• BIST 10028.77
  • Altın 2976.723
  • Dolar 35.1352
  • Euro 36.6264
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 11 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 11 °C
  • İstanbul 8 °C
  • Ankara 5 °C

LAÜ Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. İskifoğlu Sosyal medya bağımlılığı ve yaşadığımız yüzyılın tehlikelerine değindi

LAÜ Akademisyeni İskifoğlu teknoloji bağımlılığına değindi
LAÜ Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. İskifoğlu Sosyal medya bağımlılığı ve yaşadığımız yüzyılın tehlikelerine değindi

LAÜ Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. İskifoğlu teknoloji bağımlılığına değinerek konuyla ilgili bilgiler aktardı.

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Öğretmenliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Gökhan İskifoğlu, ‘internet bağımlılığı’ konusunda bilgilendirmeler yaptı.

“TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞINI SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI, OYUN BAĞIMLILIĞI VE CEP TELEFONU BAĞIMLILIĞI ŞEKLİNDE GRUPLANDIRABİLİRİZ”

“Teknolojinin bilinçsiz kullanımının yarattığı önemli sorunlardan olan teknoloji bağımlılığı ayrıca ele alınması gereken önemli bir konudur. Ancak teknoloji bağımlılığını incelerken bunu sosyal medya bağımlılığı, oyun bağımlılığı ve cep telefonu bağımlılığı şeklinde gruplandırabiliriz. Tabi ki bu kategorilerin her birinin içinde internet unsurunun yer aldığını bilmeliyiz” diyen İskifoğlu, örneğin sosyal medya bağımlılığında kişi için internet ya da teknolojik cihaz boş zamanlarda ilk akla gelen seçenek olduğunu belirtti.

İskifoğlu,“Sosyal medya bağımlısı bir kişide face-book, twitter, whats up, snap chat ve benzeri uygulamalara karşı bağımlılık geliştirmiş olan kişilerde bu uygulamalar gerçek hayatın önüne geçmekte, günlük hayatın ve sorumlukların aksamasına sebep olmakta, gerçek arkadaşlıkların yerini sanal arkadaşlıklar ve takipçilerin almasını sağlamakta, aşırı zaman almakla beraber ulaşılamadığında huzursuzluk oluşturmaktadır. Kişi bu semptomları yaşıyor ve bu uygulamalar üzerinden bir şey paylaşamadığındı kendini huzursuz hissediyor ve tekrar bağlanana kadar bu huzursuzluk giderek artıyorsa kişide bir sosyal medya bağımlılığı gelişmiştir diyebiliriz” dedi.

“BAĞIMLILIK TÜRLERİ İNTERNETİN DENETİMSİZ, SINIRSIZ, AMAÇSIZ, UZUN SÜRELİ VE SORUMLULUKLARI AKSATACAK ŞEKİLDE KULLANILMASI İLE ORTAYA ÇIKAR”

Bir diğer teknoloji bağımlılığı türünün ve en sık karşılaşılan türlerden birinin de oyun bağımlılığı olduğunu söyleyen İskifoğlu, semptomlarının sosyal medya türü bağımlılığa benzediğini ve kişide eğer giderek oyun başında daha fazla zaman geçirme isteği artıyorsa, kişi aile ya da arkadaşlarla vakit geçirmek yerine oyun oynamayı tercih eder olduysa, oyunlarda alınan başarı ve ilerlemeler gerçek hayattaki başarılardan daha çok önemsenmeye başlandıysa, aileden uzaklaşma ve oyun başında geçirilen süre ile ilgili tartışmalar yaşanmaya başlandıysa, oyun başında geçirilen fazla süre sonucu akademik başarının düşmesi, devamsızlık sorunları, arkadaşlık ilişkilerinin bozulması, uykusuz kalma sorunları ortaya çıkmış ise oyun bağımlığından söz edilebileceğini ifade etti.

Cep telefonu bağımlılığının gösterdiği semptomlar ise sosyal medya ve oyun bağımlılığında görülen semptomlarla aynıdır diyen İskifoğlu “bilinmelidir ki bu bağımlılık türleri internetin denetimsiz, sınırsız, amaçsız, uzun süreli ve sorumlulukları aksatacak şekilde kullanılması ile ortaya çıkmakta ve çocuk ve ergenlerde fiziksel, sosyal, psikolojik ve zihinsel gelişimi olumsuz yönde etkileyici sonuçlar vermektedir”dedi.

İskifoğlu, olumsuz sonuçlarında içerisinde en sık karşımıza çıkan sorunun çocuğun kendi oluşturduğu sanal dünya içinde kaybolması ve sosyal yaşamdan kopması olduğunu ve böylesi çocukların dışarıda ya da okulda arkadaşlarıyla etkileşim içinde olmak yerine eve kapandıklarını, saldırganlık düzeylerinde artış görüldüğünü, genel sağlık durumunda bozulmalar gözlemlendiğini (göz yorgunluğu, sırt-boyun ağrıları, uykusuzluk, yorgunluk, hareketsiz kalma vb.) ve depresif belirtiler gösterdiklerine dikkat çekti. Olumsuz etkilerinin sadece bunlarla da sınırlı olmadığını belirten İskifoğlu, çocukların özgüvenlerinde anlamlı bir düşüş görülmekte olduğunu ve  çevreyle aralarındaki ilişkinin zayıfladığını, sosyal kaygı düzeylerinde de önemli artış olduğunun görülmekte olduğunu ifade etti.

