• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C

Kızıldeniz’de neler oluyor?

İsrail’in Gazze saldırılarına karşı Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’de başlattığı saldırılar sürerken ABD uluslararası bir deniz gücü kurmak için çalışıyor. Ancak bölgede yükselecek tansiyon, küresel ekonomi için büyük bir tehdit haline gelebilir.
Kızıldeniz’de neler oluyor?

Yemen’deki Husilerin Babu'l Mendeb Boğazı'ndan İsrail limanlarına giden tüm gemileri hedef alarak Gazze Şeridi'nde devam eden savaşa müdahil olması, küresel petrol ve enerji ticaretinin geleceğine ilişkin endişeleri artırdı. Öyle ki, birçok uluslararası şirket Kızıldeniz rotasını değiştirdi.

İsrail’in Gazze’ye başlattığı ve binlerce masum sivilin hayatını kaybetmesine yol açan saldırılara karşılık olarak Yemen’deki Husiler İsrail'e yönelik ilk saldırılarını seyir füzeleri ve insansız hava araçlarıyla (İHA) gerçekleştirdi.

İsrail’in Kızıldeniz kıyısındaki kenti Eilat, Husi füze ve İHA’ların hedefi olurken, hem ABD hem de Tel Aviv yönetimi hava savunma sistemleriyle saldırıları engellemeye çalıştı.

ABD daha sonra füze ve İHA’ları engellemek için Kızıldeniz’e savaş gemisi gönderdi.

 

Kızıldeniz’de neler oluyor?

 

Gazze’de devam eden İsrail saldırılarının ardından ise Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, 14 Kasım'daki televizyon konuşmasında, Kızıldeniz'de İsrail gemilerini hedef alabileceklerini duyurdu.

Husilerin askeri sözcüsü Yahya Seri 19 Kasım'da X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarına tepki olarak, İsrail bandıralı her türlü gemiyi hedef alacaklarını ilan etti.

Husiler, Babu'l Mendeb Boğazı'nda "Unity Explorer" ve "Number Nine" adlı iki İsrail gemisine İHA ve füze saldırısı düzenledi.

İsrailli denizcilik şirketi ZIM de 29 Kasım'da yaptığı açıklamada, Umman Denizi ve Kızıldeniz'deki güvenlik durumunu gerekçe göstererek gemilerinin Mısır'daki Süveyş Kanalı'nı kullanmayacağını belirtti.

CENTCOM ise 4 Aralık'ta X sosyal medya platformundan, Kızıldeniz'in güneyindeki uluslararası kara sularında 3 ticari gemiye 4 saldırı düzenlendiğini açıkladı.

Kızıldeniz'in güneyinde ABD donanmasına bağlı "USS Carney" destroyerinin ticari gemilerin yardım çağrısına yanıt verdiği aktarılan açıklamada, destroyerin gemilere yardım ederken kendisine doğru ilerleyen 3 İHA'yı da düşürdüğü ifade edildi.

Güzergah dünya ticareti için önem taşıyor

Babu'l Mendeb Boğazı, Asya ile Afrika kıtası arasında yer alıyor. Boğaz, Yemen ile Cibuti devletleri arasında Kızıldeniz’in Hint Okyanusu’na bağlantısını sağlıyor. En dar yeri 32 km genişliğinde olan Boğaz'dan yılda yaklaşık 33 bin gemi geçiyor.

Bu gemilerin önemli bir kısmını Basra Körfez Ülkeleri'nin petrollerini taşıyan tankerler oluşuyor. 

Dünya petrol tüketiminin yaklaşık beşte birinin geçtiği Boğaz'daki trafiğin güvenliği ve emniyeti uluslararası toplum tarafından yakından takip ediliyor. ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İsrail Boğaz'a yakın ülkelerde askeri üslere sahip olmak istiyor.

Diğer taraftan, Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan yapay bir su yolu olan Süveyş Kanalı, Afrika kıtası etrafında daha uzun bir yol kat etmek zorunda kalmadan Avrupa ile Asya arasındaki deniz ticaret yolunu kısaltıyor.

Amerikan Bloomberg ajansının verilerine göre, Basra Körfezi’nden gelen ham petrolün yaklaşık üçte ikisi dahil olmak üzere, dünya petrol ticaretinin yaklaşık yüzde 10'u ve sıvılaştırılmış gaz ticaretinin yüzde 8'i Süveyş Kanalı'ndan geçiyor.

 

Kızıldeniz’de neler oluyor?

 

Her gün dünyadaki nakliye konteynırlarının yaklaşık yüzde 30'u 193 kilometre uzunluğundaki Süveyş Kanalı'ndan geçiyor.

Süveyş Kanalı İdaresi'nin istatistiklerine göre, Babu'l Mendeb Boğazı'nı geçerek Kanal'ın güneyinden gelen malların payı, Süveyş Kanalı'ndan geçen mal hacminin yaklaşık yüzde 47'sini oluşturuyor.

Ayrıca güneyden gelen mal ve gemilerin yaklaşık yüzde 98'i Yemen'deki Babu'l Mendeb Boğazı'ndan geçiyor.

Husi saldırıları etkili oluyor

ABD merkezli Bloomberg, Fransız Le Figaro gazetesi ve diğer Batılı basın ve düşünce kuruluşları Babu'l Mendeb Boğazı'ndaki güvenlik sorununun Kızıldeniz ve dolayısıyla Mısır’ın Süveyş Kanalı üzerindeki gemi trafiğini etkileyeceğini belirtiyor.

Bu durumun küresel çapta ekonomik durgunluğa neden olabileceği de konuşuluyor.

