı işbirliği gerektiriyor. Atlı’ya göre artan ekonomik zorluklar ve korumacılık eğilimi bunu zorlaştırıyor.
Atlı, Aralık 2020’de yayımlanan ve ‘Çin’in Yeni Döneminde Enerji – Dört Reform, Bir İşbirliği’ eylem planının uygulandığını ve enerji dönüşümünün, Çin’in 2021-25 dönemini kapsayan ’14’üncü Beş Yıllık Planı’nın temel konularından biri olduğunu söyledi.
‘ABD’nin hedefleri yetersiz’
Küresel karbon emisyonunda ikinci sırada ABD yer alıyor. ABD, 2020’de 4 milyar 713 milyon ton karbon saldı. Bu rakam, küresel salımın yüzde 13,5’ine denk geliyor. ABD’nin karbon salımının büyük kısmı petrolden, doğalgazdan ve kömürden kaynaklanıyor. Ülke, petrol ve doğalgaz kaynaklı salımda birinci sırada.
ABD Başkanı Joe Biden, federal hükümete 2050’ye kadar ‘sıfır karbon emisyonu’na ulaşma hedefi koyan kararnameyi aralıkta imzaladı.
İklim, Enerji, Çevre Sorunları Araştırma Derneği Başkanı Önder Algedik, ABD’nin eski verimsiz tesislerini kapattığını, daha verimli ve yenilenebilir enerji kaynaklarını kullandığını söyledi. Ülke, bu sayede emisyonlarını azalttı. Algedik, “Fakat şu an gerekli olan şey olağanüstü bir emisyon azaltımı. Bu noktada ABD’nin biraz daha zorlayıcı olması gerekiyor ama bu konuda ABD’nin ne kadar tutarlı olduğu da bir tartışma konusu” dedi.
Algedik ayrıca, ABD’nin ‘karbon kaçağı’ problemi olduğunu söyledi. Karbon kaçağı, bir ülkenin kendi üretim ihtiyaçlarını başka ülkelerde yapması anlamına geliyor.
Algedik’e göre ABD’nin karbon kaçağının en önemli iki adresi Çin ve Hindistan. ABD’nin karbon kaçağı konusunda yapması gereken Avrupa Birliği’ni (AB) örnek almak. AB Yeşil Mutabakatı karbon kaçağını önleyen içeriğe sahip. ABD’nin de bunu yapması gerekiyor ama ülkenin üretiminde Çin çok ciddi bir belirleyici. Dolayısıyla ABD, AB’nin yaptığının üstüne çıkmalı.
ABD Başkanı Biden, 2005’e kıyasla emisyonları 2030’a kadar yüzde 50 azaltmayı, 2035’e kadar da elektrik üretimini karbonsuzlaştırmayı içeren yeni iklim hedeflerini açıkladı.
Algedik, “ABD bir yıl önce açıkladığı daha önceki hedeflerini bir adım öteye götürdü. Bu aslında başarılabilecek bir hedef. Burada beklenti bunun bir adım öteye götürülmesi değil, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) istediği çerçevede birkaç adım öteye götürülmesi, şu an dünyadaki tartışma ve ABD içindeki tartışma da bu. Bu kararlar IPCC hedefleri için yeterli değil” dedi.
Hindistan’ın hızlı büyümesi kömür talebini artırıyor
Listede üçüncü sıradaki Hindistan, 2020’de 2 milyar 442 milyon ton karbon saldı. Bu miktar, küresel emisyonun yüzde 7’sini oluşturuyor. Emisyonun önemli kısmı kömürden, petrolden, doğalgazdan ve çimentodan kaynaklanıyor.
Hindistan, ekonomisinin karbon yoğunluğunu 2030’a kadar yüzde 45’in altına indirmeyi, 2070’de ise ‘net sıfır’ hedefine ulaşmayı amaçlıyor.
Güney Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Hayati Ünlü, Hindistan ekonomisinin büyüklüğüne vurgu yaptı. Aynı zamanda ülkenin küresel ekonomik kriz, siyasi dengesizlikler, salgın sürecinde yaşanan ekonomik ve insani krizlerle başta Çin olmak üzere yaşadığı siyasi güvenlik krizleriyle devlet kapasitesinde önemli sorunlar yaşadığını söyledi.
Ülkenin henüz ekonomik olarak rekabet arenasında rol oynayabilecek kapasiteye sahip olmadığını, bunu artırmaya öncelik verdiğini, bu nedenle iklim değişikliği için verilen sözlerin düzenli şekilde uygulanamadığını açıkladı.
Ünlü’ye göre, ülke ekonomisinin Çin’i geçme hedefi enerji kullanımını azaltmayı zorlaştırıyor. Hindistan’ın hızlı büyüme hedefleri devam ettikçe kömürdeki talep artışının azalması mümkün görünmüyor.
Ünlü, “Hindistan iklim değişikliğiyle ilgili karşı karşıya olduğu sorunların farkında ve şu an ülkenin başında bulunan Modi yönetiminin hem iç siyasette hem de dış siyasette konuyu önemsediği söylenebilir. Söz konusu iklim taahhüdünü de başta Paris İklim Anlaşması gibi uluslararası sözleşmelerin yanında, İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı, Ulusal Elektrik Yasası, Ulusal Güneş Misyonu, 2022 Rüzgar Hedefleri ve Enerji Tasarrufu Yasası gibi iç düzenlemelerle de desteklemeye çalışıyor.” dedi.
Küresel Karbon Projesi (GCP) verilerine göre Türkiye, karbon salımı listesinde 14’üncü sırada yer alıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.