Karnelerin alınmasına çok az bir zaman kaldı. Çocuklar heyecan içinde ara karnelerini bekliyorlar, aynı zamanda ebeveynler de. Ancak dikkat! Ara karnesi ister başarılı, ister zayıf olsun her iki durumda da ebeveynlerin çocuklarına yaklaşımlarında aşırıya kaçmamaları çok önemli. Karnedeki zayıflar ya da beklentinin altındaki düşük notlar nedeniyle kriz ortamı yaratmak ne kadar yanlış ise tam aksine yüksek notlara karşı aşırı sevinç gösterilerinde bulunup abartılı ödüllendirme yoluna başvurmak da bir o kadar yanlış. Çünkü bu yaklaşımlar uzun vadede çocuğun kişiliğine kalıcı zararlar verebiliyor!
Örneğin karnesindeki düşük notlar nedeniyle sarf edilen eleştiriler çocuğun yetersizlik duygusunu pekiştirip özgüvenini zedeleyebiliyor; yüksek notlar nedeniyle aşırı övülmesi de başarı ve sorumluluk algısında sorun oluşturabiliyor. Bu nedenle her iki durumda da kilit yaklaşım her şartta onun yanında olunduğu, sevildiği ve desteklendiği mesajının çocuğa iletilmesi olmalı. Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Psikolog Sena Sivri karne gününde çocuğa nasıl yaklaşımda bulunulması gerektiğini anlattı, önemli önerilerde bulundu.
NOTLARI DÜŞÜK İSE BU HATALARI YAPMAYIN
Sözel şiddete başvurmak
Sözel şiddet yapılmaması gerekenlerin en başında yer alıyor. Çünkü bu davranış çocuğun psikolojisinde, özgüven ve benlik algısında derin izler bırakabiliyor. Örneğin çocukta otoriteden korkma, geri çekilme, altına kaçırma gibi erken dönem yaşlarına ait davranışların ortaya çıkması gibi problemler gelişebiliyor. Bunun sonucunda çocuğun özgüveni zarar görüyor ve sosyal iletişim becerileri ile başarıya dair algısı, karar verme yeteneği olumsuz etkileniyor.
Ceza vermek
Ceza vermek yerine düşük notların sebebini belirlemek, iyileştirmeye yönelik planlama yapmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Ayrıca karnesindeki düşük notlarını onunla konuşmalı; kötü notların nedeninin neler olabileceği araştırılmalı ve bunun çözüm yollarına gidilmeli. Doğru iletişim sayesinde çocuk karnesindeki zayıf notlarda kendi rolünün farkına varıp, gerekli sorumlulukları üzerine alacaktır.
Akranlarıyla kıyaslamak
Psikolog Sena Sivri karneye yaklaşımda yapılan bir başka önemli hatanın kıyas yapmak olduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor: “Çocuğunuzu asla akranlarıyla kıyaslayarak eleştirmeyin. “Bak arkadaşın Ali’nin karnesi ne kadar iyi!” gibi söylemlerden mutlaka uzak durun. Diğer akranları ve kendi çocukluğunuzla kıyaslama yapmanız onun yetersizlik duygularını pekiştirir. Özgüveni, şevki kırılır ve geri çekilmesine sebep olur.”
Bu cümleleri sarf etmek
Karnedeki ara notlarını kimliğine ait bir özellikmiş gibi yaftalamaktan kaçınmak çok önemli. “Sen tembelsin, yaramazsın, aklın beş karış havada!” gibi söylemlerden uzak durmak gerekiyor. Bu tip cümleler çocukta “Ben hiçbir işe yaramıyorum, hep başarısızım ve öyle kalacağım” algısına sebep oluyor. Başarısızlık geçicidir. Çocuk bir alanda başarısız ise ilgi alanları değerlendirilip iyileştirmeye yönelik neler yapılacağına bakılması gerekiyor.
Notlara dair tüm sorumluluğu ona bırakmak
Karne, her ne kadar çocuğun akademik başarısı ve gelişimi alanında veriler verme özelliği taşısa da bunları etkileyen birçok faktör var ve ailenin rolü büyük önem kazanıyor. Sorumluluk sadece ona yüklenip yalnız bırakıldığında çocuk kendini önemsiz, değersiz ve yalnız hissediyor. Dolayısıyla her zaman yanında olacağınızı ve karne notları ne olursa olsun değerli olduğunu ona hissettirin. Örneğin eğitim hayatındaki başarısını artırmak için ‘Bizim yapabileceğimiz bir şey var mı?’ diye sorun. Karne çocuğun sadece ders başarısını göstermez. Ders çalışma alışkanlıkları, okuldaki sosyal ilişkileri, ilgi alanları, öğrenmeye yönelik tutumu ve ailenin çocuğun eğitim hayatıyla, ilgi ve yetenekleriyle ne kadar ilgili ve bilgili olduğunu da gösteriyor. Aslında karnenin sırf çocuğun değil, ebeveynlerin de karnesi olduğunu unutmayın.
EĞER NOTLARI YÜKSEKSE DE BU HATALARI YAPMAYIN
Aşırı övgüde bulunmak
Karnesindeki notları yüksek olan çocuğa aşırı övgüde bulunmak sorumluluk ile başarı algısının yanlış şekillenmesine ve çevresini bu yanlış algıyla değerlendirerek ilişkilerinde problemler yaşamasına yol açabiliyor. Aynı zamanda başarısızlık korkusunun artmasına ve ileriye dönük kaygısının yoğunlaşmasına neden olabiliyor.
Pahalı ödüller almak
Çocukta “İyi ve değerli şeyleri ancak başarılı olursam hak ediyorum, aksi takdirde iyi ve değerli şeylere kavuşamam” gibi bir düşünceye yol açabiliyor. Aynı zamanda her başarı elde ettiğinde karşılığı olarak büyük beklentiler içine girmesine, uzun vadede eğitim ve iş hayatında bu beklentisi karşılanmadığında mutsuz olma, performansında düşme gibi problemlerle karşılaşmasına sebep olabiliyor. Psikolog Sena Sivri çocuğa tablet ve cep telefonu gibi pahalı hediyeler almak yerine takdir etme, “Aferin, başarını tebrik ediyoruz” gibi sözel ödüllere ağırlık vermenin onun değer algısını pekiştirdiğini, hobi olarak benimseyebileceği, yeteneğini kullanıp bir yandan da keyif alacağı, spor, resim, müzik gibi hoşuna gidecek aktiviteleri sunmanın çok daha kıymetli ve sağlıklı olduğunu belirtiyor.
Sadece takdir etmek
Karnesi iyi olduğunda da çocuğunuzla beraber karnede aldığı sonuçlara onu götüren yolu değerlendirme, onun fikirlerini alma, zorlandığı alanlar varsa bunları konuşma ve onunla beraber plan yapma, sadece takdir etmekten çok daha önemli. Böylece başarı algısı daha sağlıklı şekillenecek, arada zorlanmalarının normalliğini fark edecek. Bu doğrultuda destek alacağı ebeveynlerinin varlığını hissetmesi çocuğun özgüveni üzerinde pozitif etkisi olacaktır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.