KKTC'de bulunan Rum malları Güney'de ana gündem maddesi haline geldi. İnşaat firmaları ve sahipleri, “Rum mallarını gasp ettikleri" iddiasıyla isim isim afişe edilerek, hukuki adım atılması çağrıları yapılıyor. “Çevre Hareketi” adlı oluşumun hazırladığı listede 24 inşaat şirketi ve sahiplerinin isimleri yer alıyor.
Afik Grup kurucusu Simon Mistrel, bir İsrail vatandaşı ve Kıbrıslı Türk avukat Akan Kürşat, Rum malları ile ilgili şu ana kadar resmi işlem yapılan isimler olarak öne çıkıyor. Mistrel, Güney Kıbrıs'ta hala tutuklu bulunurken, İsrail vatandaşı teminata bağlanmıştı.
İtalya'da tutuklanan Kürşat ise Güney'e getirilerek, mahkemeye çıkarılmış ve suçlamalardan beraat etmişti. Ardından KKTC'ye dönmüştü. Rum yönetimi yapılan çağrıya henüz bir yanıt vermedi.
Ancak isimleri yayımlanan inşaat şirketleri yetkililerinin yanı sıra bu şirketlerden ev ve arazi alan kişilerin de olası bir soruşturma sürecine dahil edilmesi olası görünüyor. Değerlendirmeler, özellikle Güney'e geçen kişilerin açılacak bir soruşturma neticesinde tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalacağı yönünde.
BAKAN ARIKLI'DAN TUTUKLAMA ÇAĞRISI
Diğer yandan kuzey de yaşananlara tepkiler büyüyor bakan Erhan Arıklı "Güneydeki Türk mallarını kullananları tutuklamalıyız!" çağrısı yaptı.
İşte açıklama;
"DEVLETLER ARASINDA MÜTAKABİLİYET ESASTIR..."
Rum tarafının son günlerde, Kuzeydeki Rum Mallarının üzerinde tasarrufta bulunan Türk veya başka uyruklu kişilere yönelik yaptığı gayri hukuki davranışlar, kabul edilemez bir noktaya ulaşmıştır.
Rumların attığı bu adımların asıl sebebi, Cumhurbaşkanının masaya oturması için Kuzeyde kamuoyu oluşmasını sağlamaktır.
Zaten malum kesim de bu tutuklamaları bahane ederek;"Siz masadan kaçarsanız bunlar elbette olacaktır" demeye başlamıştır.
Oysa Kuzeyde mal bırakan Rumlar olduğu gibi, Güneyde mal bırakan Türkler de vardır. Üstelik bu Türklerin bir çoğu mallarına 1963 ten beri ulaşamamaktadır. Rumlar Türk Mallarını 1963 ten beri kullanmaktadırlar.
Herkesin malumu olduğu üzere Mülkiyet konusu, yarım asra yaklaşan Kıbrıs müzakerelerinin ana konusu olmuştur. AİHM, Demopoulos kararı ile meselenin nasıl çözüleceğini işaret etmiştir.
Türk tarafı olarak Devletlerarası Mütekabiliyet esasına dayanarak, Güneydeki Türk Malları üzerinde hangi şekilde olursa tasarrufta bulunan Rumlar için de tutuklamalar dahil benzer adımlar atmamız şarttır. Bu Rumların Kuzey veya Türkiye'de tutuklanmaları için gereken hukuki tedbirler almak mecburiyetindeyiz.
Sayın Cumhurbaşkanı, en kısa sürede Cumhuriyet Güvenlik Kurulunu toplayarak, Devletin ve Hükümetin bu konuda atacağı adımları değerlendirmeye almalıdır.
İLGİLİ HABER
Erhan Arıklı: Güneydeki Türk mallarını kullananları tutuklamalıyız!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.