“COVİD-19 pandemisi dünyada olduğu gibi ülkemizi de etkilemiştir. Pandemi sürecinde Dünya Sağlık Örgütü ve hastalık önleme merkezleri tarafından yapılan çağrılar ve tavsiyeler çerçevesinde alınan önlemler günlük yaşantımızı virüsten korunmak adına iyileştirirken birçok alanda da olumsuz sonuçlara neden olmuştur. Kısıtlamalar çerçevesinde uygulanan kapanma ve sokağa çıkma yasakları sosyal hayatımızı olduğu kadar ekonomik hayatımızı da etkileyen toplumsal bir sorun haline dönüşmüştür. Bu alınan önlemler toplumu sağlıklı tutmak ve COVİD-19 dan dolayı meydana gelecek can kayıplarını ve hasta yükünü azaltmak diğer bir deyişle bedensel sağlığı korumak adına mecburi önlemlerdi” diyen Okray, fakat bu önlemler özellikle ruh sağlığı alanında gelişebilecek olan olası durumları engeller nitelikteki önlemler olduğunu ancak bazı olumsuz sonuçları da doğurabileceğine vurgu yaptı.
Okray sözlerine şöyle devam etti; Dünya çapında yapılan ruh sağlığı alanındaki birçok bilimsel çalışma post COVİD-19 döneminde özellikle kaygı bozuklukları, örselenme ve tetikleyici etkene bağlı bozuklukları ve takıntı-zorlantı bozukluklarını artıracağı ile ilgili öngörülerde bulunmaktadır. Diğer taraftan bu ruh sağlığı bozuklukları sadece pandeminin yarattığı özel durumlardan dolayı değil Dünya Sağlık Örgütü tarafından literatüre kazandırılmış olan infodeminin yani çevrim içi ve çevrimdışı bilgi kirliliğinden de etkilenmektedir.
“Biz ruh sağlığı akademisyenlerin hem toplumumuzun ruh sağlığını korumak, toplumu post COVİD-19 sürecine hazırlamak, hem de ruh sağlığı alanında çalışan sağlık çalışanlarına yeni çalışmaları iletmek gibi önemli görevleri bulunmaktadır” diyerek, Lefke Avrupa Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim görevlileri bu konuda yapılacak çalışmalarda üzerine düşün görevi yapma konusunda gönüllü olduklarını bildirdiklerini ifade etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.