Her gün, gazetelerde en az birkaç tane uyuşturucu haberi mutlaka var.
Ancak o kadar normalleşti ki bu haberler dikkate bile almıyoruz artık.
Dikkate almıyoruz ve rahatsızlık duymuyoruz.
Polis her gün operasyon düzenliyor ancak nedense bu işin temeline bir türlü ulaşılamıyor.
Acaba polis, arı kovanına çomağı tam olarak sokmayıp, sadece birkaç arıyı mı gıdıklıyor yoksa bu arı kovanlarının kraliçe arıları mı çok akıllı?.
Nihayetinde, ülkede uyuşturucu, ortaokullara kadar girmiş durumda.
Hatta, ipek yolu gibi, uyuşturucunun da, Kıbrıs’ı kendisine yol yaptığı söyleniyor.
Canı sıkıldıkça, Kıbrıs üzerinden, Avrupa’ya açılıyormuş, uyuşturucu efendi.
Öyle söyleniyor.
Eğer ülkedeki, uyuşturucu işi bu kadar büyük boyutta ise, demek ki, yakalananlar, devede kulak…
Miktarlara bakıldığı zaman, nerdeyse sadece içici boyutta olanlar, ya da günlük harçlığını çıkarabilecekler yakayı ele veriyor.
Gençlik hatta çocuklarımız ise her gün artarak bu batağa sürükleniyor.
Çünkü burası KKTC…
Texas’ın bile, işte burası Texas dedirtecek, kanunları var.
Yasal olmasa da, kendilerine göre sokak kuralları var.
KKTC’de hiçbir kural, hiçbir nizam, hiçbir intizam kalmadı..
Yarı buçuk da olsa yasalar vardı;
Onları da yasaları yapanlar yok ettiler..
Burada insanlar, canı istedikçe bir birlerine kurşun da sıkabiliyor, bıçak da çekebiliyor.
Canı çeken, canının çektiğine tecavüz de edebiliyor, polise, Molotof kokteyli de atılabiliyor.
Yasal olarak dağlar da oyulup yok edilebilir, dağdan gelen su yolu kapatılıp üstünden yol da geçirilebilir.
Lüzinyan döneminden kalma eserler bile dimdik ayaktayken, KKTC’nin kuruluşuna kadar yapılmış evler, yollar, köprüler bile sapasağlamken, yeni yapılan köprüler ve yollar da çökebilir, evler de yıkılabilir.
Hatta yeni yapılan ve şovlara vesile olan yollar da yıkılabilir gelen sel gençleri de öldürebilir.
Spor yapılan salonlarda gençler de ilaçlarla zehirlenebilir , kontrolsüz zirai ilaç kullanımıyla çocuklar da öldürülebilir.
Adanın nerde olduğunu dahi bilmeyenler vatandaş da yapılabilir, adaya “öğrenci” kılığında gelenler meclis damına çıkıp bayrak da asabilir.
Adayla ilgisi olmayanlar bu adanın seçilmiş Cumhurbaşkanını da yuhalayabilir, yerli halkı da evinden kovabilir.
Millet vekilleri bile anayasa ve yasaları hiçe sayacak işlere girişebilir.
Ulu orta adam döven serbest kalırken “insan öldürmek istemiyorum” diye hapse de girebilir.
Hatta hapiste ya da polis merkezinde polisin gözleri önünde intihar eden de olabilir.
Her gün bir çok sebepten insanlar bir bir ölüp yok olsa da, toplumsal hiçbir değer kalmasa da “KKTC’yi yaşatacağız” şovu ile milliyetçilik de yapılabilir.
Hatta insanı ve insanca yaşamı düşünenler “hain” de ilan edilebilir.
Dedik ya burası KKTC…
Kendi Kendisini Tüketen Cumhuriyet ,
Ve insanlarını yaşatmayı beceremeyen bir devlet olsa da hep bir ağızdan bağıralım
“Yaşasın KKTC” !!!!!
Üzerinde yaşayan tek bir canlı kalmasa bile….
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.