Dünya siyasi tarihinde, özellikle son yıllarda önemli bir değişim olduğunu eminim herkes gözlemlemektedir.
İnsanların vaatlerden çok icraata baktığını, kendisine bire bir göz temasında bulunan siyasilere hasret olduğunu ve her şeyden önce samimiyet aradığını görüyoruz.
Makam koltuklarında oturmaktansa, toplum içine inen ve sorunları birebir yerinde görüp çözüm üreten, özellikle insanların ekonomisine katkı yapacak projeler üreten ve mağduriyetleri varsa çözüm bulan, itilen ve geri bakılan kesimleri kucaklayan siyasi, her zaman bir adım önde olacaktır.
Tabii ki söylemde değil, icraatta bunları istiyor insanlar!
Son günlerde, Karpaz bölgesinde bulunan gençlerimizin isyanlarını belki görmüşsünüzdür veya duymuşsunuzdur.
Kıyı emniyet şirketinde işe başlayan ve belli bir zaman sonra kaynak olmadığı gerekçesi ile işten durdurulan gençlerimiz.
Kendileri ile konuşma şansım hiç olmadı. Bilgim basından duyduğum kadarıyla. Ancak sitemleri ve çaresizlikleri beni de, Karpaz bölgesinde yaşayan biri olarak oldukça rahatsız etti.
Her ne kadar mağdur arkadaşlarla konuşmadıysam da, Ulaştırma Bakanı Sn. Tolga Atakan’ın sosyal medya ve diğer basın organlarında yaptığı açıklamada; işten durdurulan kardeşlerimize çözüm bulduklarını söylemesi, kapsamlı çalışmalar sonrası bulunan formülle şirket yaratılacağını duymak bizler açısından heyecan vericiydi.
Ancak görüyoruz ki, Sayın Bakan sadece haber vermekten ibaret kaldı bu durumda. Aradan geçen 12 ay ve sessizlik!
Allah aşkına sorarım size insanlar çıkıp basında isyan, sosyal medya da isyan, kahve köşelerinde isyan ediyor. Ama sizden tek bir açıklama gelmiyor. Ya da var da ben görmedim! Bu mudur sizin hak, adalet anlayışınız?
Siyasilerimizin seçimler öncesi söyledikleri vaatler ve hayal dünyasında ki söylemleri aklıma geldikçe Yazıklar Olsun demek geliyor içimden.
Kıyı emniyet şeritlerimizde oluşabilecek sorunlardan mı dert yanalım, yoksa bölgede yaşanan işsizlik sıkıntısına vurduğunuz darbeden mi dert yanalım?
Gerçi alıştınız zaten, birkaç gün konuşulup bu da unutulur. Ülke siyasileri buna iyi alıştı.
Amacımız sadece ilgili bakanı suçlamak değil asla. Buna sessiz kalan ve gençlerimize sahip çıkmayan tüm siyasiler, benim gözümde eşit sorumludur.
Bu insanları işsiz bırakmak ve vaatlere rağmen sahip çıkmamak, kabul edilebilir bir durum değildir.
Geride kalan yaklaşık 4 yıllık çalışmaları, yurt dışında aldıkları eğitim ve her şeyden önce emeklerinin çalınması kabul edilemez.
Bölgede oynanan oyunlar, dün olduğu gibi bugün de devam etmektedir.
Siyasilerin keyfi uygulamaları ve sorumsuz tutumlarının cezasını bugün o gençler, yarın bir başkası çekecektir.
Gün birlik olma ve kenetlenme zamanıdır.
Kıyı emniyet şeridinde çalışan ve işlerinden durdurulan 11 kardeşimin haklı davasını selamlıyorum.
Güneşin doğduğu yerden, herkese selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.