Kıbrıs’ta çözüm için bir adım önde olacağız diyen AKP ve onun işbirlikçi hükümetleri, Kıbrıs Türk Toplumunun iradesini tamamen gasp ederek maceraya sürüklemeye devam ediyor.
Kıbrıs’ın hava sahasının kullanılması, Doğu Akdeniz’deki gaz ve petrolde pay hakkı iddiası,
Türkiye’nin kara parasının aklandığı üniversiteler, gazinolar, bet ofisleri, şirketlerle, misyonerlik çalışmaları içeren vakıf, dernek, dini okullar, camilerle Kıbrıs’ın kuzeyinin kontrol altına alınması;
Sürekli vatandaş yapılarak demografik yapının bozulması yanında çözülemeyen su, trafik, okul, hastane vs. sorunları için para akıtılıyor propagandası ile Kıbrıs Türk Toplumunun Anadolu halkına “Besleme” olarak
görülmesinin sağlanması;
Hitler Almanyasında olduğu gibi uydu hükümetler, bakanlar, milletvekilleri seçtirmek için sürekli Kıbrıs Türk Toplumunun İradesine Müdahale edilmesi;
Beğenilmeyen hükümetlerin sürekli bozdurularak yeniden kurdurulması;
Kıbrıs Türk Toplumunun tüm kritik kurumlarına el konulması, bütün kritik kurumların başına TC bürokratlarının yerleştirilmesi ile Kıbrıs Türk Toplumunun İRADESİ GASP EDİLMİŞTİR.
Bu gasp AKP ve Sn. Erdoğan’la birlikte fütursuzca ve kabaca müdahale hakkı olarak görülmektedir. Bu müdahale hakkından öte sahip olanın hakkını kullanması olarak görülmektedir. Kıbrıs Türk Toplumunun yıllardır verdiği varoluş kavgası ile kazandığı konumu ve hukuksal statüsü üzerinden gaz, petrol, münhasır
ekonomik bölge ve her türlü hak iddiası ortaya koyan AKP ve liderleri bilmelidir ki ASIL OLAN KIBRIS TÜRK TOPLUMUDUR.
Kıbrıs Türk Toplumu gasp edilmiş iradesi için yıllardır mücadele etmektedir.
Bu durumdan sadece AKP değil, Kıbrıs Cumhuriyetini şu anda yönetenler, burada yaratılan statükoya seyirci kalan ABD, AB ve BM de sorumludur.
Tüm Türkiye kamuoyunun ve Kıbrıs Türk Toplumunun merak ettiği, bu kadar kör ve kaba olan Türkiye dış politikasının bir sonraki hamlesi gasp edilen Kıbrıs Türk Toplumu iradesi ile birlikte Kıbrıs’ta bir oldu bitti referandumu ile Kıbrıs’ın Türkiye’ye bağlanması sözde REFERANDUMUNU AKP ve Sn. Erdoğan’ın ne zaman yapmak istediğidir. Kıbrıs Türk Toplumu iradesi geri verilmeden böyle bir referanduma kimsenin hakkının olmadığını gerçeğini ABD, AB, BM ve tüm dünyadan önce KTOEÖS olarak ortaya şimdiden koyduğumuzu kamuoyuna açıklarız.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde figüran rolünde olup Kıbrıs Türk Toplumunun tamamen edilgen duruma gelmesine vesile olanlara da bu ülkede canları uğruna kültürünü, dilini, varlığını, yurdunu savunmuş ve hayatını kaybetmiş binlerce canı hatırlatırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.