Zira şimdiden Kızıldeniz’i kullanmayacağını açıklayan uluslararası denizcilik şirketi sayısı 4’e yükselmiş durumda.

İki büyük nakliye firması olan Maersk ve Hapag-Lloyd’ın Kızıldeniz'deki faaliyetlerini durdurma kararlarını açıklamasının ardından iki büyük firmadan da benzer adım geldi.

Mediterranean Shipping Company (MSC) ve İtalyan, İsviçre ve Fransız şirketleri CMA CGM, 15 Aralık'ta İsrail'e giden iki geminin Husiler tarafından saldırıya uğramasından bir gün sonra artık Kızıldeniz güzergahını kullanmayacağını açıkladı.

Kızıldeniz rotasındaki değişiklikler

Babu'l Mendeb Boğazı’nda Husi saldırılarının artması ve bölgede yükselen tansiyon nelere yol açabilir? Dünyanın en yoğun Boğazı'ndaki güvenlik riski hangi ekonomik kayıplara neden olur?

Bu yeni durumu anlamlandırabilmek için önümüzde oldukça değerli bir örnek var.

2021 yılının Mart ayında 400 metre uzunluğunda ve 59 metre genişliğindeki dev gemi "Ever Given"ın Süveyş Kanalı'nda karaya oturması ve kanalda 6 gün boyunca çift yönlü seyir trafiğinin aksaması büyük endişelere neden olmuştu.

 

Kızıldeniz’de neler oluyor?

 

Öyle ki, kanalın bir hafta boyunca kapalı kalması, küresel ticarette günde yaklaşık 10 milyar dolar tutarında kayba neden oldu.

Süveyş Kanalı İdaresi'nin günlük kaybı ise ilk önce 14 milyon dolara, daha sonra ise günde 28 milyon dolara ulaştı. Bir haftada ise kayıp, yaklaşık 200 milyon dolar oldu.

Bu durum; nakliye, sigorta, üretim maliyetleri ve yakıt fiyatlarının iki katına çıkmasına, küresel petrol ve gaz fiyatlarının artmasına ve dolayısıyla küresel emtia fiyatlarının yükselmesine yol açtı.

Şimdilerde Babu'l Mendeb Boğazı’nda gemi trafiği devam etse de Husi saldırıları etkili olmaya başladı.

Süveyş Kanalı İdaresi, 19 Kasım'dan bu yana 55 geminin rotasının Babu'l Mendeb Boğazı yerine Afrika'nın güney ucundaki Ümit Burnu'na yönlendirildiğini duyurdu.

Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Usame Rabi, yayımladığı yazılı açıklamada, "19 Kasım'dan bu yana 55 geminin rotası Ümit Burnu'na yönlendirildi. Ancak bu aynı dönemde Süveyş Kanalı'nı kullanan 2 bin 128 gemiye kıyasla küçük bir oran" ifadelerini kullandı.

ABD ne yapacak?

Kızıldeniz’deki Husi saldırılarına karşı savaş gemisi göndererek karşı koymaya çalışan ABD, bir süredir bölgede uluslararası bir güç kurma çalışmalarını da sürdürüyor.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Washington'un müttefikleriyle Kızıldeniz'de Deniz Görev Gücü kurma konusunda görüşmelerde bulunduğunu açıklarken, konuyla ilgili detayları yetkililer duyurmaya başladı.

ABD, Husi saldırılarına karşı ‘mümkün olan en geniş’ Kızıldeniz deniz koalisyonunu arıyor. Bu bağlamda ABD'nin Sana Büyükelçisi Stephen Fagin Reuters’e yaptığı açıklamada, deniz koalisyonunu oluşturmak ve Yemen’deki Husilere, başka saldırılara müsamaha gösterilmeyeceğine dair “önemli bir sinyal” gönderilmek istendiği söyledi.

ABD’nin Yemen Özel Temsilcisi Tim Lenderking ise Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen bir konferansta verdiği demeçte, ABD’nin mevcut uluslararası deniz görev gücünü “seyrüsefer özgürlüğünü korumaya kaynak ayıran uluslararası bir koalisyona” doğru genişletmeyi hedeflediğini duyurdu.

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Washington’un “Kızıldeniz’de gemilerin güvenli geçişini sağlayacak” bir deniz görev gücü üzerinde diğer ülkelerle görüşmelerde bulunduğunu ancak daha fazla ayrıntı veremeyeceğini söylemişti.

Al Jazeera’ye konuşan Yemen hükümetinden bir kaynak ise ABD’nin kendilerine Husilere karşı kurulacak koalisyona katılma davetinde bulunduğunu belirtti.

Öte yandan hangi ülkelerin ABD’nin kuracağı koalisyonda yer alacağı konusunda büyük bir tartışma yürütülüyor. Özellikle Arap ülkelerinde koalisyona katılmanın “İsrail’in Gazze saldırılarına destek” anlamı taşıyacağı görüşü sık sık dile getiriliyor.

İran: ABD Olağanüstü sorunlarla karşılaşır

İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Muhammed Rıza Aştiyani, ABD'nin, Yemen'deki Husilerin eylemlerine karşı Kızıldeniz'de uluslararası koalisyon kurması halinde "olağanüstü sorunlarla" karşılaşacağını söyledi.

İranlı Bakan ayrıca "Bu bölgede bütün ülkeler var ancak bu bölge bizim bölgemiz. Biz o bölgeye hakimiz ve kesinlikle o bölgede kimse manevra yapamaz" ifadelerini kullandı.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler