Başbakan, 8 Eylül 2016 tarihinden itibaren, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla yaz saati uygulamasının yıl boyu sürdürülmesine karar verildiğini söyledi.
Burada tek amacın, saatlerle oynayarak gün ışığından daha fazla yararlanmak sayesinde TASARRUF edilmesi durumu olmalıdır.
TASARRUF ama… İSRAF değil!
Çocukken sorduğumuz sorulara, öğretmenler cevap olarak, bu uygulamanın “elektrikten tasarruf” amacıyla yapıldığını söylerdi.
Şimdi büyüdük ve 40 yıllık uygulamanın kaldırıldığını gördük.
AB yoluna mı? Suudi Arabistan yoluna mı? Diye sorarsanız;
Kimsenin bizi karanlık çağlara götürmeyi beceremeyeceği kesin…
Türkiye Cumhuriyeti’nin elektrik idaresi de bu uygulamanın TASARRUFTAN çok İSRAF getirdiğini rakamsal verilere dayanarak açıkladı (http://www.haberler.com/elektrik-muhendisleri-odasi-kis-saatine-9084491-haberi/).
KKTC Elektrik Kurumu sitesine girip şu (https://www.kibtek.com/statistikler/) linkteki istatistiklere bakarsanız ve son 5 yılın son 4 ayını, 2016 yılının gerçekleşen tüketim ortalamalarıyla; Eylül, Ekim, Kasım ayı olarak kıyaslarsanız, değişmeyen saat uygulaması sayesinde, tasarruf değil İSRAF meydana geldiğini açık ve net şekilde görebilirsiniz.
Bir bütün içerisinden işinize gelen verileri alıp, savınızı çürütecek verileri dışarıda bırakmak tabii ki hoş da şık da değil!
Aşağıdaki tablo tek başına yeterli mi?
Değil elbet.
Yıllara göre hava durumu, nüfus artışı, verimlilik, üretim durumu, arıza durumu, Güney Kıbrıs’tan alınan enerji miktarı ve daha başka nice etkenler de çok çok önemli faktörler. Ama armut-elma hesabı yapmak hiç etik değil.
İşte son 5 yılın tüketim ortalamaları ve ZİYAN!
Az ya da çok. Hiç fark etmez. ARTIŞ olmuş sonuçta ve TASARRUF yok!
Sonuç: Amaca yönelik tam başarısızlık.
* Aralık 2016 verileri sisteme henüz yüklenmemiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.