İnmenin beyne giden kan ve oksijen akışının ani bir şekilde yavaşlaması veya tamamen durması sonucu ortaya çıktığını belirten Gilanlıoğulları, “İnme geçiren bireylerde beynin etkilenen bölümüne göre farklı bulgular ortaya çıkabilir ve bu bulgular kişinin günlük yaşam aktivitelerindeki bağımsızlıklarını etkileyebilir (örneğin; yemek yeme, su içme, yürüme, alışveriş yapma, giyinme gibi)” dedi.
Hastaneden veya rehabilitasyon merkezlerinden taburcu olan inme hastalarının %30’unun günlük yaşam aktivitelerinde başkalarına muhtaç olarak yaşamlarını sürdürmekte olduklarına dikkat çeken Gilanlıoğulları, iyileşme sürecinde inme sonrası mümkün olduğunca kısa sürede fizyoterapi ve rehabilitasyona erişimin çok büyük farklar yaratmakta olduğunu ifade etti. “Avrupa İnme Faaliyet Planlamasında da belirtildiği gibi; ‘inme hastalarının rehabilitasyon ve diğer ihtiyaçları, inme geçirdikten sonra ilk 3-6 ay arası ve sonrasında yılda bir olacak şekilde değerlendirildiğinden emin olunması gerekmektedir’ diyen Gilanlıoğulları, sözlerinin devamında şunları kaydetti; Kişiye özel ve kişinin günlük yaşam aktivitelerinde yaşadıkları sorunlara göre rehabilitasyon verilebilmesi ve uygulanan yöntemin faydalarının görülebilmesi için tedavi öncesi, tedavi süresi boyunca ve sonrası doğru değerlendirme yöntemleri kullanılmalı ve belirli sürelerde tekrarlanmalıdır.
“Detaylı ve kişiye özel rehabilitasyon programı oluşturabilmek için hem fizyoterapist tarafından yapılan değerlendirmeler, hem de hastanın kendi açısından yaşadığı zorlukları anlatmasını sağlayan değerlendirme yöntemleri mutlaka göz önünde bulundurulmalı ve iki yöntemin sonuçları karşılaştırılmalıdır” diyen Gilanlıoğulları, böylelikle hem fizyoterapistler hastanın gelişimini değerlendirebilirler hem de hastadan gelen bilgi doğrultusunda onların hangi aktivitelerde daha fazla zorluk yaşadıklarını öğrenip ona göre kişiye özel bir rehabilitasyon planının oluşturulabileceğini belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.