Florence Nightingale’in doğum günü nedeniyle her yıl tüm dünyada kutlanan hemşirelik haftası kapsamında Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Yüksekokulu, Hemşirelik Bölümü, Öğrenci Dekanlığı, Hemşirelik ve Sanat Kulübü işbirliğiyle, “Ruh ile Yapılan Sanat: Hemşirelik” konulu panel düzenlendi. LAÜ Rauf Raif Denktaş Eğitim Kompleksi Konferans Salonu’nda gerçekleşen ve başkanlığını LAÜ Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Hatipoğlu’nun yaptığı panele, LAÜ Sağlık Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Deniz Şelimen ve Ressam Safiye Aynur Albayrak konuşmacı olarak katıldı.
Etkinlik öncesinde LAÜ Müzikal Renkler Kulübü Korosu sahne alarak, birçok bölgeye ait ezgiler seslendirdi.
Şelimen: Hemşirelik bilim ve sanatın ‘ahenginden’ oluşan dinamik bir süreçtir
Bilimin etik, estetik kişisel ve özgür bilgi ile bir araya geldikten sonra, hemşirelikte olan süreçlerin ve devrimlerin anlaşılmasının mümkün olacağını belirten Şelimen, hemşireliğin bilim ve sanatın ‘ahenginden’ oluşan dinamik bir süreç olduğunu söyledi. Hemşirelikte bilme yollarını beş ana başlıkta toplayarak ‘empirik, etik, kişisel, özgür ve estetik bilme’ olarak sıralayan Şelimen, hemşirelik sanatının, sezgi, mantık, yorumlama ve anlayış üzerine temellendiğine işaret etti.
“Sanat tanı ve tedavi süreçlerinde etkili bir yöntem”
Sanatta tanı ve tedavi sürecine de değinen Şelimen, özellikle kanser hastalarında, cerrahi tanı ve tedavilerde, yaşlı bakımında, alzheimer hastalarında, yatağa bağlı hastalarda, psikiyatri hastalarında, engelli bireylerde ve doğum gibi süreçlerde sanatın tedavi sürecinde son derece yararlı bir yöntem olduğunun altını çizdi. Son olarak müzikle terapinin önemli bir etki yarattığını anlatan Şelimen, müzikle terapinin sonucunda hastada iyilik halinin geliştirildiğini, stresin ve ağrının azaldığını, duyguların rahat ifade edilmesinin sağladığını, hafızanın dinç tutulduğunu ve ruhsal rehabilitasyonu desteklediğini ifade etti.
Albayrak: Sanatçı dengeyi arayan kişi
Paneldeki sunumda, yurt içi ve yurtdışında farklı zamanlarda yaptığı resim sergileri hakkında detaylı bilgiler veren Albayrak, kendisinin de bir kanser hastası olarak sanatın olumlu etkisinden nasıl yararlandığını ve hastalığı ile başa çıkmada ve tekrar dış dünya ile barışmada sanatla uğraşısının ona nasıl motivasyon sağladığından söz etti. Sanat ve uğraşı terapilerinin özellikle sosyal izolasyon ve beden imajı kaybı yaşayan hastaların yeniden yaşama tutunmalarında etkili olduğunu vurgulayan Albayrak, hafızanın yenilenmesi, söylenemeyenlerin kağıda ya da notalara aktarılması ile iletişimde ve sağlıkta sanatın büyüsünden yararlanmak gerektiğine dikkat çekti.
“Bilim ve sanat ilgi görmediği yerde kaybolmaya mahkumdur”
Genellikle gördüğü ve ilgisini çeken konular üzerinde çalışmalar yapmayı tercih ettiğini belirten Albayrak, edinmiş olduğu deneyimlerinden dolayı sanata kültürel yenilikler ekleyerek, sanatın köklerine inmeyi sevdiğini ve bununda kendisini mutlu ettiğini söyledi. Albayrak son olarak, dünyada sanat akımından çok sayıda temsilcinin bulunduğunu kendisinin de birçok sanat ve kültür derneğinde üye olduğunu belirterek, “bilim ve sanat ilgi görmediği yerde, her zaman kaybolmaya mahkumdur” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.