Kuir Kıbrıs, hak savunuculuğu görüşmeleri kapsamında Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) yönetiminden Dr. Çağrı Cemaller ve Dr. Ceyhun Dalkan ile görüşme gerçekleştirdi.
Görüşmede Kuir Kıbrıs’ın hazırladığı ‘LGBTİ+ Seks İşçilerin Durumunun Haritalandırması Raporu’, ‘Yasal Boşluk Analizi’, ‘LGBTİ+'ların Sosyal Hizmetlere Erişiminin Haritalandırılması’, ve '
Görüşmeye Kuir Kıbrıs’tan Ömür Ray ile Erman Dolmacı katıldı.
Ray: “Eğitim hayatından başlayan bir dışlama var”
Kuir Kıbrıs aktivisti Ömür Ray, LGBTİ+’ların eğitim hayatından itibaren dışlanmaya başladıklarını ve küçük yaşta gerek aile gerekse de sosyal güvence mekanizmalarından mahrum kaldıklarını kaydetti. Ray, eğitim hayatından başlayan bu dışlanmanın istihdama katılım süreçlerinde de sıkıntı yarattığını tespit ettiklerini kaydederek, LGBTİ+’ların iş hayatına katılamadığını, katılabilenlerin ise ciddi ve sistematik bir ayrımcılıkla yüz yüze kaldığını ifade etti.
Özellikle transların genelde part time, geçici ve güvencesiz işlerde çalıştığını bunun da günün sonunda ciddi bir kırılganlığa neden olduğunu vurgulayan Ray, ekonomik krizden en fazla etkilenen kesimlerden birinin de LGBTİ+’lar olduğunu sözlerine ekledi.
Ameliyat zorunluluğu dayatılıyor
Ray, trans ve interseksler için toplumun kendisine dayattığı kimlik ile doğarken taşıdığı kimlik arasında gerilim yaşadıklarını, bireyin kendisini tanımladığı ve ait hissettiği kimlik ile kimlik kartındaki resmi kimliğinden dolayı gündelik hayatta sıkıntılar yaşayabileceklerini de vurguladı.
Translara cinsiyet uyum ameliyatlarının yasalar ve savcılık görüşü ile zorunlu kılındığını da aktaran Ray, bu durumun dünyada artık değiştiğini ve kişinin beyanının cinsiyet belirlenimi için yeterli olduğunu kaydetti. İhtiyaç duyulmadığı taktirde ameliyat yapılmasına gerek olmadığını vurgulayan Ray, Dünya Sağlık Örgütü ve ilgili uluslararası sözleşmelerin bu yönde maddeler ve öneriler içerdiği bilgisini de paylaştı.
Cinsiyet uyum ameliyatlarının çok ciddi bir maliyeti olduğunu da vurgulayan Ray, bunların çoğu zaman ekonomik olarak karşılanamayacak düzeyde olduğunu ve translar için ciddi bir sıkıntı yarattığını da sözlerine ekledi.
İnterseksler tıbbi müdahaleye mecbur bırakılıyorlar
Kuir Kıbrıs aktivisti Erman Dolmacı, intersekslerin ise tıbbi müdahalelere mecbur bırakıldığını, bu operasyonların çoğunun tıbbi gerekliliği olmayan müdahaleler olduğunu kaydetti.
Dünya Sağlık Örgütü’nün beyan edilen cinsiyet kimliği üzerinden kişinin cinsiyetinin tanınabileceği yönünde kararı olduğunu ifade eden Dolmacı, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise kişilerin bütüncül olarak genital organlar dahil tüm ameliyatlarını tamamlamış olması kriteriyle kişilere cinsiyetinin hukuken tanındığını belirtti.
İntersekslere tıbbi olarak gerekliliği olmayan müdahalelerin yapılmasını engelleyici yasal düzenlemelere ihtiyaç var
Dolmacı, intersekslerin doğumda ailelerine çocuklarının durumu ile ilgili bilgi verip ilerde sorun yaşamaması adına kız veya oğlan olarak hayatına devam etmesi için operasyon yapılması gerektiği anlatılıp interseks çocuklara doğarkenden tıbbi müdahalelerin yapıldığını belirtti. Bu operasyonların yapılan birçok araştırmaya göre çok az yüzdesinin tıbbi olarak gerekliliği olan ameliyatlar olduğunu geriye kalan kısmının ise çocuğun ilerleyen yaşlarda toplumsal normlara uyum sağlaması için yapıldığını belirten Dolmacı, küçük yaştaki çocuklara bu tarz tıbbi gerekliliği olmayan ameliyatların yapılmasının çok büyük insan hakkı ihlali olduğunu vurguladı.
Dolmacı bu yönde KTTB ile ortak çalışma yapmak istediklerini söyledi.
Psikiyatristlerin translara tavrı çok kötü
Transların, cinsiyet uyum sürecinde ve sosyal destek almak için Barış ve Ruh Hastanesi’ne gitmek zorunda bırakıldıklarını kaydeden Dolmacı, burada psikiyatristlerin translara yönelik tavırlarının ayrımcı, şiddet içerikli ve oldukça aşağılayıcı olduğunu kaydeden Dolmacı, “Bu doktorlara yönelik eğitimler ve farkındalık çalışmaları yapılabilir” dedi.
Dolmacı, Tabipler Birliği ile doktorların yönlendirmesiyle iş birliği yapmak istediklerini de kaydetti.
HİV ile yaşayanlar iş bulamaz durumda
HİV ile yaşayanların durumuna da değinilen toplantıda, bu alanda da katmanlaşmış bir ayrımcılık yaşandığının altı çizildi. Dolmacı, HİV’le yaşayanların, ilaçlarını düzenli olarak almaları durumunda herhangi bir bulaştırma riski taşımamalarına rağmen işe alınmadıkları veya işten atıldıkları, bu durumun da çok ciddi bir toplumsal yalnızlaştırmayı getirdiğini kaydetti.
Dolmacı ayrıca şu an sadece Lefkoşa’da anonim olarak HİV testlerinin yapıldığını, bunun başka bölgelerde de yapılması gerektiğini vurguladı. Ayrıca HİV’le yaşayanların ilaçlara erişimde de ciddi sıkıntılar yaşadıkları belirtildi.
Cemaller: “Hastanedeki problemler de genel toplumsal bilincin değiştirilmesiyle de alakalı”
Doktor Çağrı Cemaller, özellikle trans ameliyatları süreçlerinde yaşanan sıkıntıların farkında olduklarını kaydederek, yasaların kendilerini bu alanda çok kısıtladığını söyledi. Cemaller, toplumsal farkındalıkların arttırılması gerektiğine işaret ederek, yaşadığı deneyimlerden örnek verdi, “Yasaları de değişseniz bütün bu bahsedilen sıkıntılar bende toplumun bilinçlendirilmesiyle ilgili. Toplumsal farkındalık ne kadar artarsa bu gibi sorunlarında çözümü o kadar kolaylaşır” dedi.
Cemaller, hastanedeki problemlerin de genel toplumsal bilincin değiştirilmesiyle alakalı olduğunun altını çizdi.
Ortak çalışmaya açık olduklarını da kaydeden Cemaller, bu konuların KTTB yönetiminde konuşulacağını söyledi.
Ceyhun: “Ülkedeki çöküşün göstergesi”
Doktor Ceyhun Dalkan ise, HİV ilaçlarına erişimde yaşanan sıkıntılara değindi. Bunun sadece HİV’le yaşayanları değil genel olarak birçok farklı kesimden hastanın en büyük sorunlarından biri olduğunu kaydederek, “Bu ülkedeki çöküşün bir göstergesidir” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.