Kıyısından, Köşesinden, Ucundan…

Dışarda şiddetli bir fırtına var! Ağaçları kökünden sökecek sanki… Bahçede özenle baktığım zeytin ağacının bir dalını kopardı! Dört köpeğimden biri olan Halayık korktu, hem korkudan hem de soğuktan titriyor zavallı… Dolaptan eski bir battaniye buldum, yuvasının içine yerleştirdim… “ Teşekkür ederim” dercesine kıvrılıp yattı! Bu akşam hava çok kötü olacakmış! Meteoroloji dairemiz uyarıyor… “ Halkımız gerekli tedbirleri alsın” diyor! Güzel, halkımız uyarılıyor da hangi tedbirlerin alınacağı belirtilmiyor! Damları mı uçuracak, su depolarını mı devirecek, meşhur elektriğimizin telleri mi kopacak? “Hangi önlemleri alayım” diye düşünüyorum… *** Saat 17.30! Ben Detaydaki yazımı yazmak üzere, düşüncelere daldım… Akdeniz’in azmış dalgalarının kesilmeyen uğultusu, fırtınanın uğultusuna karışıyor… Prefabrik evimin damı uçar mı bu gece? Derme çatma garajımın çinkoları yerinden oynar mı? Nereye gitsem, ne yapsam… Şu dilimizden düşürmediğimiz elektrik kesildi mi diye pencereden baktım… Hayır kesilmemiş… Sokak lambaları halen yanıyor… Bu akşam mutlaka kesilecek… Tedbirli olalım lütfen… Mumlar hazırlansın, el feneriniz varsa yanınızdan ayırmayın! Gaz sobalarını kontrol edin; bu akşam üşüyebilirsiniz!! Su depolarınızın dolu olduğundan emin olun, fırtına deponuzu alıp çok uzaklara götürebilir! Arar durursunuz ertesi gün… *** Bu günkü yazımın konusu “hava durumu” değildi aslında… Ancak, yine de kıyısından köşesinden, kenarından, ucundan bazı önlemleri yazayım dedim… *** Tıbbın daha emekleme dönemlerinde, yani çok eki zamanlarda… Altıncı ve yedinci yüzyıllarda özellikle pandemiye(*) dönüşen salgın hastalıklardan bir anda binlerce insan ölürdü! Çiçek ve veba salgınları özellikle şehirlerdeki insanların yarıdan fazlasının ölümüne sebep olurdu! Aşılar bulundu, hastalıkların kaynakları anlaşılınca tümden ortadan kaldırıldı! Ancak yeni ölümcül virüsler insanlığın peşini bırakmıyor! Domuz gribi, ebola virüsü, HIV virüsü derken… Tıp, mikro organizmalarla baş edemiyor! *** Bilmem, haberiniz var mı? Biyolojik savaş denen bir savaş türü var! Bazı gelişmiş ülkelerin laboratuvarlarında öldürücü virüs ve bakterilerin üretimi yapılıyormuş! İnatçı, yola gelmeyen ülkeleri “pes” ettirmek için! Örneğin; veba ve çiçek hastalığının virüsleri her an savaş maksatlı hazırda bekletiliyormuş… Domuz gribi, kuş gribi virüsleri acaba bu laboratuvarlardan mı yayılıyor? Açıkçası şüphelerim var! “Biyolojik” katliam en ucuzu olsa gerek! (*) Ülkeler arası salgın!