KKTC’de yaşanan son günlerdeki tartışmalar, gerek Türkiye’nin, gerekse ABD ve Rusya gibi ülkelerin Kıbrıs üzerindeki siyasi görüşlerinin değiştiğini de gösteriyor.
ABD’de Obama’nın yerine geçen Trump ile başlayan siyaset değişikliği ve buna paralel olarak gerçekleşen 15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’yi, ABD’den uzaklaştırdı. Tabi İngiltere ve Rusya’da bunu fırsat bilerek Türkiye ile olan ilişkilerini olabildiğince yukarılara taşıdı. Türkiye, İngiltere ile yakınlaşırken ticaretini büyük boyutlara taşıdığı Katar ve Rusya ile de ilişkilerini zirveye çıkardı. Tabii bu durum, Amerika Birleşik Devletlerini rahatsız etti.
Ülkelerin ekonomik ve askeri yakınlaşmalar grupların oluşmasına neden oldu. ABD uluslararası platformda başta İngiltere, Rusya ve Çin ile İpek Yolu nedeniyle savaşırken kendi ülkesinde de savaş halindedir. Rothschild ailesi para gücü, Pentagon’da silah gücü ile bir birlerini mat etmeye çalışıyor.
Pentagon, yeni partnerleri olarak Almanya, İtalya, İsrail, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Mısır, Afganistan, Japonya, Güney Kore gibi ülkeleri aldı.
İngiltere ise boş durmayarak Pentagon ile savaş halinde olan Rothschild ailesinin eski genel koordinatörü Macron'la birlikte Fransa, Çin, Katar, Kuveyt, Hollanda, İspanya, Güney Afrika, Hindistan, Pakistan, Brezilya, ve Türkiye gibi ülkelerle ayrı bir pakt oluşturdu. İngiltere, Çin'le birlikte Yeni İpek Yolu'nu hayata geçirerek, Rusya’nın da desteği ile doları uluslararası para birimi olmaktan çıkartarak yerine sanal para birimi getirmek istiyor.
Bitcoin ile başlayan ve başarılı olan sanal para çılgınlığına yeni para cinsleri de eklendi. En popüleri ise arkasına Rusya’nın desteğini alan Ethereum. 2017 başından bu yana 33 kat değer kazanarak bu yönde önemli mesafeler aldı. Sanal para birimleri belli başlı büyük ülkelerde kullanılmaya başlanırken dolar ağır darbe almaya başladı..
Dünyada bu denli kutuplaşmalar olurken, tabi ki Kıbrıs bunun dışında kalamazdı. Türkiye, Rusya ile. Kuzey’de, ABD’de Güney’de etkin olmaya çalıştı. Kuzey ile Güney arasındaki sınır bu nedenle son zamanlarda daha da pekleştiriliyor. Tahsin Ertuğruoğlu’nun son davranışları ve açıklamaları ile belki de Almanya’da Berlin’de inşa edilen duvarın bir benzeri buralarda da oluşturulabilir diye düşünmeye başlayanlar arasında bende yer aldım.
Güney Kıbrıs’ın başkanı Anastasiadis’in son zamanlardaki davranışları ile açıklamalarına bir göz atın. Anastasiadis önce ABD saflarında yer alan ve ABD’ye üs veren İsrail’e kucak açtı. İsrail ile ortak tatbikat yaparak. İsrail’in belli sayıda askerini RMMO’nun içinde konuşlandırdı. Sonra nedense İsrail’de olduğu gibi kızları da askere alma girişimi başlattı. Türkiye’nin, çözüm sonrasında belli sayıda asker önerisine 1960 Anayasasının ön gördüğü sayıda asker kalsın önerisi yaptı. sonrasında ise aniden çark ederek, sıfır asker demesi sanırım bir yerlerden aldığı direktife bağlıdır. KKTC’de değişen plakalara önce diş göstertti sonra kendisi de plakalarını değiştirmeyi tercih etti.
Kısacası karşı tarafta Anastasiadis’in bizde de Ertuğruloğlu, karşıt grupların temsilcileri olarak bir kavgasının buralarda da başladığının bir göstergesi oldu..
Şimdi bukez Dışişleri Tahsin Ertuğruloğlu’na bir bakalım. Aylardır, hatta yıllardır sessiz sakin, hanım hanımcık koltuğunda oturan Tahsin Ertuğruloğlu’nun aniden Şahinleşmesi neye bağlanıyor dersiniz? Bence Tahsin Ertuğruloğlu bir yerlerden aldığı destek ve güçten dolayı ‘Serçe’den ‘Şahinliğe ‘ terfi etti. Yoksa, Türkiye Dışişlerinden habersiz ne böyle aslan pozları sergileyebilir nede basın toplantısı yapıp yedi dağın efesi ‘Mehmet Efe’ gibi atıp tutabilirdi. Tıbbi yardımlardan tutun da, Rumların yapacakları ayinlere kadar herşeye maydanoz olan Ertuğruloğlu’na dikkat edin Türkiye bile ma nedir be yaptığın, elimizi zayıflatıyorsun deyip müdahale etmiyor.
İzinsiz tuvalete bile gidemeyen bizim siyasetçimizin, birden ‘Serçe’likten, ‘Şahinliğe terfi etmesi bence Türkiye’nin değişen siyasi konjonktüründen kaynaklanmakta ve buna paralel olarak da aldığı direktiflerden dolayıdır.
Obama zamanını hatırlayın. Ada’ya gelen Biden, Hilton’da düzenlediği basın toplantısında Çözüm karşıtı Eroğlu ile bu çözümün olmayacağını o zamanlar belirtmemişmiydi? Peki o zamanki siyasi konjüktür nasıldı diye bir yol düşünün. Biden’in açıklaması sonrasında, Eroğlu seçimi kaybederek yerini Akıncı’ya devretmemişmiydi?
Şimdilerde siyasi konjüktür değişti. Ve aniden Başkanlık sisteminden, Maraş’ın açılarak Mağusa Limanının özelleştirilmesinden dem vurulmaya başlandı. Sonrasında da ‘Serçeler’ her fırsatta ‘Kartalları’ hedef alarak saldırmaya başladı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.