• BIST 9626.56
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.213
  • Euro 36.6812
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C

Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda Üretken Bir Ses: MEHMET KANSU

Uzm.Çağın ZORT (M.A)

Kıbrıs Türk Edebiyatı’nda “İkinci Yeni Hareketi”nin öncülerinden olan Mehmet Kansu, 1938 yılında Baf’ta doğdu. 1958’de Öğretmen Koleji'ni ve 1960’ta da Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü'nün Türkçe Bölümü’nü tamamladı. Kansu, 1960-1983 yılları arasında birçok ortaokul ve lisede Türkçe/edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1983 yılında emekliye ayrıldı. Uzunca sayılan bir suskunluk döneminin ardından şiir, öykü, deneme ve çeviri şiirleriyle yeniden edebiyata dönmüştür. resize Mehmet Kansu, ilk şiirlerini Garip Akımı etkisinde yazdı. Aynı zamanda şair, belirttiğimiz gibi Kıbrıs’ta İkinci Yeni hareketinin ve “Soyut Şiir”in öncülerindendir. “Soyut Şiir” in en belirgin özelliği geleneksel şiir anlayışının biçim ve anlam kalıplarına karşı çıkmasıdır. Soyut şiirde anlam, imgelerle verilmeye çalışılır. Okuyan, şairin anlatmak istediğinden daha farklı anlamlar çıkarabilir. Önceden belli bir kalıp yoktur, ayrıca ölçü ve uyak da kullanılmaz. Kansu; bir röportajında öykü ve şiirleri ile ilgili şunları söyler : “Öykülerim de şiirlerim de öyle. İstiyorum ki okuyucu kendi birikimiyle yorumlasın. Anlaması da önemli değil. Hissetsin. Hissedişle okuyucunun yeni düşleri görmesini istiyoruz.” Bir gününüz nasıl geçer ? sorusu üzerine verdiği cevapta onun, şiir ve öykülerinin oluşumunu da ediniyoruz: “Lefkoşa’yı Yürümek 1 ve 2 diye iki tane kitabım var. Buradan başlayarak ben her sabah 5.30 gibi yürüyüşe çıkarım. Bu yürüyüşün bir saati aşkın bir süresi var. Bunun sebebi sağlık değil sadece. Ben o sabah yürüyüşlerinde kendimle başa başa kalıp kendimi dinliyorum. Öykü ve şiirlerimi kafamda geliştiriyorum. Bazılarının tohumları atılıyor. Farkettiğim başka bir yararı da keşfediyorsunuz. Bir sokakta yürürken o insanları farkediyorsunuz. Hayatı gözlemliyorsunuz. Sabah saatlerindeki yeniden üretimi izliyorsunuz. Kentin dışındakiler gelmeye başlıyor o vakitlerde. Bazen konuşmaları, bazen hiç fark etmediğim yeni şeyleri fark ediyorum. Eve gelip duş aldıktan sonra kahveye gidiyorum. Orada bir kahve içip insanları dinliyorum. Oradaki çoğu insan esnaf, işçi. Elemeği ile teriyle kazanan insanlar. Onlar hayata nasıl bakıyor, tepkileri nelerdir, ekonomiye nasıl bakıyorlar hep onları dinliyorum.  Çok da hoşuma gidiyor. Ben de onlardan biriyim. Beni de öyle görüyorlar. Bende bir birikim oluşuyor. Yolda yürürken kafamda şiirimi ve öykümü besliyor. Sonra bir takım ailevi işlerle geçiyor. Bunlarsız da yapamam…”   Sizi yazmaya sevk eden şeyler neydi? Sorusuna verdiği cevapta ise onun şair-yazar nasıl olunur görüşünün açıklamasını görürüz : “Bu soru bana hep soruluyor ama yanıtlaması o kadar kolay değil. Bir yazarın hayatında çocukluk döneminin çok önemli olduğunu düşünüyorum.  O dönemde yaşadığı travmalar, korkular… Bahsim “mutlu” bir çocukluktan değil yani. Mutlu bir çocuğun da yazar olabileceğini düşünmüyorum. Biz o dönemde farkında değiliz pek ama bilinçaltımıza yerleşmekte. Şu örneği veririm : “içi su dolu bir havuz düşünün. Bir rüzgar, fırtına çıkar, o toz havuzun üzerine düşer, sonra yavaş yavaş dibe düşer o çocuklukta edindiğiniz başınızdan gecenler. O toz yavaş yavaş dibine düşüyor…. O toz birikimi… Bir sarsıntı ve bir dalgalanma oluyor   Bilinçaltından bilinç üstüne çıkış… Esas yazarı zorlayan bu!Bu duyguların üste çıkmak için zorlaması sizi yazmaya yönlendiriyor. Ansızın çocukluğum aklıma geliyor bazen. 