KTOEÖS Yönetim Kurulu’na seçildiğimiz günden itibaren farklılıklarımız zenginliklerimizdir diyerek yola çıktık. Fakat bu süreçte üzülerek gördük ki ne en ufak bir eleştiriye ne de farklılıklara tahammül dahi yoktur. Sendika içerisinde bizi sürekli uyumsuzlukla, bölücülükle suçlayan bir yapı bulduk.Giderek artan mobbinge; yıldırma politikalarına karşı direndik! Sendika içi isleyişin devlet bürokrasisi gibi çalıştırılmasına ısrarla karşı çıktık. Sürekli uyumsuzlukla suçlandık. Doğrudur, uyumsuzduk!
Tek adamcılığa karşı uyumsuzduk !
Anti-demokratik karar almaya karşı uyumsuzduk!
Tutarsızlığa ve öngörüsüzlüğe karşı uyumsuzduk!
Kişiliksizleştirmeye karşı uyumsuzduk!
Yıllarca mücadele verilerek elde edilen haklarımızın, kendi elimizle pazarlık masasına konmasına karşı uyumsuzduk!
Öğretmenlik maaşı yarı yarıya düşürülürken, emeklilik ikramiyesi kaldırılırken, emeklilik yaşı yükseltilirken, emeklilik maaşı açlık sınırına çekilirken, sadece hazırlık ödeneği ön plana çıkartılıp, öngörüsüz bir şekilde, üstelik Yönetim Kurulu kararı da olmadan, masada pazarlık konusu yapılması meselesinde de uyumsuzduk!
Örgütlenme konusundaki sıkıntılardan dolayı koptuğumuz tabanımıza sürekli örgüt kutsaldır mesajı pompalanarak kurumsallaşma adı altında örgüt içi bürokrasi yaratılmıştır. Oysa bize göre yüceltilmesi ve uğrunda çalışılması gereken kavram örgütlenmedir. Örgüt, ÖRGÜTLEYEBİLENDİR! Toplumsal mücadelede büyük bir önemi olan sendikamızın kitlesel hareket edebilme ve toplumda yol göstericilik görevine devam edebilmesinin önkoşulu, ÖRGÜTLÜLÜĞÜDÜR...
Sendikamızın çeşitli alanlarda kurulmuş olan komiteleri sadece isimden ibaret olup bu bürokratik yapı içerisinde işlevselliğini yitirmiştir. Üyenin sendika ile bağını güçlendirmek adına hiç bir sendikal eğitim faaliyeti yapılmamaktadır.
Eğitimdeki tıkanıklıklar ve kamusal eğitimin bilinçli olarak niteliksizleştirilmesi noktasında net bir tavır gösterilememektedir. Çözüm üretmek yerine toptan redci bir tavır izlenmektedir.
Sendikamız grev ve eylem sürecinde iken ve birincisinde bu gerekçeyle reddedilmesine rağmen, ikinci kez Genel Sekreter’in görevden alınmasının ısrarla gündem yapılmasını da sadece yükselen sendikal mücadele gündemini değiştirmeye yönelik siyasi bir tavır olarak görmekten başka şansımız da kalmamıştır.
Gelmiş olduğumuz noktada mesele sadece Genel Sekreter’in görevden alınması olayına indirgenmeye ve esas sorunlar kamufle edilmeye çalışılsa da, aslında olay tüm bu yukarıda saydığımız bir çok etkenin bir araya gelişinin sonucudur
Olay, fikirlerin yok edilmeye çalışılmasıdır! Olay, Yönetim Kurulundaki uyumun sağlanamaması sonucu üye haklarının yeterince korunmayacağı tehlikesiyle başbaşa olmamız ve sendikamızın üretkenliğinin ortadan kaldırılmasıdır.Bu noktada tek bir kişi üzerinden durumun kurtarılmaya çalışılması sadece kolaycılıktır.
Bizler, Yönetim Kurulu’na gelirken verdiğimiz sözleri yerine getirmemiz önündeki engelleri kaldıramadığımız için ayrıca öğretmenlerimizden de özür dileriz.
Bu nedenle şu andan itibaren yönetim kurulundan istifa ettiğimizi tüm öğretmenlerimize duyururuz. Tüm öğretmenlerimizi sendikamıza sahip çıkmaya çağırır ve bu demokrasi mücadelesini hep birlikte sürdüreceğimizi bilgilerinize sunarız. Artık son söz öğretmenindir.
Yönetim Kurulu Üyeleri :
Ayşe Zehirok, İlknur Işıl Türkmen, Kutay Bektaşoğlu, Mehmet Şanlıtürk, Mehmet Şekerli, Mehmet Taşker, Nuray Özgeçen
Disiplin Kurulu Üyesi: Muharrem Uzun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.