Orman Mühendisleri Odası, “Kent Parkı Projesi” hangi kurum tarafından yürütülecek olursa olsun; tercih edilecek projenin ulusal düzeyde açılacak bir proje yarışması ile belirlenmesini istedi.
Orman Mühendisleri Odası, bu yönde yapılacak bir tercihin; fırsat eşitliği tanındığında ülke mimar ve mühendislerinin neler yapabileceklerini göstermesi ve “ben-sen” değil “biz” olmak adına en doğru tercih olacağını vurguladı.
Oman Mühendisleri Odası Başkanı Can Conkbayır yazılı açıklamasında, daha önceden Sibel Siber’in Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı döneminde başlayan çalışmalar ve geçen günlerde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından düzenlenen toplantı ile projelendirme aşamasına gelindiğini öğrendikleri Lefkoşa Kermiya bölgesinde askeri bölge içerisinde bulunan orman alanında yapılması planlanan “Kent Parkı” konusunda kendilerinin de bir açıklama yapma gereğinin hasıl olduğunu belirtti.
Conkbayır, öncelikle; yaklaşık 27 yıl önce ilk tesis çalışmalarına başlanan Kermiya’da askeri bölge içerisinde meydana gelen bu ormanın oluşumunda arazinin sahibi/kullanıcısı konumundaki askeri makamlar ile ağaçlandırma çalışmasının projelendirme, uygulama ve bugüne kadar yapılan bakımlarını gerçekleştiren Orman Dairesi Müdürlüğünün; daire bünyesinde çalışan Orman Mühendisi üyeleri ve diğer orman personelinin çok büyük emekleri olduğunu kaydetti.
Bu orman alanının doğal yollarla kendiliğinden meydana gelmediğini, bugünkü haline ağaçlandırma sahasını projelendiren ve uygulayan Kıbrıslı Türk Orman Mühendisleri, fidan dikimlerini gerçekleştiren askeri personel ve orman çalışanları tarafından yapay orman kurma teknik ve prensiplerine uygun olarak insan eliyle kurulduğunu belirten Conkbayır, şöyle devam etti:
“İlk olarak 1992 yılında arazinin o dönemki sahibi/kullanıcısı olan Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nın Orman Dairesi’ne yaptığı ağaçlandırma talebi ile başlanan tesis çalışmalarına tamamlama dikimleri ve 2003-2004 yılında küçük parçalar halinde yapılan ara dikimlerle devam edilmiş, son olarak da kalan diğer büyük boşluklara 2014 yılında yine Orman Dairesi tarafından gerçekleştirilen fidan dikimleriyle sahanın tamamı ağaçlandırılmıştır. Günümüz itibarıyle yaklaşık 50 Hektar büyüklüğündeki bu ağaçlandırma sahası içerisinde, yaşları 5 ile 27 arasında değişen 60 bin civarında ağaç ve genç fidan bulunmaktadır. Sahada mevcut ağaç türleri ağırlık sırasına göre Kızılçam, Halepçamı, Servi, Akasya ve az miktarda da Okaliptüstür. Sahada orman ekosisteminin oluşması ve askeri bölgenin getirdiği korunaklı ortam nedeniyle tavşanın dahi bulunduğu zengin bir fauna ve flora mevcuttur.
Günümüzdeki haline ulaşana kadar da kuruyan fidanların yerine yapılan tamamlama çalışmaları, yangına karşı oluşturulan iç taksimat yollarının bakım ve temizliği, böcek zararına karşı yürütülen mücadele çalışmaları ve koruma önlemleri yine ormancılarımız tarafından yürütülegelmiştir. Sahada 2014 yılında yapılan son ağaçlandırma çalışması esnasında ileride olabilecek muhtemel rekreasyonel kullanım amacı için uygun boşluklar da bırakılmıştır. Hatta bu ağaçlandırma sahasının genişletilerek “Kent Parkı”ndan “Kent Ormanı”na dönüştürülmesini sağlayabilecek olan bu sahayla birleştirilmesi mümkün yeni ağaçlandırma sahaları da yine meslektaşlarımız tarafından askeri makamların da işbirliğiyle tesis edilmiş durumdadır. İlgili makamlar tarafından talep edilmesi halinde bu konudaki bilgi, öneri ve fikirlerimizi de aktarmaktan memnuniyet duyarız.
