BM Genel Sekreteri’nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute’un, Ada’ya, Kıbrıs Türk ve Rum taraflarından, gayrı resmî görüşmeye kırmızı çizgiler ve ön şartlar olmadan katılma taahhüdü almak hedefiyle ve beraberinde, BM’nin şubat ayının ikinci yarısında öngördüğü gayrı resmî görüşmenin yeri, zamanı ve oluşumuyla ilgili önerilerle geleceği iddia edildi.
Lute’un Pazar günü Ada’ya gelmesi beklenirken Rum Yönetiminin Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına AB’yi müdahil etme yönündeki faaliyetlerini yoğunlaştırdığı, bu kapsamda Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, AB dönem başkanlığını 1 Ocak itibarıyla devralan Portekiz’in Dışişleri Bakanı ile görüşerek Rum tarafının tezlerini aktardığı kaydedildi.
Politis “Lute Anlaşmada Kararlı” başlığıyla birinci sayfasından, “Jane Holl Lute’un Talepleri… ‘Kırmızı Çizgiler Olmadan 5+1 Gayrı Resmî Konferans” başlığıyla iç sayfasından aktardığı haberinde, Lute’un ayrı ayrı görüşeceği iki liderden; 5+1 gayrı resmî konferansa şartlar ve ön şartlar olmadan gideceklerine dair açık ve net taahhüt almakta kararlı olduğunu, garantör güçler ile de telefon görüşmeleri yapacağını savundu.
Bu tavrın, Kıbrıs sorununa iki devlet çözümü görüşülmesini ısrarla öneren Kıbrıs Türk tarafına yönelik olduğu iddia edilen haberde, KKTC’nin ve Türkiye’nin bu şartı kabul ederek iki bölgeli iki toplumlu federasyon çözümü görüşülmesine rıza göstermesi, Rum tarafının da görüşmelerin tamamlanmasına zaman sınırı konulması ihtimali de dâhil hiçbir şeyi peşinen göz ardı etmemesi gerektiği ileri sürüldü.
Habere göre BM, bu inisiyatife, hiçbir şeyin peşinen göz ardı edilmemesi, prosedürün olumlu ilerlemesi için tarafların ortak zemin bulmaya kararlı gitmeleri gerektiği mantığıyla başlıyor. New York’taki kaynaklar BM’nin, ne görüşmek olsun diye görüşmeye ne de 2017’deki gibi sürekli konferanslar ve görüşmeler yöntemini izlemek niyetinde göründüğünü öne sürüyor.
ANASTASİADİS’İN GUTERRES’E İLETTİĞİ TALEPLERİ
Gazete devamla Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Genel Sekreter Antonio Guterres’e gönderdiği mektubun içeriğinden de söz etti.
Gazeteye göre Anastasiadis, Güven Yaratıcı Önlem (GYÖ) olarak, kapalı Maraş’ın BM Barış Gücü’nün gözetim ve yönetimine verilmesini ve kentin bu şekilde açılmasını, aynısının Ercan Havaalanı için de olmasını, yani Ercan’ın BM Barış Gücü’nün gözetim ve denetimi altına verilmesini önerdi; “Bu olursa, Türkiye dışında başka ülkelerden de direkt uçuşlar başlayabilir” dedi.
Anastasiadis ayrıca, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerini durdurması, Güney Kıbrıs ile MEB sınırlandırması yapmayı kabul etmesini; Kıbrıslı Türklerin haklarının güvence altına alınması için ortak fon kurulmasını; Kapalı Maraş’ın bugünkü statüsünde açılması çabalarının durdurulmasını; müzakerelere Crans Montana’da kalınan yerden devam edilmesini talep etti.
“AB YENİDEN BİRLEŞMİŞ BİR KIBRIS İÇİN EN İYİ GARANTİDİR”
Alithia “AB’nin Müzakerelere Dinamik Katılımına Doğru… Lizbon’da Önemli Temaslar” başlıklı haberinde Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in önceki gün gittiği Lizbon’da, AB dönem başkanlığını 1 Ocak itibarıyla devralan Portekiz’in Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva ile AB’nin Kıbrıs müzakerelerine müdahil olmasını görüştüğünü yazdı.
Rum Yönetiminin, AB’nin müzakerelere aktif katılımını çok önemli bulduğunu, bu nedenle Hristodulidis’in, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Silva görüşmesinden bir gün önce gelişmeleri ve Rum Yönetiminin tezlerini AB dönem başkanlığına aktardığı, Silva’nın da Rum dengi ile görüşmesinin hemen ardından Yunan dengi Nikos Dendias ile telefon görüşmesi yaptığına dikkat çekildi.
Habere göre Silva-Hristodulidis görüşmesinde, BM Genel Sekreteri’nin yeni inisiyatifi derinlemesine ele alındı. Hristodulidis Kıbrıs sorununu Avrupa sorunu olarak tanımladı ve ‘ortak inancımız, AB’nin, yeniden birleşmiş bir Kıbrıs için en iyi garanti olduğudur. Bu görüşten hareketle AB’nin müzakere prosedürüne aktif katılımı çok önemlidir” ifadesini kullandı. Hristodulidis “Türkiye’nin Kıbrıs MEB’indeki ve Maraş’taki meydan okumaları gibi özlü müzakerelerin yeniden başlaması perspektifinin değerini azaltacak eylemlerden kaçınması şarttır” iddiasında bulundu.
AKEL: “GYÖ’LERİ ÖNE ÇIKARMAK GENEL SEKRETER’İN YENİ ÇABASINI BALTALAR”
Öte yandan Haravgi, AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu’nun, AKEL’in Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in BM Genel Sekreteri’ne gönderdiği ve GYÖ önerilerinin de yer aldığı mektubunun içeriği hakkında bilgisi bulunmadığından, Anastasiadis’in mektup hakkında hiçbir siyasi parti ile istişare etmediğinden yakındığını bildirdi.
Habere göre Stefanu, GYÖ’leri kast ederek “herhangi bir önlemin Kıbrıs sorununun çözüm prosedürüne yardımcı olarak işlemesi gerekir, (çözümün) yerine geçmesi değil. Aksi halde, GYÖ’lerin öne çıkarılması esasen Genel Sekreter’in, Kıbrıs sorununa kapsamı çözüm bulmak hedefiyle müzakereleri yeniden başlatma çabasını baltalar” ifadelerini kullandı.
Fileleftheros “Yazışma Aracılığıyla Isınma… Tatar-Anastasiadis Tez ve Önerilerini BM Genel Sekreteri’ne Sundular” başlıklı haberinde, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorunundaki yeni hareketlilik öncesinde, Kıbrıs sorunundaki mevcut durum ve bundan sonra atılacak adımlarla ilgili tezlerini Genel Sekreter’e yazılı ileterek ısınmakta olduklarını yazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.