“Tüm açıklamalar karşısında annelerin ve babaların çocukları için endişelendiklerini hissedebiliyorum ancak burada önemli olan paniğe kapılmamak ve alınması gereken önlemlere odaklanmaktır. Burada sorulması gereken soru çocukların teknoloji başında ne kadar vakit geçirmeleri gerektiği ile ilgilidir. Yapılan bilimsel araştırmalar bir gün içinde tablet, televizyon, internet ve telefon olmak üzerine çocukların teknolojik aletlerin başında geçirmeleri gereken azami süreler ile ilgili ve bilinçli teknoloji kullanımını destekleyecek birtakım önerilerde bulunmuştur. Öncelikle çocuğunuzla birlikte televizyon, bilgisayar, tablet vb. kullanımının kurallarını belirlemek ve bu kurallara öncelikli olarak ailelerin uymasına özen göstermek ve model olmak gerekmektedir” diyen İskifoğlu çocuklarımız bizleri örnek almaktadırlar. Bizler yetişkinler olarak çocuklarımızın izleyeceklerinden sorumlu olduğumuz için çocuğumuzun ne seyredeceğini ve hangi programları kullanacağını denetim altında tutmamızın gerekliliğine dikkat çekti.

İskifoğlu konuyla ilgili şunları söyledi:

“Ailelerin kesinlikle çocuklarıyla beraber geçirecekleri ve televizyon, bilgisayar, tablet ve benzeri teknolojik aletlerin dışında fiziksel aktivitelerle desteklenmiş faaliyetlere ihtiyaçları vardır. Bu faaliyetler aile bağlarını güçlendirerek yukarıda saydığım tüm olumsuz etkileri tersine çevirme yönünde rol oynamaktadır. Bilgisayarda oyunun yerini spor, hobi ve benzeri etkinliklerle doldurmak, çocuklarına internette vakit geçirme konusunda katı kısıtlamalar ve cezalar vermek yerine onlarla karşılıklı konuşmak ve ikna yolunu seçmek, yavaş yavaş ama kararlı olarak azaltması konusunda destek olmak, çocuğunuzu ekranla baş başa uzun süre ve denetimsiz bırakmamak ve ekran başında geçireceği günlük süre için mutlaka bir zaman sınırlaması getirmek alınması gereken önlemlerin başında gelmektedir.”

“Bazen çocuğu doğrudan bir sosyal aktiviteye davet etmek yerine çocuğun o sosyal aktiviteyi görmesini ve o gerçek sosyal buluşma içerinde ne kadar eğlendiklerini göstermek suretiyle çocuğu yaşamın daha eğlenceli aktivitelerle dolu olduğu gerçeği ile yüzleştirmek mümkündür” diyen İskifoğlu, “burada dikkat edilmesi gereken unsur kişinin doğal olması ve organize ettiği etkinliği de inanmasıdır, diğer yandan çocuklarımızı ve gençlerimizi teknolojinin tehlikeli yanlarından korumalıyız bunun için ise yine bilgilendirme, bilinçlendirme ve açıklama yoluna gitmeliyiz” ifadelerini kullandı.

“DİYALOG ORTAMINDA BÜYÜYEN ÇOCUKLARIN, İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ YÜZ YILIN TEHLİKELERİYLE BAŞA ÇIKMA GÜCÜ ANLAMLI DÜZEYDE ARTAR”

Son olarak İskifoğlu, özellikle sosyal ağlarda tanımadıkları kişileri arkadaş listelerine eklememelerini söylemek ve kimlerle arkadaşlık ettiklerini belli aralıklarla kontrol etmek, çocuğunuza internet ve sosyal ağlarda profillerindeki gizlilik ayarlarını yapmalarını sağlamaları hakkında konuşmak ve özel bilgi, telefon, kimlik numarası ve özel fotoğraflarını paylaşmamalarını öğütlemek alınacak önemlerin başında gelmelidir diyerek, biz yetişkinler hayatının ilk nöronlarını ve snaptik bağlarını oluşturma aşamasında olan çocuklarımıza gerçek yaşam tecrübeleri sunmayı tercih etmeliyiz, onlarla daha fazla vakit geçirmeli ve onlara sevgi ve güven aşılmalıyız, sevgi, hoşgörü, güven ve yüz yüze diyalog ortamında büyüyen çocukların, içinde yaşadığımız yüz yılın tehlikeleriyle başa çıkma gücü anlamlı düzeyde artacağını sözlerine ekledi.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler