Bir yıl daha masallar ve tekerlemelerle bitti.
Ama ne yazık ki çocukluğumuzda bize anlatılan masalların ne kadar da yanlışlarla dolu olduğunu gördük.
Mesela ,
-Ağaç nerde?
-Balta kesti.
-Balta nerde?
- Suya düştü
Diye başlayan tekerleme vardı ya?
İşte bu tekerlemedeki yanlışları gördük.
Evet baltalar ağaçları kesti ama tekerlemedeki İneğin aksine “öküzler vardı.
Önce ağaçları yaktılar sonra kalanları kestiler.
Açılan alanlara villa yapanlar , oradan da dağa kaçtılar ve taş ocakları ile dağları delik deşik edip yok ettiler.
Yani öyle dağın yanıp bitip kül olmadığını gördük.
Dağa kaçıp daha çok para kazanma uğruna dağları kimyasallarla yok edenler çocukları da kanserden öldürdüler ve bir çok kişinin yüreği yandı bitti kül oldu.
Baltanın düştüğü anlatılan su da, yoluna yapılan villalar ve yollar yüzünden kendine akacak yer bulamadı sel oldu.
Zaten suya da balta değil dört masum genç düştü ve hayatlarından oldu.
Ve yine yürekler yandı bitti kül oldu.
Suçlu sadece sel oldu ve bir daha taşkınlık yapmaması öğütlenerek oluşturulan yapının devamı korundu.
Bu yıl da prensler ve prensesler yataklara düşüp öldü.
Ama öyle masaldaki gibi zalim kral kızını kel oğlana vermedi diye üzüntüsünden verem olup ölen prenses misali değil.
Alicik, Tuğsancık, Erbaycık ve daha nice çocuklar göz göre göre zirai ilaçlarla, baz istasyonlarıyla, daha çok para kazanma hırsı ile kullanılan kimyasallarla zehirlenerek öldürüldüler.
Böylece masaldaki zehirli elmanın cadı tarafından zehir sürülen bir elma değil, tıpkı narenciye gibi daha çabuk yetişsin diye kullanılan zehirli ilaç olduğunu ve cadının aslında masum olduğunu öğrendik mesela.
Mesela bu yıl da ülkemizi masallardaki gibi böcekler istila edip kıtlığa sebep olmadı.
Ama kendi para birimimiz ve kendi üretimimiz olmadığı için Türkiye’nin yanlış politikalarının ekonomik bedellerini biz de ödedik.
Bu yıl da hem paramız hem de nüfusumuz eriyip bitti.
Ama masalların aksine bizi yataklara düşürüp eritip bitiren sevda ve aşk değil,
politikasızlık ve iradesizlikti.
Bu yıl da hükümet sözcüsü çıkıp çıkıp açıklamalar yaptı.
Ancak masallardaki iyi kralın habercisi gibi “40 gün 40 gece eğlence var duyan duymayan kalmasın” demedi,
Kötü kralın habercisi gibi “Artık herkes daha çok haraç ödeyecek, daha çok vergi verecek” dedi.
Masallardaki yakışıklı prensin öperek uyandırdığı prensesin aksine, bir çok çocuk ve bir çok kadın tecavüz edilerek ya öldürüldüler ya da yaşayan ölü haline getirildiler.
Uyuyan ise adaletti.
Halkın ülke düzelecek diye güvenip de verdiği oylar, halka zam ve gam olarak geri döndü.
Bu yılın da diğer yıllar gibi masallarla uyuşan tek yanı yine saltanatına düşkün kralların, halkı ezmesi ve saltanatları uğruna komşu ülkelerle savaşarak milyonlarca masumu öldürmesi oldu.
Yine zalim krallar ve ezilen halk vardı.
Yine kadınlar ve çocuklar ezilenler listesinin en başındaydı.
Yine insanlar evine ekmek götürememenin isyanını yaşadı.
Ve yine bu ezilen halk anlatılan masallarla uyutuldu.
Demokrasiye inanıp demokrasi mücadelesi verenler hain ilan edilip, hainler vezir yapıldı.
Çünkü zalimlerin kalbinde ne bir damla sevgi ne de merhamet vardı.
Tıpkı masallarda olduğu gibi.
O yüzden bu yeni gelecek yılın sadece ve sadece tüm insanların kalbine sevgi ve merhamet getirmesini diliyorum.
Değişen yıl değil kafalar ve kalpler olsun dileklerimle tüm dünya için iyi bir yıl olmasını temenni ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.