Holokost’un habercisi “Kristal Gece” çaşdaş Rusya topraklarını da etkiledi. Sputnik muhabirleri Koenigsberg’deki (şimdiki adıyla Kaliningrad) son Holokost tanıklarıyla konuştu, ayrıca ABD ile Avrupa’nın neden bu trajediyi görmezden geldiğini anlamaya çalıştı.
Koenigsberg'li 90 yaşındaki Mihael Vik o dönemi çok iyi hatırlamakla beraber, anlatmaya pek istekli değil. Öfkeli kalabalık dar sokaklardan ilerlerleyerek vitrinleri kırıp Yahudi evlerini tahrip ettiler. Her yer kırık cam parçalarıyla kaplıydı, bu yüzden Naziler bu olaya "Kristal Gece" adını verdi.
Pogromlardan nasibini alan Rusya'nın tek şehri Koenigsberg'deki trajedinin son üç tanığından biri olan Mihael Vik, olanları şöyle anlattı: "Sabahleyin okula gitmem gerekiyordu. Fakat ailem okul ve sinagogların tahrip edildiğini söyledi. Sinagogdaki yetimhanede kalan çocuklar üstlerinde pijamalarıyla sokağa atılmışlar. Kurumun müdürü Vollheim'i ağır bir biçimde dövmüşler, hatta nehre atmak istemişler."
© FOTOĞRAF : PUBLİC DOMAİN
Berlin’deki Yahudi mağazasının kırılan vitrini, 10 Kasım 1938
Bunu öğrenen Mihael, okul arkadaşlarının kaderini öğrenmeye çalıştı. Ancak, ailesi sokağa çıkmasını kesinlikle yasakladı. Daha sonra sokağa çıkmayı başarınca, Avrupa'nın en büyük ve en güzel sinagoglarından biri olarak kabul edilen Koenigsberg'deki sinagoga koştu: "Gördüklerim karşısında hayrete düştüm: bina tamamen yanmıştı. Öğretmen Wolf'la kaşılaştığımda, sinagoga girenlerin kustallarımızla dalga geçtiğini anlattı. Orada bulunan Tevrat'ı da yırtıp sokağa atmışlar."
1927'de Koenigsberg'de doğan Nehama Drober, Sinagog yangının bir günden fazla sürdüğünü, bir süre sonra kalıntılarının sökülerek onun yerine Polonya'dan kovulan Yahudilerin yerleştirildiği barakalar kurulduğunu ve kız kardeşiyle birlikte tutuklulara nasıl yardım ettiklerini şu sözlerle anlattı: "Ben sinagogun yanındaki okula gidiyordum. Pogromdan sonra, yetimhane gibi orayı da Gestapo kendine aldı. Biz yakınlarında kalıyorduk, barakaların yanındaki duvarın arkasında. Oradaki her şeyi gözlerimizle gördük, onlara gizlice yiyecek verdik."
© SPUTNİK / B. BORİSOV
Auschwitz toplama kampındaki mahkumlar
Nehema sözlerini şöyle sürdürdü: "Pogromun ertesi günü tüm Yahudi erkekleri gibi benim babamı da tutukladılar. Gestapo binasının bodrum katında tutuyorlardı. Annem babamın serbest bırakılması için oraya gitti. Babam üç hafta sonra, kalanlar da ondan bir süre sonra serbest bırakıldı."
"Kristal Gece"den önce de şehirde tutuklamalar başlamıştı. Mihael Vik, "Bu pogromlar için bir çeşit provaydı ve Naziler saldırmak için bahane arıyordu" dedi.
O bahane bulundu. 7 Kasım 1938 yılında Alman Yahudi Herschel Grynszpan, Fransa'daki Almanya Büyükelçiliği üçüncü sekreteri Ernst von Rath'ı beş el ateş ederek öldürdü. Yaraları hafifti, ancak Hitler'in emri üzerine yaralı diplomata, başka bir gruba ait kan verilerek öldürüldü.
© FOTOĞRAF : KALİNİNGRAD’DAKİ YAHUDİ CEMAATİ TARAFINDAN SAĞLANAN FOTOĞRAF
Koenigsberg’deki (şimdiki adıyla Kaliningrad) Baş Sinagog, 1938
Rath'ın ölümü, ülke genelinde Yahudilere karşı "intikam eylemleri" gerekçesi yapılarak, olayın arkasında ‘uluslararası yahudi topluluğunun' olduğu iddası yayılarak, sorumluluğun da genel olduğu ilan edildi.
Propaganda Bakanı Yosef Goebbels pogromlardan sonra "Nasyonal Sosyalist Parti, Yahudilere yönelik saldırıları organize edecek kadar küçülmez. Ancak, eğer halkın öfke dalgası Reich'in düşmanlarına yönelikse, ne polis ne de ordu müdahale etmeyecektir" dedi.
O yalan söylüyordu. Tarihçiler daha sonra, pogromu uygulayanların sivil kıyafetli saldırı birlikleri militanları olduğunu ortaya çıkardı. Saldırı planı önceden yapılmıştı. Devlet yetkilileri, pogromcuların hedefi olarak belirledikleri sinagoglardan kendileri için önemli olan tüm belgeleri önceden çıkardılar. Nazilerin ‘Yahudi sorununu' tümüyle çözmek için eksiksiz bir Yahudi listesine ihtiyaç duyuyorlardı.
Maskelenmiş militanlar sinagog ve evleri tahrip edip savunmasız insanları öldürürken, Reich polisi sadece tek bir kurala uyulması için çabalıyordu: "Yangın çıkmasına kesinlikle izin verilmeyecek!" Berlin'deki sinagoglardan birinde yangın çıkınca, yetkililer yangının çevredeki devlet kurumlarına sıçramasından korkarak, saldırıları önlemeye başladı.
© AP PHOTO / CAF
Varşova gettosundaki Yahudiler, Nisan 1943
Goebbels, sonraları halkı Alman makamlarının pogromlarla ilgisi olmadığını ikna etmek için bu olayı sürekli gündemde tutarak kullandı. Rus tarihçi ve gazeteci Armen Gasparyan, sadece naif insanların buna inandığını belirterek şunları söyledi: "Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi üyelerinin çoğunun, Hitler'in Yahudi sorununu çözeceğinden şüpheleri yoktu. Sadece Führer'in yaptığı açıklamalarla sınırlı kalmasını ümit eden bir kısım Alman halkının şüpheleri vardı."
Holokost Vakfı Eş Başkanı Prof. İlya Altman, Nazi propagandasının kancasına takılan Batılı devletlerin, uzun süreli sessizliklerini 1936 yılındaki Berlin Olimpiyatları'na bağlıyor: "O zamanlar Alman propagandası Nazilerin anti-Semitizmini gizlemek için her şeyi yapıyordu. Yahudilere hakaret eden yazılar ortadan kayboldu. Dünyanın her tarafından gelen turistler Yahudilerin ibadetlerini serbestçe yerine getirdiklerini ve onlara zulüm edilmediğini görüyordu. Bu çok başarılı propaganda eylemi, halkı gerçeklere karşı uyuttu. Sonuç olarak, kurbanlar da dahil olmak üzere, hiç kimse "Kristal Gece"ye hazır değildi."
Dünya pogromlara karşı sessizdi. Batılı devletler sadece diplomatik protestolar çekmekle yetindi. ABD ve İngiltere'de bir çok kişi Nazilerin versiyonuna inanıyordu: 9-10 Kasım'daki pogromlar, yetkililerin önünü alamayacağı büyük bir halk öfkesiydi.
© AP PHOTO /
9-10 Kasım tarihlerinde yaşanan “Kristal Gece”, 1938
Anti-Semitist suç sadece Sovyetler Birliği tarafından şiddetle kınandı. Bu trajediden bir kaç ay önce Moskova, Münih Anlaşması çerçevesinde Çekoslovakya'nın bir kısmının Almanya'ya devredilmesini (faşistlerle Büyük Britanya ve Fransa arasında yapılan anlaşma) engellemeye çalıştı.
Pogromları duyuran Sovyet basını oldu. Moskova ve Leningrad'da Komunist Parti tarafından düzenlenen protesto gösterileri düzenlendi.
Rusça Konuşan Yahudi Dünya Kongresi Koordinasyon Konseyi Üyesi Borukh Gorin şu ifadeleri kullandı: "Sovyetler Birliği o zamanlar Almanya'dan gelen Yahudileri kabul etti. Artık Almanya'da kalmanın olanaksız olduğunu gören Yahudi entelektüellerinin önde gelenleri, Sovyetler Birliği'ni gidilebilecek en uygun ülkelerden biri olarak görüyordu. Eski dünya satranç şampiyonu Emmanuel Lasker de Sovyetler Birliği'ne göç edenler arasındaydı. Sovyetler Birliği'nin Yahudilere kucak açan samimi tavrı, Yahudi basını ve Yahudilerin kontrolünde olan yabancı basında yankı buluyordu."
Olaylardan sadece iki gün sonra, 11 Kasım 1938'de Hitler pogromların durdurulması emrini verdi. Bu süre içerisinde 1400 sinagog ve yedi bin Yahudi dükkanı yakılmış, onlarca mezarlık tahrip edilmişti. İki gün içerisinde 90 kişi ölmüştü. Daha sonra ölen yaralılar ve intihar edenler de eklenince bu liste çok daha kabarıktı. Ayrıca, saldırılara maruz kalan Yahudilerden bir milyar mark, Rath'ın öldürülmesinden Almanya'nın gördüğü zararın ‘tazminatı' olarak gasp edilmişti. Ancak, "Kristal Gece"nin ana sonucu elbette bu değildi.
© AP PHOTO /
Varşova gettosundaki Yahudiler, 19 Nisan 1943
Borukh Gorin sözlerini şöyle sürdürdü: "Pogrom bütün yanılsamalara son verdi. Daha önce kuralın istisnası olarak görülen şey, artık bir norm haline gelmişti.1938'e kadar Hitler'in anti-Semitizmini yanlış anlayan ve sadece Doğu Avrupalı Yahudilere yönelik olduğuna inanan Yahudiler vardı ve onlara göre, buna göz yummak mümkündü. "Kristal Gece"den sonra bu fantazilerden eser kalmadı."
Üzerlerinde asılı olan tehlikeyi farkeden Yahudiler, Almanya'dan kaçmaya çalıştı. Bir kaç ay içinde 115 bin kişi Almanya'yı terk etti. Ancak, Batı Avrupa ülkeleri ve ABD, Yahudilerin ülkelerine kabulünü ya sınırladılar ya da hiç kabul etmediler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.