Bu vesileyle kent insanımıza nefes alma imkanı sağlayacak yeşil alanlar sunacak olan bir “Kent Parkı” projesini de gönülden desteklediğimizin bilinmesini istemekteyiz. Ancak şunu söylememiz gerekir ki bu tür orman alanlarının meydana gelmesini sağlayan orman mühendisi kadrolarına sahip olan ülkemiz, bu orman alanlarının rekreasyonel kullanım amacına dönüşümünü projelendirecek ve uygulamasını yapabilecek gerekli diğer tüm branşlardaki mimar-mühendis kadrolarına da sahiptir.”
Orman Mühendisleri Odası Başkanı Conkbayır, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da üyelerinden biri olduğu KTMMOB çatısı altında 15 Meslek Odası, 25 farklı meslek disiplinine mensup toplam 4 bin 500’ün üzerinde mimar-mühendis ve şehir plancısı üyenin mevcut olduğunu belirterek, “Dolayısıyla söz konusu kent parkı projesini hangi kurum yürütecek olursa olsun ülkemizde bu projeyi yapabilecek teknik bilgi, beceri ve donanıma sahip bunca mimar ve mühendisimiz varken yurtdışından proje ithal edilmesi hem trajik bir durumdur hem de yasal zeminden yoksundur” görüşünü ifade etti.
Conkbayır, geçmişte yine ayni yol izlenerek “Seçim Yatırımı” olarak yüzbinlerce lira harcanıp yine yurtdışında hazırlatılan ve bu tür projelerin olmazsa olmazı olan özgünlükten ve yerellikten yoksun, teknik hata ve eksikliklerle dolu Kızılbaş bölgesi Kent Parkı projesinin hala Başbakanlık tarafından düzelttirilmeye çalışıldığını da savunarak, ayni hatanın yine tekrarlanmaması gerektiğini kaydetti.
Yurtdışında hazırlanan projelerin ülkedeki durumu yasal yönden sakat olduğu gibi yerel özellik ve niteliklerin göz ardı edilmesi neticesinde uygulanabilirliği zor ve maliyetli, uygulanması neticesinde ise daha büyük tehlikelere sebep olabileceğinin birçok kez tecrübe edildiğini, hatta bazı durumlarda geçmiş aylarda Ciklos bölgesinde olduğu gibi can kayıplarına bile neden olabildiğinin acı bir şekilde deneyimlendiğini ifade eden Conkbayır, şöyle devam etti:
“Söz konusu kent parkı projesinde Cumhurbaşkanlığının yaptığı açıklamada yer verilen birkaç görselden dahi su fakiri ve uzun bir yaz kuraklığı periyoduna sahip iklim koşullarının geçerli olduğu ülkemizde yapılması planlanan Kent Parkına, geniş su yüzeyleri ile yine su tüketimi çok yüksek ve sürdürülebilirliği çok zor olan geniş çim alanlar önerildiği anlaşılmaktadır.
Üstelik bu tesislerin önerildiği alanın büyük oranda yetişmiş orman ağaçları ve genç fidanlarla kaplı olduğu, bu nedenle de uygulanması için binlerce ağaç ve genç fidanın kesilmesi gerekebileceği de göz ardı edilmektedir. Yeni dikilmesi gerekebilecek peyzaja yönelik fidanlar konusunda da Başbakanlıkta atıl olarak duran diğer kent parkı projesinde olduğu gibi Lefkoşa’da hatta Kıbrıs’ta yetişmesi ekolojik olarak mümkün olmayacak birçok orman ağacı ve süs bitkisi türünün önerilecek olması da muhtemeldir. Yalnızca yukarıda sayılanlar dahi kavramsal projenin; kentin ve kent parkı olarak projelendirilecek ormanlık alanın nitelik ve niceliklerinin yerinde iyice etüd edilmeden hazırlandığı şüphesine neden olmaktadır. Hazırlanacak proje, söz konusu arazi üzerinde bulunan orman alanına herhangi bir zarar vermeden orman içerisindeki boşlukları, mevcut toprak yol ağını ve sunduğu rekreasyonel fırsatları en iyi şekilde değerlendirip kullanacak şekilde tasarlanmalı ve mevcut ağaçlara zarar vermeyecek özgün ve nitelikli bir proje olmalıdır.
Sonuç olarak Kent Parkı Projesi hangi kurum tarafından yürütülecek olursa olsun; tercih edilecek projenin daha önce Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği tarafından da önerildiği üzere ulusal düzeyde açılacak bir proje yarışması ile belirlenmesinin en iyi yol olacağını düşünmekteyiz. Bu yönde yapılacak bir tercih, fırsat eşitliği tanındığında ülkemiz mimar ve mühendislerinin neler yapabileceklerini göstermesi ve “ben” “sen” değil “biz” olmak adına da en doğru tercih olacaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.