• BIST 10025.47
  • Altın 2956.432
  • Dolar 35.1368
  • Euro 36.5946
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 11 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 5 °C

Komik diyesim var.

Derviş DOĞAN

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerlere dair meclise daha fazla bilgi vermesi gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı tarafından meclise gönderilen görüşme tutanaklarının yetersiz olduğunu da savundu Sayın Özgürgün. Ve bunun üzerine bir hatırlatma gereği de duyarak, müzakere konusunda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya görüşme yetkisini meclisin verdiğini söyledi. Ve gerekirse bu yetkinin geri alınabileceğini ifade etti. Absürt bir durum. Hatta komik. Gereksiz bir durum. Meclisiin bu yönde bir eğilimi olacağını da açıkçası düşünmüyorum. Lakin Sayın Özgürgün’ün duyduğu bu rahatsızlığı açıkçası bende merak ettim. Yani böylesi bir açıklama yapmasını gerektirecek nedenleri var mıydı? Ulaşabildiğim vekillere ulaştım ve sordum. Sürece dair Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın meclise verdiği bilgi ne kadar tatmin edici veyahut bilgilendirici değil diye. Bu arada belirteyim farklı partilere mensup birçok milletvekili ile bu konuyu görüşme fırsatım oldu. Ulaştığım vekillerin büyük bir kısmı cumhurbaşkanlığı tarafından görüşmelere dair meclise gönderilen tutanakların ve bilgi aktarımının yeterli olduğunu söylerken,azınlık bir kısmı da bu tutanakların doyurucu olmadığını ve aktarılan bilgilerin yetersiz olduğunu savundular. Benim ise buradan anladığım, cumhurbaşkanlığı ile meclis arasında bu konuda bir işbirliği var. Olmayan ise bazı vekillerin kişisel ilgisizliğidir. Tabi ki ilgi olmayınca bilgi sahibi de olamıyorsunuz herhangi bir konuda. Belli ki böyle bir sıkıntı var mecliste müzakerelere dair. Yoksa niye verilen bilgi doyurucu olmasın? Ama diyelim ki meclise sunulan tutanaklardan konuya dair bilgi sahibi olamıyorsunuz. Bu bilgileri yetersiz buluyorsunuz. Olamaz mı? Olabilir. Peki bunun çaresi yok mu? Var elbette. İletişim sağlanır, tereddüt duyulan konular hakkında bilgi talep edilir, alınır vs. Malum meclis halkın iradesini yansıtan bir otorite ise eğer cumhurbaşkanlığı da aynı iradenin en üst seviyede temsilini üstlenen makamdır. Dolayısıyla devleti yürüten ve devletin zirvesini oluşturan, makamların milli politika gerektiren Kıbrıs müzakere sürecinde güç ayrımına girilmeden ortak bir paydada örtüşmesi toplumun yararınadır. Şimdi bunu bir tarafa koyalım. Ve dönelim devam eden sürece. Bu süreçte tafarlar yoğun bir pazarlığın içerisindedirler. Görüşüyorlar, talepler ortaya koyuyorlar, zıtlaşıyorlar vs. Kısacası hınca hınç bir pazarlık yapıyorlar. Şu an itibarı ile uzlaşılan, anlaşılan ortak bir zeminde buluşulan hiçbirşeyin olmadığını varsayıyoruz. Zira bütün başlıklarda mutabakat sağlanmadığı sürece, hiçbir konuda anlaşmış sayılmıyorlar. Şimdi hal böyle iken, ve taraflar arasında yapılan görüşmelerin tutanakları da meclise, cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilirken, böylesi bir tartışmaya girmenin kimseye bir fayda sağlamayacağı aşikar değil midir? Peki o zaman nedir mesele? Mesele şu ki, bundan bir müddet önce hükümetin UBP kanadında yapılmak istenen bir atamaya Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın onay vermemesi üzerine gerilen ilişkilerdir. Tabi ki UBP Genel Başkanı ile. Şimdi bunu kalkar ve meclisin bütünlüğü içerisinde başka bir mevzuya bağlamaya çalışırsanız bu doğru bir yaklaşım olmaz. Zira böyle bir tavır politik istismara girer. Ve kişisel algılanır. Ha meclise gelen tutanaklar yetersizdir,süreç hakkında sağlıklı bilgi edinemiyoruz derseniz, bu olabilir. Eğer bunda meclisin bütünlüğü içerisinde mutabakat sağlıyorsanız ve müzakere sürecinde gelinen aşama ile ilgili yeterli bilgi bizlere ulaşmıyor noktasındaysanız, o zaman bunu diplomatik bir üslupla cumhurbaşkanlığına bildirir gerekenin yapılmasını aynı akil duruşla beklersiniz. Kişisel düşüncelerinizi meclise mal etmeden. Zira bu aşamada devam eden süreci yürüten makama bu şekilde bir tavırla yaklaşırsanız, bunun zararı kişisel olmaz, toplumsal olur.. Çünkü bu ifadeleri kullanan hükümetin ortağı UBP’nin genel başkanıdır. Herhangi biri değil. Dolayısı ile Sayın Özgürgün’ün sorumsuzca bu çıkışı müzakere masasına koyduğumuz toplumsal enerjiyi ve elimizi zayıflatır.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları