• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 14 °C
  • Girne 16 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 14 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

LAÜ Öğretim Üyesi Perçinci, kanser ve beslenme konusunda tüketilmesi gereken besinlere dikkat çekti…

LAÜ Öğretim Üyesi Perçinci, kanser ve beslenme konusunda tüketilmesi gereken besinlere dikkat çekti…
LAÜ Öğretim Üyesi Perçinci, kanser ve beslenme konusunda tüketilmesi gereken besinlere dikkat çekti…

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kanser ve Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

Perçinci “Kanser, son yıllarda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de en önemli toplumsal sağlık problemlerinden biridir. Dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alan kanserin, 2030 yılına kadar hızla artarak birinci sıraya yerleşeceği öngörülmektedir” diyerek, kanser oluşturan nedenler içinde, çevresel nedenler ve genetik nedenlerin sayılabildiğini ve çevresel nedenlerin arasında en önemli faktörlerin sigara, yenilen yiyecekler, şişmanlık, hormonlar, virüsler, fiziksel ve kimyasal ajanların gösterildiğini vurguladı.

  Perçinci, kanserden korunmak ya da var olan bir hastalığın şiddetini ve dağılımını engellemek anlamında etkili olan besinlerden bazılarını şu şekilde sıraladı;

*Sebze, meyve, kepeği ayrılmamış tahıl ve kuru baklagillerde bir karbonhidrat türü olan posa (lif) bulunmaktadır. Posanın fazla alınması kabızlığı önleyerek bağırsakların düzenli olarak çalışmasını sağlamakta ve kolon-rektum kanserleri oluşumunu engelleyebilmektedir.

*Ceviz, balık ve bazı yağlı tohumlarda bulunan yağ asitlerinin; vücut yağını azaltıcı, bağışıklığı arttırıcı ve antikanser, antidiyabet ve antiobezite özellikte olup insan sağlığı üzerine yararlı etkileri bulunmaktadır. İnsan tümör hücrelerine (kolon, meme ve prostat) antioksidan özelliğide sağlamaktadırlar.

*Probiyotikler kolondaki mutajenleri bağlayarak gaita ile atılmasını sağlarlar. Muhtemelen probiyotikler mutajenik ve karsinojenik maddeleri kullanmakta ya da metabolize etmektedirler. Probiyotikler, immun sistemi de güçlendirerek kanser gelişimine mani olmaktadırlar.

*Aktif D vitamininin muhtemel antikanser etkisi yaklaşık 30 yıldır hayvan ve hücre çalışmalarında değerlendirilmiştir. Kolon, prostat ve meme kanseri insidansının ultraviole ışınlarının bol olduğu bölgelerde daha düşük olduğu gösterilmiştir.

*Tüketilen besinlerin cins ve miktarlarının önemli olduğu kadar, pişirme yöntemleri de önemlidir. Pişirme sırasında besinlerde yararlı değişimler olduğu kadar, zararlı değişimler de olmaktadır. Pişirme esnasındaki asıl amaç, yararlı değişimleri ortaya çıkarmak kadar, zararlı değişimlerden de uzak durmaktır. Gıdaların yanlış hazırlanması sırasında birçok zararlı bileşen ortaya çıkmakta olup, bunların bir kısmı kanserojen bileşiklerdir. Çevre kirliliği sonucu, sebze, meyve ve deniz ürünlerinde dumanlama ile dumanlanmış gıdalarda pişirme şekline göre, kızartma ve kavurma gibi gıdalarda ve gıda işlemleri sırasında veya gıdaların kendi yapılarında kanserojenik öğeler bulunabilir.

  Perçinci açıklamasının sonunda, tüm bu bilgiler ışığında beslenmemizde mutlaka bulunması gereken önerileri şu şekilde özetledi;

1.         Genetiği değiştirilmemiş soya fasulyesi veya baklagiller

2.         Üzüm gibi kırmızı meyveler

3.         Doğal yeşil çay

4.         Guatrojenik besin denilen karnıbahar, brokoli vb sebzeler

5.         Izgara somon, levrek ve deniz balıkları

6.         Soğan ve sarımsak

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler