DANANIN KUYRUĞU KOPUYOR…
Ekonomide kayıplar büyük bir hızla devam ediyor. Yeni normal dediğimiz açılım süreci yeni anormal bir duruma, kapanmanın artarak devam etmesine yol açtı.
Bu duruma nasıl geldiğimizi bilmeyen kalmadı. Açılıma yanlış başlama yanında girişlerde kontrollün sağlanamaması salgının ciddi şekilde artışına neden oldu. Ardından endişe ve panik geldi. Pandemi hastanesinin olmaması tüm bunların üstüne tuz biber ekti.
Salgının yeniden başlamasına bağlı olarak meydana gelen endişe ve panik yeni bir kararın alınmasına fırsat vermeden tekrardan kapanmaya yol açtı. Mayıs itibari ile kimi sektörler için döner gibi olan ekonomik çarklar da durdu. İş kayıpları büyüdükçe büyüdün Ne sur içleri, çarşılar kaldı ne yurtlar ne de berberler, kuaförler. Buna rağmen KDV’sinden sigorta, vergisine, seyrüseferine, elektrikten, suyuna daha da önemlisi kirasına kadar her şeyi faizine kadar talep eden bir yapı var karşımızda…
Üstüne üstlük ekonomi yüzde yetmişlerin üzerinde kayıplara uğrarken bir de borç taksitlerini dahi düzenlemekten uzak bir iradeyle karşı karşıyayız. Mart öncesindeki ekonomik şartlar altında talep edilen neyse; hangi vergiler, hangi ödemelerse bu şartlarda da aynısı isteniyor. Taviz vermek isteyen yok!
Koşullar bütün ağırlığı ile çalışanın, esnaf, zanaatkarın, işyerlerinin üzerine çökmeye devam ederken şimdi de üniversitelerin açılmayacağı duyurulmaya başladı. Kim haklı, kim haksız tartışması bir kenara, bu durum, var olan umutların da uçması anlamına gelmektedir.
Sekiz bini aşkın işyerinin faaliyetlerine ara verdiği, gerçekte ise kapandığı, binlerce işçinin işsiz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Salgından buyana pek çoğumuz ekmek kırıntılarıyla beslenerek, borç biriktirerek, mazbata ve davalık dosyalarla altı aylık bir süreci geride bıraktı. Soluk alıp vermenin bu kadar zor olduğu, tedbirlerin bu kadar yetersiz kaldığı, insanların birbirine düşürüldüğü ve ayrıştırıldığı bir başka ülke var mı bilmiyoruz? Ancak acil bir yapılanma, bir kriz yapılanması şart oldu. Bütün şiddetiyle popülizmden uzak kalabilecek, meclis içinden yaratılacak bir irade aranıyor.
Tekrar sesleniyoruz
1. Bankalara çağrı…
Kapalı olan, kayba uğrayan sektörlerin taksitlerini talebe göre en az bir yıl ya çok düşük faizlerle yada faizsiz ötelemek, yapılandırmak şart oldu.
2. Mal sahiplerine çağrı…
Kira taksitlerini yine ekonominin kapasitesine göre düşürmek, ayarlamak kaçınılmaz olmuştur.
3. Çalışma bakanlığına çağrı…
Sektörlerin iş kayıplarına göre koşulsuz tüm çalışanlara katkı yapmak ertelenemez ve ivedilikle alınması gereken bir zorunluluk haline gelmiştir.
4. Hükümete çağrı…
Hükümet tüm süreçleri salgına karşı alınacak önlemlerele birlikte yönetmek, sorumluluğunu almak ve çözmek zorundadır.
Dananın kuyruğu koptu kopuyor…
Kaynak mı? Var. Yeter ki paylaşalım…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.