“Biz sağlık emekçileri; 8 yaşındaki çocuğumuzun kaybından dolayı büyük bir üzüntü içerisindeyiz” diye başlayan açıklamada, bu zamansız ve ani gelişen kaybın sebeplerinin aydınlatılmasının önemine dikkat çekildi.
Süreçle ilgili doktorların yanıtları
Kıbrıs Türk Tabipler Birliği açıklamasında, süreçle ilgili doktorların açıklamalarına da isim ve saat belirtilmeden yer verildi.
“Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastaneler olan Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi ve Acil Durum Hastanesi’nde yaşanan süreçle ilgili doyurucu bir açıklama beklerken, KTTB olarak vefat eden çocuğumuz ile ilgilenen hekimlerden aldığımız gönüllü bilgilendirmeler doğrultusunda acil servis takibi, acil durum hastanesi yatışı ile ilgili toplumda dillendirilen ve merak edilen sorulara açıklık getirmek isteriz.
“Acil servis başvurusunda doktor gördü mü?”
“Belirtilere yönelik tetkik isteği yapıldı mı?”
“Tedavi başlandı mı?”
Hastanın acil servis başvurusunda; acil serviste görevli pratisyen doktor tarafından muayenesi yapıldı. SARS CoV-2 PCR da dahil tetkikleri istenerek tedavisi başlandı. Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanına danışılıp konsültasyon yapıldı.
Çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından acil servisteki takibi süresince hastanın 2 kez muayenesi ve değerlendirilmesi yapılarak çocuk gözlem bölümünde takibe alınıp tetkik ve tedavisine devam edildi.
Bu sırada rutin bir uygulama olan PCR sonucunun çıkması beklendi ve PCR sonucunun pozitif olarak bildirilmesi üzerine hasta Acil Durum Hastanesi’ne yönlendirildi.
“Acil Durum Hastanesi’nde takip, tetkik ve tedaviler yapıldı mı?”
Acil Durum Hastanesi’nde hastanın şikayet ve belirtilerine yönelik acil serviste başlanan tedavisi devam ettirildi. Acil Durum Hastanesi’nde görevli doktorlar ile çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından klinik belirtilere yönelik ek tetkikleri de istendi ve tedaviye devam edildi. Bu sırada hastanın yaşamsal bulguları yakından takip edilmekte idi ve hastanın ani olarak genel durumunda kötüleşme yaşanması üzerine Acil Durum Hastanesi’nde görevli yoğun bakım doktoru ve çocuk sağlığı ve hastalıkları yoğun bakım uzmanı tarafından acil müdahalesi gerçekleştirildi.
Ancak tüm müdahalelere rağmen maalesef hasta kaybedilmiştir. Ölüm sebebinin netliğe kavuşturulması için otopsi yapılmış ve gerekli tetkikler için numuneler alınmıştır. Sonuçlar henüz elde edilmemiştir.
“Kapsamlı araştırma, şeffaf açıklama”
Acılı aile gibi tüm toplumun da Sağlık Bakanlığı tarafından olayın kapsamlı şekilde araştırılması ve elde edilecek sonuçların şeffaf bir şekilde paylaşılması beklentisi vardır.
Bu acı olayla ilgili yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığıyla herhangi bir soruşturma veya kesin bir bilgiye dayandırılmayan suçlayıcı ve itham edici haberler yer almıştır.
"Hepimizi derinden üzen bu kayıpla ilgili olarak yapılan bu zihniyetteki paylaşımlar linç kültürüne hizmet etmektedir. Her ne sebeple olursa olsun, medya etiği ile bağdaşmayan bu haberlerle meslek grubumuzun önyargılarla karalanmasının, toplum yararına fayda sağlamaktan uzak bir anlayış olduğu görüşümüzü paylaşmak isteriz."
Üzülerek ve üzerine basarak belirtmek gerekir ki COViD-19, çocuklarda erişkinlere göre daha az ağır enfeksiyona neden olsa da, maalesef çocuk yaş grubunda da hayati tehlike oluşturabilecek ağır enfeksiyonlara ve üzücü sonuçlara neden olabilmektedir. Bu nedenle, kış aylarının yaklaştığı bu dönemde kapalı alanlarda bulaş riski daha çok olacağından daha dikkatli olmamız zaruridir. Özellikle okullarda, daha önceden önerdiğimiz kılavuz doğrultusunda tedbirler artırılmak zorundadır.
“5 yaş üstü aşılar başlamalıdır”
Ayrıca CDC ve FDA’in önerdiği 5 yaş üstünün mRNA aşıları ile aşılanmasına ülkemizde de bir an önce başlanmalıdır.
Ülke genelindeki aşılanma, daha ciddi kampanyalar ve caydırıcı tedbirlerle özendirmeli, aşı oranlarımız artırmalıdır. Daha önce 2 doz Sinovac aşısı ile aşılananlar, Delta varyantının yaygınlığı da göz önünde bulundurularak aşısız olarak kabul edilip, bilim çevrelerince kabul gören aşılarla tekrardan aşılanmalıdır.
Belirtmek isteriz ki; yaşanan bu acı olayla ilgili gerekli soruşturmanın Sağlık Bakanlığı tarafından ivedilikle yürütülmesi ve şeffaf bir şekilde açıklama yapılması tüm toplum gibi biz hekimlerin de dileğidir. Bütün bunlara ek olarak kaybettiğimiz çocuğumuzun hekimlerinin de KTTB’ne konunun ayrıntılı ve şeffaf bir şekilde araştırılması ve bir ihmal varsa ortaya çıkarılması için başvuruları bulunmaktadır. Konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı’nın şeffaf ve güvenilir bir açıklama yapmasını hekimler olarak beklediğimizi hatırlatırken ayrıca KTTB olarak konuyu takip edeceğimizi bilgilerinize sunarız.
Otopsiden sonuç çıkmamıştı
Covid-19 testi pozitif en genç can kaybı olarak kayıtlara yansıyan ve tüm ülkeyi sarsan 8 yaşındaki Ceren’e otopsi yapılmış, ancak kesin sonuç elde edilememişti.
Sağlık Bakanı Ali Pilli, otopsi sonucu Meryem Ceren Kırma’nın kalp, karın ve akciğer çevresinde sıvı tespit edildiğini açıklamış, “Otopsi ön tanısına göre çocuğumuzun Covid-19 komplikasyonlarına bağlı olarak hayatını kaybetmiş olduğu düşünülmektedir; ancak kesin ölüm sebebi detaylı mikroskobik patoloji inceleme sonrasında ortaya çıkacaktır” ifadelerini kullanmış.
Annesi isyan etmişti
8 yaşındaki Meryem Ceren Kırma’nın annesi Neslihan Kırma, Pazartesi sağlıklı bir şekilde okula gönderdiği küçük kızının, 1 günde ellerinden kayıp gittiğini belirtmiş, “Salı günü hastanede saatlerce bekledik; saat 2’den 8’e test bekledim, 12’de serum taktılar” demişti.
Anne Neslihan Kırma, ertesi gün çocuğun nefessiz kaldığını anlatmış, “Oksijen takıldıktan sonra çocuğumun küçücük yüzü balon gibi ve mosmor oldu. O saatten sonra Ceren’im kasıldı ve geri gelmedi” ifadelerini kullanmıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.