60 yıl önce fark etmediğim bir şeyi fark ediyorum. Bunlar beni yazmaya itiyor. Ne yaşadımsa onları anlatmaya çalıştım. Ama sadece yaşadıklarım değil. Bilgi gözlem de var çocuklukla beraber…”   Kansu,1960’lı yıllarda, Ada’ya hakim olan ancak edebiyatı da şekillendiren “edebiyat dışı” atmosferin içerisinde, (Fikret Demirağ ile) kendilerini bundan muaf tutarak farklı bir şiirin arayışçısı konumundadır. 1960 yılında ortaklaşa yayımladıkları “İkinin Yaşamı” adlı çalışmaları, daha sonraki yıllarda her iki şairin de edebiyatçı/şair kimliklerinin ne denli tutarlı bir sanatsal zemine tutunduklarını yansıtır.   1970-1980 yılları arasında toplumcu şiir örneklerini veren Kansu; şiirini,  çağdaş şiirin çok boyutlu değişim ve değişimleriyle yeni düzlemlere taşımaya çalıştı. Şiir ve öykülerinde “barış, aşk, insan ve toprak” temalarını işlemekle birlikte onun için önemli bir olgu var ki o da “Akdenizli Türk Kimliği”dir.   Eserleri: Şiir:   İkinin Yaşamı (Fikret Demirağ'la) (1960). Pramit Acısı (1962). Direnişten Önce (1968). Marazlıyım Size ve Zamana (1995). Alacakaranlık (1996). Şaşırtıcı Bir Rüzgârdır Değişim (1997) Toprağım Şimdi yorgun (1998). Kendin Kadar Sev Onu (1998). Ve Ansızın Güneş (1998) Son Yolcu (1998). Aşk Uzağımda Suya İnen Güneş (2000). Yüzüm ve Gökyüzü arasında Hayaletler (2002).O’yum, Güneşin Defteri (2004)   Öykü: Bir Elin Sıcaklığını Çaldım (1996).Bir Solucanın İntihar Girişimi (1998). Boşluk (2008)   Deneme: Çığlık Kaç Renge Parçalanır (1995)Kim Söyleyecek Ölü Olmadığımı (1998)   Şiirlerinden Örnekler : G ü l   v e                     Y a n ı n d a k i   K a r a n f i l yağmursuzluğun   karanlık derinliğini anımsarım;     ölülerin zıpladığı   elden çıkarılmış toprakları,   kaybolmuş denizin   yürürken kalın tuzu..     mutluluğum olur bazan,   o esmer falcının dediğince:   “sen saksıda, gül yanında karanfilsin.”     gül ve yanındaki karanfil   gölge sessizliğinde çürür hala;     boğuluyormuşum gibi sanki   otuz santim derinliğindeki suda..     G ü n e ş   B e y a z l ı ğ ı   ve birden sessizlik olur, evet, bu sessizliktir.. küçük bir ağaç gibi ateş yanar gibi yerlerde; turnalar, ısrarcı bir esinti gibi gelir, kanatlarında yorgun kırlangıçlar.. “çöl olacak en görkemli ormanlar bile” deseler de, biz, sessizlik oluruz yine de.. oturup konuşuruz belki olmazsa, gözlerimizi kamaştıran güneş beyazlığı..   Salgın Oyun Hastaları   Islak bir çift baykuş gözü Veya ay denizde titrek Yemyeşil soğuk geceye döndük   Korkunç bir salgın tellerde yaşamak Sezinliyoruz işte yaşamak tek düzenli Ama nasıl bilecektik tedirgin geleni Belki en iyisi uçlarını silmek yıldızların   Çekilsin dedik baykuş gözleri Ağaçlar dağıldı kentler yollar Birden yorulduk yorgunduk Uzandık bir çift güneş dudağı olduk       KAYNAKÇA Atun, Suna. Kıbrıs Türk Edebiyatı. SAMTAY VAKFI Yayınları:36. Lefkoşa, 2009. Fedai, Harid. Kıbrıs Türk Kültürü Bildiriler 1. Ankara, 2002. Kıbrıs Türk Edebiyatı.KKTC Eğitim Bakanlığı Yayınları. Kasım, 1989. Serdar, Gülgün. Şairlerimiz Şiirlerimiz. Lefkoşa, 2000. Türkiye Dışındaki Türk Edebiyatları Antolojisi. Cilt 9. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1997. http://www.starkibris.net/index.asp?haberID=129954 http://www.siirsanatedebiyat.com/mehmet-kansu/ http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/11498,kibristurkedebiyatipdf.pdf?0   Röportaj alıntıları Burak Kurtcebe’nin şairle olan röportajından alınmıştır : http://bkurtcebe.blogspot.com/2013/06/cilgin-bir-dalgic-mehmet-kansu-roportaji_17.html)

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları