• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 11 °C
  • Girne 13 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 11 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 1 °C

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliğinden Ramazan uyarısı

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliğinden Ramazan uyarısı

Kıbrıs Türk Diyetisyenler Birliği (KTDB) oruç tutmanın kronik hastalığı olanlarda olumsuz sonuçlar yaratabileceğini hatırlatarak, oruç utmaya başlamadan önce bir uzmana başvurulmasını önerdi.

KTDB Başkanı Uz. Dyt. Hidayet Ağören oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığını, ancak şeker hastalığı, karaciğer yetmezliği gibi sorunları olan kişilerde veya hamilelik ve emziklilik gibi durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceğini kaydetti.

Kronik hastalığı olan kişilerin, oruç tutmadan önce ilgili uzman hekime danışması gerektiğini vurgulayan Ağören, yeterli sıvı alınmaması, az miktarda besin alınması veya tam tersi aşırı kalorili gıda tercih edilmesinin kişinin sağlığını tehdit edebileceğini belirtti.

Dört besin grubu: süt ve süt ürünleri, et- yumurta-kuru baklagiller grubu, sebze-meyve grubu ile ekmek ve tahıllar grubundan yeterli miktarda tüketilmesinin önemini vurgulayan Ağören, Ramazan döneminde gıda alımının azalmasına bağlı olarak metabolizmanın yavaşladığını ifade etti ve dolayısıyla kilo artışlarının meydana gelebileceği uyarısında bulundu.

RAMAZANDA SIVI ALIMI

Oruç tutanların özellikle yaz aylarında sıvı ihtiyacını karşılamasının önemini vurgulayan Ağören, iftar ve sahurda yeterli sıvı alınmadığı zaman oluşan su ve mineral kaybı sonucu bulantı, baş dönmesi gibi sorunların yaşanabileceği belirterek sıvı ihtiyacının karşılanması için başta su olmak üzere, ayran, taze sıkılmış meyve suyu ve komposto tüketilmesini tavsiye etti.

İFTARDA NASIL BESLENMELİ?

İftarda bol kalorili besinlerin yerine, daha rahat sindirilebilen besinlerin tercih edilmesi gerektiğini belirten Ağören, kızartmalardan uzak durulması, yağ tüketimine dikkat edilmesi; aşırı şerbetli, yağlı, şeker içeriği yüksek ve unlu tatlılar yerine sütlaç, güllaç, muhallebi gibi tatlıların tercih edilmesi, besin çeşitliliği olan sofralarda küçük porsiyonlar tüketilmesi, iftar ile sahur arasında ara öğün yapılmasına ve sahurun atlatılmamasına özen gösterilmesi önerilerinde bulundu.

KABIZLIK

Kabızlık sorunu yaşanların, lif oranı yüksek gıdalar, kuru baklagiller, kepekli tahıllar ve sebze tüketmesi gerektiğini kaydeden Ağören, ara öğünlerde ise ceviz, fındık ve badem gibi kuru yemişler ile taze ve kuru meyveler tüketmesi gerektiğini belirtti.

SAHURDA BESLENME NASIL OLMALIDIR?

Sahura kalkmamanın açlık kan şekerinin düşmesine neden olabileceği uyarısında da bulunan Ağören, tatlı, kırmızı et, ekmek ve makarna gibi karbonhidrat yönünden zengin besinler yerine; süt, yumurta, domates, salatalık, yeşil sebzeler ve tercihen tam buğday unundan yapılmış ekmek veya çorba, sebze ve zeytinyağlı yemeklerden oluşan bir öğün tercih edilmesini önerdi.

Diyetisyenler Birliği Başkanı Ağören, vücut direncini artırmak ve vücuda yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmasını sağlamak için sık sık sebze ve meyve tüketilmesinin önemini vurguladı.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler