KKTC son 3-4 gündür iki önemli olay ile çalkalanıyor. Birisi gazeteci arkadaşımız Hasan Çağda’nın, Şehit Hüseyin Ruso Ortaokulunda Din ve Ahlak Dersi Öğetmeninin yalnız gözleri görünen ve ayaklarına kadar kara çarşaf ile kapalı eşi ile çocuğunun çektiği fotoğrafın yarattığı tartışmadır. Diğeri ise CAS’ın eylemi ve beraberinde getirdiği açlık grevidir sanırım.
Şht. Hüseyin Ruso ortaokulunda din ve ahlak kültürü dersi veren ve eşi ile kızı ile birlikte fotoğrafı çekildiği için soluğu poliste alan ‘Hocamızın’ şikayeti sonrasında polis fotoğrafı çeken Hasan Çağda’yı tutuklayarak hücreye soktu. Bu Hasan cinayetmi işledi? Uyuşturucu işine mi bulaştı? Yoksa dolandırıcılık ve hırsızlığa mı soyundu diye henüzyasaklanmadığı gerekçesi ile merak ettim. Birden hocamızın, Elçiliğin din ve ahlak dersi vermesi için Ruso’ya atadığı bir zat olduğunu unuttum. Emir gelmiş gözümüz Aydın, kulaklarımız Manisa yerine Şehitler Abidesi yanındaki ‘Elçilik’ olması gerektiği aklıma geldi. Emir, göz yerine, kulağa üflenince, Hasan soluğu lokapta aldı.
Ben ‘Yobazlık’ olmaması şartı ile dini inançlara, giyime kuşama saygılıyım. İsteyenin mini etek isteyenin çarşaf giymesi inanın umurumda değil. Yaşam tarzı içerisinde entel olması, başka eğilimlere meyilli olması beni pek ırgalamaz. Yeter ki o şahıs, yaşam biçimini, başkasına empoze etmesin.
Kamu alanlarında birisinin fotoğrafını çekmek yasalarımza göre yasak değil. Şayet birisi, fotoğrafının çekilmesini istemezse, çekilmesi halinde ve bu fotoğraf medyada yayınlanırsa o zaman sanırım bir müeyyide uygulanır. Hocamız fotoğrafının çekilmesini istemedi ama o da dönüp Hasan kardeşimizin fotoğrafını çekti. Peki o zaman senin yapılmasını istenmediğin şeyi bir din ve ahlak dersi öğretmeni olarak, sen başkasına niye yapıyorsun diye sorsak ahlaka ve dine aykırı mı olur?
Bunun dışında henüz zanlı konumunda olan ve suç iddiası isnat edildiği için mahkemeye çıkartılan ve henüz suçları tescil edilip ‘Sanık ‘ konumunda olmayan (Ki bazı kişilerin suçsuzluğu daha sonra ortaya çıkmıştır) fotoğraflarının çekilmesine ve medyada yayınlanmasın neden müdahale edilmiyor? Din ve ahlak dersi veren hocanın fotoğrafının çekilmesi yanlış ise Mahkeme koridorlarında zanlı konumundaki kişilerin fotoğraflarının çekilmesi doğru mu? Hasan Çağda, Suudi Arabistan’da mini etekli birisinin çarşı Pazar gezerken dikkat çekmesi gibi, buralarda pek görülmeyen, tepeden tırnağa çarşafa bürünen birilerinin fotoğrafını çekti. Kaldı ki bu insanların gözlerinden başka bir yerleri de görülmüyordu. Eeee doluya koyduk olmadı, boşa koyduk dolmadı misali dora manamu desek yanlış mı olur?
Neyse bu yanlış ise diğer yanlışlarında düzeltilmesi gerekir diye düşünenlerdenim. Ancak Evkafın su meselesine gelirsek, Dini eğilimi ve radikal duruşu çeşitli yorumlara neden olan birisinin, Şehit Hüseyin Ruso Orta Okulunda din ve ahlak dersi vermesinin de sorgulanması gerekmez mi? Böye birisinin ders vermesine eğitim bakanlığı uygundur der mi?Uygun değil derse o zaman gereğini yapması için elini tutan mı var? Kaldıki, KTOEÖS Başkanı Selma Eylem’in ciddi bir iddiası var. Selma Hocanım, ailelerden bize bu din ve ahlak dersini veren zat ile ilgili şikayetler var. Bu elçilik tarafından görevlendirilen kişinin çocuklara din dersi değil hurafeleri anlattığı dile getiriliyor. Cinler ve periler kulağınızın yanındadır. Sizi duyuyorlar diyormuş. Halbuki biz cin ve peri yerine Melek olduğunu biliyoruz diyor. Ne diyeyim, Şeytan sevmem onun yerine melekleri sevenlerdenim. Ancak bu Şeytan İ.......nin bazı fikirleri hoşuma gitmiyor da değil. Kendi geleceğine yerine kobaylarını göndermesi en azından bence daha iyi oluyor.
Hocamızın, elçilik tarafından görevlendirilmesi ve verilen direktif sonrasında, polisin harekete geçerek gazeteci Hasan Çağda’yı hücreye koyması konusu, bağımsız bir devlet olduğu ileri sürülen KKTC’de sizce önemli değil mi?Ramazan ayının en hit parçası, susadım çeşmeye varsaydım olurken, galiba KKTC’nin hit parçası da,ben sizin babanızım-ananızım, ben ne dersem o olur şarkısıdır.
Sanırım son yaşananlar birkez daha KKTC’deelçiliğin buradaki hakimiyetini gösterirki, bağımsız, bağlantısız denilen devletin, aslında tamda bağımsız olmadığını gösterir.Ya bağımsız ve bağlantısız KKTC For Ever demeyeceksin, yada o bağlantısızlığın gereğini yerine getireceksiniz ve emire, demiri kestirtmeyeceksin. Emiri, demire kestirteceksen de 35 yaşındaki prematüre bebek KKTC’nin, çekeceksin fişini, bitireceksin işini diyeceğim.
Soner Yalçın’ın siz kimi kandırıyorsunuz kitabını okurken, şimdi yaşadıklarımızın benzerlerinin İran devrimi öncesinde de bire bir yaşandığını gördüm. Ve kafamdan deli düşünceler geçerken, ucu görünen minarelerin İran minareleri mi? Duyduğum ayak seslerinin İran’a giden yoldaki ayak seslerimi olduğunu henüz kestiremedim. Allah Kerim diyorum ama mavro yerimo kalsın Kerim’in kuyusunun da derin olduğunu ve inersek çıkamayacağımızı da bilenlerdenim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.