Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, son günlerde basında yer alan haberlerin, ülkedeki gerici faaliyetlerin kanıtı olduğunu kaydetti.
Elcil konuyla ilgili yazılı açıklamasında, “Sayın bakanın açıklamalarının aksine, gericilik konusunda bakanlığın denetimi olmadığı ve zaafı olduğu açıktır. Bu tarz beyanatların aksi ispatladığında, o ülkenin bakanı normal koşullarda istifa eder. Eğitim ve Kültür Bakanı Berova'nın bu erdemi göstereceğini düşünmüyoruz” ifadelerine yer verdi.
KTÖS’ün yıllardır “gericilik ve irtica faaliyetlerine” karşı çocukların bilimsel ve demokratik eğitim alması için mücadele verdiğini belirten Elcil, şöyle devam etti:
“Son zamanlarda bu faaliyetlerin arttığını, denetimden uzak bir halde ülkenin geneline yayıldığını ve TC’deki Gülen Cemaati gibi benzeri faaliyetlerle Kıbrıslı Türk toplumunun geleceğini şekillendirecek kurumların, alanların ipotek altına alınmak istendiğini ifade etmiştik. Bir yerel gazetemizin gazetecilik ilkeleri çerçevesinde yapmış olduğu haber, gerici örgütlenme ile ilgili örtülü gerçekleri bir kez daha ifşa etmiştir.
Bununla birlikte duyarlı köşe yazarlarının ‘gericilik’ üzerine yazdığı yazılar da öğretmenimizin ve toplumun verdiği laiklik mücadelesi açısından önemlidir, emeği geçen herkese teşekkür ederiz.”
Ülkedeki “irtica ve gericilik” faaliyetlerinin geldiği noktanın tahminlerinden büyük olduğunu ifade eden Elcil, “192 caminin olduğu, 323 imamın çalıştığı, 33 milyon dolara İlahiyat Koleji inşa edildiği, okul yapmak yerine sürekli camii inşa edildiği bir ülkede bu yatırımların amacı ve kaynağı sorgulanmalıdır” dedi.
“CEMAAT, TARİKAT, DERNEK VEYA VAKIF ALTINDA TOPLANAN BU ÖRGÜTLERİN FAALİYETLERİNİN AMAÇLARI SORGULANMALIDIR”
“Din İşleri Başkanlığı’nın neden 52’si imam hatip mezunu, geri kalanı ilkokul mezunu 300 kişiyi fahri görevli olarak ilan ettiğinin” de sorgulanmasını isteyen Elcil, şunları kaydetti:
“Cemaat, tarikat, dernek veya vakıf altında toplanan bu örgütlerin faaliyetlerinin amaçları sorgulanmalıdır. Vakıflar Örgütü ve Din İşleri Dairesi’nin faaliyetlerinin mercek altına alınması, cemaatlerle bağlantısı olup olmadığının sorgulanması şeffaflık açısından gereklidir.
Cemaat, tarikat, dernek veya vakıf altında toplanan benzeri örgütlerin ekonomik faaliyetlerinin din ve vicdan özgürlüğü ile bir bağlantısı olmadığı gibi, siyasal anlamda laik sistem için tehdit oluşturmaktadır. Özellikle toplum mühendisliği ve eğitim üzerinden yürütülen faaliyetler yaşam şeklimizi tehdit edecek boyutlara gelmiştir. Anayasada yazdığı gibi her türlü eğitim faaliyeti devletin sorumluluğu ve denetiminde olmalıdır. Anayasanın 23. ve 59. maddelerinin ihlal edildiği açıktır. Bu konuda Savcılık makamının konuyu görev bilip soruşturma başlatması anayasal sorumluluğu olmalıdır.”
“NORMAL KOŞULLARDA BEROVA İSTİFA ETMELİ”
Eğitim ve Kültür Bakanı Berova’nın açıklamalarının aksine, gericilik konusunda bakanlığın denetimi olmadığını savunan Elcil, “Bu tarz beyanatların aksi ispatladığında, o ülkenin bakanı normal koşullarda istifa eder. Sayın Berova'nın bu erdemi göstereceğini düşünmüyoruz” dedi.
Eğitimin yerinin camiler değil okullar olduğunu belirten Elcil, din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinin okullarda mevcut ve yeterli olduğuna işaret etti.
“İlahiyat Koleji gibi ayrıcalıklı okullar yaratmak, zorunlu ders saatleri dışında kalan zamanları cemaatlerin kontrolüne bırakmak ve kaynağı belirsiz paralarla din okulu inşaat etmek yerine, olgunluk çağına gelmiş her çocuk için ( 15 yaş) tüm okullarda, inanana ve inanmayana, her türlü din ve mezhebe eşit uzaklıkta seçmeli olarak ‘din kültürü ve ahlak bilgisi dersi modül programları’ oluşturulması eğitim sistemi içerisinde tartışılabilir” diyen Elcil, “din tüccarları ile mücadeleye devam edeceklerini” ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.