Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu İlk ve Acil Yardım Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Semra Aslay “24 mart dünya tüberküloz farkındalık gününe” dikkat çekerek, detaylı bilgiler aktardı.
“Tüberküloz (verem), insanlık tarihi boyunca yer almış, bulaşıcı infeksiyon hastalıklarından birisidir”
Aslay “Tüberküloz (verem), insanlık tarihi boyunca yer almış, bulaşıcı infeksiyon hastalıklarından birisidir. Yapılan araştırmalar bu mikroorganizmanın dünyada 150 milyon yıl önce bile var olduğunu ispat etmiştir. Mısır papirüslerinde ve Antik Yunan el yazmalarında hastalık net şekilde tanımlanmaktadır. Arkeolojik kazılardan elde edilen bulgulara göre Mısırlı ünlü kraliçe Nefertiti tüberküloz nedeniyle ölmüştür. Orta çağlara gelindiğinde ise hastalık o kadar yaygındı ki hastaya ancak kıraliyet ailesinden biri dokunduğunda iyileşebileceğine dair batıl inançlar bile gelişmişti. 1800‘ lü yılların başında Amerika’da sadece tek bir eyalette her yıl her 1000 kişiden 12 kişi kesin olarak tüberkülozdan ölmekteydi”dedi.
“Tüberküloz, havada bulunan mikroskobik damlacıkların solunum yoluyla alınması sonucu bulaşır”
“Yıllar boyunca tüm dünya bu hastalığa karşı mücadele halindeydi. Taze meyve yeme, taze süt içme, tutulmuş lenf nodlarının cerrahi olarak çıkarılması, havadar alanlara seyahatte dahil bir çok yol ve yöntem denenmiş olsa da, 1800 ‘ lü yılların sonuna kadar kimse tam olarak ne ile savaştığını bilmiyordu”diyen Aslay, tüberküloz ile ilgili en net cevabı ve keşfi ise, mezun olduktan 5 yıl sonra küçük bir laboratuvar kurup çalışmalara başlayan, 16 yıl sonra da bakteriyi net olarak izole edip tanımlayan Robert Koch’un gerçekleştidiğini ifade etti. Aslay,“Robert Koch, çalışmalarının sonucunu 24 Mart 1882’ de Berlin’ deki “Society of Physiology” kongresinde sundu. Tüberküloz’un keşfinden sonraki 39 yıl içinde koruyucu BCG aşısı, 65 yıl sonra ise ağızdan ilaç olarak alınabilip hastalığın azalmasına büyük katkıda bulunan streptomycin keşfedildiğini”belirtti.
“En sık bulaş nedeni, bu basili taşıyan kişiyle yakın temastır”
Aslay açıklamasının devamında, “Tüberküloz, havada bulunan mikroskobik damlacıkların solunum yoluyla alınması sonucu bulaşır. En sık bulaş nedeni, bu basili taşıyan kişiyle yakın temastır. Öksürük, ateş, halsizlik, öksürük ile kan gelmesi, kilo kaybı en sık görülen semptomlarından biridir ve akciğerlere yerleşir. Hastalığa neden olan mikrobun adı Mikobakterium Tüberkülosis’ tir. Haftalarca devam eden bu şikayetler tedavi edilmez ise akciğerlerden kana karışır. Sonrasında omurgalar, beyin ve böbrekte dahil birçok organa yayılabilir. Beyine ulaşan tüberküloz menenjite, kalbe yerleşen ise etrafında sıvı toplayarak ölüme neden olabilir”dedi.
“2015 yılı verilerine göre dünya nüfusunun 1/4’ ü tüberküloz ile enfektedir. 2017 ylında ise 10 milyon yeni tüberküloz vakası tespit edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, Tüberküloz Eylem Planı 2016-2020’yi uygulamaya koymuştur ve 2030 yılına kadar tüm dünyada TB insidansının %90 azaltılması hedeflenmiştir”diyen Aslay, Tüberkülozun tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu bu yüzden de dünyada halen en sık ilk 10 ölüm nedenlerinden biri olsa da görülen vaka sayısının azalaldığını ifade etti.
“Tüberküloz tedavi edilebilen bir hastalık”
Eş zamanlı yeni ortaya çıkan tüberküloz vakalarının da tedaviye direnç göstermesi riskinin mevcut olduğunu belirten Aslay, hastalığın tamamen ortadan kalkması, yeni vakaların ise bu şikayetlere sahip ise şüphelenip en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurması için kamu bilincini geliştirmek amacıyla Robert Koch' un bilim dünyası ile bu bakteriyi tanıştırdığı gün olan 24 Mart’ın her yıl “Dünya Tüberküloz Günü” olarak kutlandığına dikkat çekti.
Aslay son olarak, “Tüberküloz 2000-2018 yılları arasında 58 milyon kişinin yakalanıp tedavi ile iyileşmesi ile sonuçlanan, yılda 3.3 milyar dolarlık kaynak gerektiren sadece ülkesel değil bir “ Dünya Sağlık Sorunu” dur. Teşhisi, tedavisi ve takibi mümkün olabilen bir hastalığın bu denli yaygın olabilmesini engelleyebilmek için şikayetleri olanların kontrollerinin yapılabilmesi için en yakın sağlık kuruluşuna beklemeden müracaat etmesi gerekmektedir”dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.