Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades ayrı telden çalmaya başladı. Üstelik liderlerden birsinin “uzlaşı noktaları” dediği konular basın önünde “pozisyonlar” şeklinde olduğu savunuluyor. Anastasiades’in resmi basın açıklamaları ile başlayan sürece Akıncı’da müdahil oldu ve gelişmeleri eleştirdi.
Akıncı, dönüşümlü başkanlık konusundaki ifadeleri değerlendirirken “bu tavrı bizim için ciddi bir hayal kırıklığıdır” dedi, Akıncı, “Kıbrıs Rum halkı, bir Kıbrıslı Türk’ün adil sürelerle ortak federal devletin başında bulunabilmesini hazmedemeyecekse bu anlaşma olmayacak demektir” yorumunda bulundu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs müzakere sürecinde olumlu gelişmeler ve yakaladıkları bir ivme bulunduğunu, buna zarar verecek her türlü davranıştan uzak durmak gerektiğini belirtti.
Kıbrıs konusunda yapılan açıklamalarda dikkatli davranılması gerektiğini kaydeden Akıncı, liderlerin kendi pozisyonlarını açıklama özgürlüğüne sahip olduğunu, fakat iki taraf adına bir açıklamanın ancak iki tarafın da rızasıyla ve birlikte yapılabileceğini ifade etti. Akıncı, böyle bir çalışma içine girmeye hazır olduklarını belirtti.
TAK muhabirinin sorularını yanıtlayan Akıncı, Anastasiades’in iki taraf olarak “anlaştık” dediği konuları sadece kendi penceresinden göründüğü şekilde aktardığını, “uzlaşma noktalarının” ancak iki tarafın birlikte açıklayabileceği hususlar olduğunu belirterek, “Biz buna da varız. Aksi takdirde Anastasiades’in yaptığı gibi tek taraflı bir yorum olur, içinde en azından eksikler ve yanlışlar barındırır” ifadelerini kullandı.
İki ayrı egemen devletin oluşturacağı bir konfederasyonun hiçbir zaman masada olmadığını, toplumlararası müzakerelerde ele alınanın iki kurucu devletin, siyasal eşitlik içinde ve birbirlerine tahakküm etmeden oluşturacakları birleşik federal Kıbrıs olduğunu kaydeden Akıncı, bu konuda tereddüt bulunmadığını vurguladı.
Anastasiadis’in dönüşümlü başkanlığı kabul etmediği yönündeki açıklamalarına da değinen Akıncı, “Maalesef Rum tarafının süren bu tavrı bizim için ciddi bir hayal kırıklığıdır. Ama şunu ifade edeyim ki, Kıbrıs Rum halkı bir Kıbrıslı Türk’ün adil sürelerle ortak federal devletin başında bulunabilmesini hazmedemeyecekse bu anlaşma olmayacak demektir” ifadelerini kullandı.
MUTABIK KALINAN KONULAR…
Soru: Sayın Cumhurbaşkanı, Rum lider Anastasiades son günlerde gazetelere verdiği mülakatlarda üzerinde mutabık kaldığınız hususlar dediği konuları kamuoyuna taşıyor. Öncelikle bu yeni bir durum. Yorumunuz nedir?
Cevap: Kanaatimce Güney Kıbrıs’ta seçim havasına erken girildi. Siyasiler birbirlerini her zamankinden fazla eleştirmeye başladılar. Anastasiades üstünden DİSİ’ye vurmak isteyenler de örneğin, Rum liderin gerçekte Konfederasyonu kabul ettiğini iddia ederek puan toplamaya çalışıyorlar.
KONFEDERASYON MASADA HİÇ OLMADI
Soru: Masada konuşulan 11 Şubat 2014 anlaşması çerçevesinde Federasyon değil mi?
Cevap: Elbette, iki ayrı egemen devletin oluşturacağı bir Konfederasyon hiçbir zaman masada olmadı zaten. Zaman zaman bazı Kıbrıslı Türk liderlerin söyleminde oldu ama BM çerçevesindeki masada hiç olmadı. Şimdi de toplumlararası müzakerelerde ele alınan, iki kurucu devletin, siyasal eşitlik içinde ve birbirlerine tahakküm etmeden oluşturacakları birleşik federal Kıbrıs’tır. Dolayısıyla bu konuda tereddüt yoktur.
SADECE KENDİ PENCERESİNDEN…
Soru: Peki Anastasiades’in açıklamaları ile ilgili olarak ne söylemek istersiniz?
Cevap: Söylemek istediğim öncelikle şudur. Liderlerin kendi toplumlarını aydınlatmaları doğaldır ve gereklidir. Bunu zaman zaman ben de yapıyorum. Ama Anastasiades’in farklı olarak yaptığı, iki taraf olarak “anlaştık” dediği konuları sadece kendi penceresinden göründüğü şekilde aktarmış olmasıdır. Kaldı ki “uzlaşma noktaları” ancak iki tarafın birlikte açıklayabileceği hususlardır. Biz buna da varız. Aksi takdirde Anastasiades’in yaptığı gibi tek taraflı bir yorum olur, içinde en azından eksikler ve yanlışlar barındırır.
ÖRNEK NÜFUS…
Soru: Örnek verebilir misiniz?
Cevap: Örneğin nüfus meselesine bakalım. Açıklamaya baktığımızda nüfus oranının sanki sabit kalmasını biz de kabul etmişiz gibi algılanıyor. Öyle bir şey yok. Bir kere yurttaşlarımız ayrımsız yeni birleşik Federal Kıbrıs’ın da yurttaşı olacaklar. Kıbrıs’ta nüfus kendi doğal akışı içinde gelişecek. Eğer anlatılmak istenen, Kıbrıs’taki demografik yapının dıştan nüfus aktarımı ile bozulmaması konusu ise o başka bir şeydir ki zaten bunu biz de istemeyiz. Ancak henüz o konuda üzerinde uzlaştık diyebileceğimiz bir metin de yoktur, bazı öneriler vardır.
MADALYONUN SADECE BİR YÜZÜ…
Soru: 4 Özgürlükler konusu…
Cevap: Kıbrıs, hem iki kesimli iki toplumlu bir Federasyon olacak, hem de AB içinde olacağımız için AB ilke ve değerlerine de bağlı kalacak. Bu çerçevede özgürlükler elbette olacaktır. Biz de insan haklarına dayalı, özgürlüklerin geçerli olacağı çağdaş, bir ülkede yaşamak istiyoruz. Bu anlamda isteyenin istediği yerde yaşama hakkına saygı gösterilecektir. (Right to abode) Bunun anlamı şudur, yasal ikametgâhı kendi bölgesinde olmak üzere diğer bölgede örneğin yazlık evde, otelde konaklamak isteyen, belediyeden izin alarak iş kurmak isteyen çıkarsa bunu yapabilecektir.
Bu gibiler siyasal haklarını yasal ikametgahlarının olduğu kendi bölgelerinde kullanacaklardır. Belki Türk-Rum ortaklıkları ile yeni yatırımlar da söz konusu olacaktır. Bunlara kapalı değiliz. Ama bu madalyonun sadece bir yüzüdür. Diğer yüzünde de iki kesimlilik iki toplumluluk karakterinin korunması vardır. Bu bağlamda daimi ikametgâh ve iç vatandaşlık konularında düzenleme yetkisi Kurucu Devlette olacaktır.
İKİ KESİMLİLİK…
Soru: Bu çerçevede Kuzeyde Kıbrıs Türk toplumunun nüfus çoğunluğunu tehlikeye düşürmek istemiyorsunuz…
Cevap: Evet bizim anlayışımız, iki kesimlilik derken sadece “politik çoğunluk”la sınırlı değildir. Biz Kuzeyde nüfus ve mülkiyet anlamında sarih çoğunluk olmayacağımız bir anlaşmayı halkımıza onaylatamayız. Bu konu tarafımızdan müzakere masasında defalarca dile getirilmiştir. Bu çerçevede ilerde mülkiyetin satın alınması hususunda da Kurucu Devletlerin düzenleyici yetkileri olması zorunludur. En azından iki ekonomi arasında belli bir denge oluncaya kadar...
MÜLKİYETTE İLERLEME OLDUĞU DOĞRUDUR…
Soru: Mülkiyet konusuna gelecek olursak, Anastasiades bu konuda büyük oranda ilerleme olduğunu söylüyor…
Cevap: Doğrudur. O nedenle geçmişte sadece Yönetim, Ekonomi, AB konularında ilerleme var derken, şimdi mülkiyeti de dahil edebiliyoruz. Ben bunu da son dönemlerde çok seslendirdim. Tabi ki mülkiyetin daha çözülmemiş yönleri de vardır ama mesafe alındığı gerçektir. Eski mülk sahibinin ilk müracaatı yapacak olması da doğrudur. Ne var ki içinde halen yaşayanın durumuna da bakılacaktır. İlk müracaat sahibi illa ki o evi alacak demek değildir. Söz konusu olan bu evde 42 yıl önce sadece birkaç yıl yaşamış olan birisi karşısında, o evde 74 sonrasında ama yıllardır yaşayan başkaları daha haklı durumdadır. AHİM’deki Demopulos kararı da bu çerçevededir.
HAYAL KIRIKLIĞI…
Soru: Sayın Cumhurbaşkanı Kıbrıs Türk tarafı olarak dönüşümlü başkanlık konusunda bir uzlaşma noktası olması beklentisindeydik. Ne var ki Rum lider bunu kabul etmediğini açıkladı.
Cevap: Maalesef Rum tarafının süren bu tavrı bizim için ciddi bir hayal kırıklığıdır. Ama şunu ifade edeyim ki, Kıbrıs Rum halkı, bir Kıbrıslı Türk’ün adil sürelerle ortak federal devletin başında bulunabilmesini hazmedemeyecekse bu anlaşma olmayacak demektir.
GARANTİLER SON 5’Lİ ÇERÇEVEDE…
Soru: Garantilerle ilgili olarak ne söylemek istersiniz?
Cevap: Çok açıkladık. Garantiler en son 5’li çerçevede ele alınacak. Biz de Türkiye de günü gelince bu konunun ele alınacağını defalarca duyurduk. Şimdiden garantilerin ortadan kalkacağı ve üstelik bizim de hemfikir olduğumuz iddiası yanlıştır. Kıbrıs Türk toplumunun Türkiye’nin güvencesinin devamını istediği ortadadır. Burada önemli olan, nasıl bir formül bulabiliriz ki Kıbrıslı Türkler kendini güvende hissederken, Kıbrıslı Rumlar bir tehdit algısı altında olmasınlar. Bunun yollarının bulunabileceği inancındayım. Ama zamanı gelince.
TANINMASA DA KKTC VARDIR…
Soru: Sayın Cumhurbaşkanı eklemek istediğiniz başka konular var mıdır?
Cevap: Eklemek istediğim bir husus devletin nasıl ortaya çıkacağı konusunda yazılıp çizilenlerdir. Bu konuda farklıklarımız olduğu bilinmektedir. Onlara göre sadece Kıbrıs Cumhuriyeti vardır ve onun dönüşümü olacaktır; Çünkü onlara göre KKTC mevcut değildir. Bize göre ise, tanınmasa da elbette KKTC vardır ve çözümle birlikte kurucu devlete dönüşecektir. Geçmişte yapılan uluslararası anlaşmalara bakılırken, sadece Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaptıklarına değil, bizim yaptıklarımıza da bakılacaktır. Yeni anayasa ve kuruluş anlaşmasına aykırı olmayanlar yürürlükte kalmaya devam edecektir. Son olarak vurgulamak istediğim nokta şudur: Kıbrıs müzakere sürecinde olumlu gelişmeler ve yakaladığımız bir ivme vardır.
Buna zarar verecek her türlü davranıştan uzak durmak gerekir. Her iki tarafta da çözüm olasılığı arttıkça bundan telaşa kapılan ve derhal felaket tellallığı yapmaya başlayan çevreler vardır. Niyeti belli bu gibilere kulak verecek değiliz. Ancak yapılan açıklamalarda dikkatli davranılmalıdır. Tekrar ediyorum, liderler kendi pozisyonlarını elbette açıklama özgürlüğüne sahiptir. Fakat iki taraf adına bir açıklama ancak iki tarafın da rızasıyla ve birlikte yapılabilir. Biz böyle bir çalışma içine girmeye de hazırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.