Kıbrıs için birşeyler mi kotarılıyor?

Kıbrıs işlerinden sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın ziyareti renkli geçti. Basın ile Merit Otel’de bir araya gelen TC eski Sağlık Bakanı, şimdilerde Kıbrıs’tan da sorumlu Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, bu ziyarette bilgi dağarcığını doldurmak için çalmadık kapı, görüşmedik kurum bırakmadı.

Basın mensupları ile bir araya gelen Sayın Akdağ’ın konuşma uslubu, kendine güveni ve yapılması gerekirken yapılmayanlar ile ilgili kendi kendilerine yaptığı öz eleştiri doğrusu benim beklentimin dışındaydı. Türkiye üst düzey yetkililerinde göremediğimiz o tavrı ben Sayın Akdağ’da gördüm. Sorulara gayet içtenlikle cevap vermesi ve yine Türkiye üst düzey yetkililerinde gördüğüm hoşlarına gitmeyen soru karşısında bastırmaya çalıştıkları belirgin sinir ve öfke onda hemen hemen yoktu.

Sayın Akdağ, sudan ve elektrikten dem vurdu. Yapılması düşünülen yatırımlar ile ilgili bilgiler verdi. Milli gelir seviyesini yükselme hedeflerinin olduğunu dile getirirken bazı ihalelerin Türkiye yerine buralarda da açılması gerektiğini belirterek bir anlamda öz eleştiri de yapmış oldu.

Sayın Akdağ yatırımlardan bahsederken, katkı amacıyle, bir ülkenin kalkınmasında en önemli unsurlardan birisi olan büyük yatırımların yapılması gerektiğini de belirtmek isterim.

Örneğin, Güney’de, Türk Mahallesi olarak bilinen sahil şeridinde, ayni Karadeniz Bölgesinde, Giresun, Ordu, Trabzon, Rize gibi yerlerde yapıldığı gibi deniz doldurularak sahil yolu yapıldı. Motor Way’lere bizdeki gibi çıkış yolları yapmak yerine alt üst geçitler yapılarak trafik rahatlatıldı.

Yenilenebilir enerjiden faydalanmak için rüzgar değirmenleri kuruldu. Sahil şeridi, bizdekinin aksine otellere peşkeş çekmek yerine yeşil alan yapılarak halkın kullanımına sunuldu. Sayın Akdağ büyük yatırımlar düşünürse bence Girne sahil şeridinden başlayıp Karadeniz Bölgesinde olduğu gibi bir sahil yolunu yapmayı, yan yollar yerine üst geçit yapmayı da aklının bir köşesine yazmalıdır derim.

Neyse, Dünya Ortadoğu’yu özellikle yeni İpek Yolunu konuşadursun, ipek yoluna karşı bir duruş sergileyen Pentagon bir ayağını üstünde bu yol olmayacak diyor. Tabi bu iş söylemlede kalmıyor. İpek Yolu ile bağlantılı 66 ülkenin 33 tanesinde terör estiriyor. Rothschild ailesi ile Pentagon arasındaki savaş artık çok bilinmeyenli bir denklem olmaktan çıktı ve sırıtıyor.

İngiltere’nin parlamentosunun önünde bombalı saldırıdan sonra Manchester’de terör estiriyor. Son olarak zehirli gaz ile korku salıyor.Katar’ın sahibi olduğu PSG’ye astronomik rakamlar ile transfer olan ve izin vermeyin dediği halde İspanya’nın izin vermesine sinirlenen Pentagon Barselona’da bunun hesabını İstanbul restoran önünde terör estirerek sordu.

İlginçtir bir Afrika ülkesi olan Burkuno Faso’da patlayan bomba İstanbul isimli restoran önünde patlarken, Barselona’da patlayan bomba da İstanbul isimli restoran önünde patladı. Bu terör olayı ile ilgili olarak İpek yoluna destek veren Türkiye’ye ayağını denk at yoksa mesajı mı verilmek isteniyor diye aklımdan geçmiyor değil.

Raine bir anlamda Kralice demektir. Pentagon ile savaş veren ve Rothchild ailesi ile bir olan İngiltere Kraliçesine,Raina isimli eğlence yerinde yaşanan ve ortalığı kana bulayan terör ile acaba bir mesaj mı verilmek istendi?

ABD, Suudi Arabistan, İsrail, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yunanistan ile Güney Kıbrıs bir birliktelik oluşturdular. Rüyamızda görsek hayra yormayacağımız bir şekilde Suudi uçakları ile İsrail uçakları tatbikatta yan yana uçtular. Kuveyt özelleştirilen Limasol limanını alarak kruz gemileri için büyütmeyi hedeflediğini açıkladı.

Oluşturulan bu birlikteliğe karşı, İngiltere’nin başını çektiği bir başka birliktelikte ise Türkiye, İngiltere, Rusya, Çin, Katar ve Fransa, İpek Yolu için kol kola girdi.

Bizde ise Bakanlar Kurulu oturarak limanların özelleştirilmesi kararı aldı. Maraş açılsın söylemlerinin yanısıra iki ayrı devletten söz edilmeye başlandı. Acaba diyorum Türkiye, İngiltere, Rusya, Çin ve Katar birlikteliğinde KKTC için birşeyler mi kotarılıyor dersiniz. Limasol limanına karşı yarın Katar parası ile Mağusa limanı özelleştirilip genişletirse ve Maraş ile Güney’e alternatif olursa bence buna da şaşmamak gerek..