• BIST 8859.6
  • Altın 2911.549
  • Dolar 34.1756
  • Euro 36.7587
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 20 °C
  • Girne 22 °C
  • Güzelyurt 15 °C
  • İskele 20 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 1 °C

Meclis toplantısı tamamlandı

Meclis Genel Kurul toplantısı tamamlandı.
Meclis toplantısı tamamlandı

Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu toplantısı, milletvekillerinin güncel konuşmalarının ardından sona erdi.

Genel Kurul’da Demokrat Parti (DP) Girne Milletvekili Serhat Akpınar, “Küresel Resesyon ve KKTC” konulu güncel konuşma istemi ile söz aldı.

AKPINAR: “GELECEK İÇİN GÜVEN ESASLI BİR SEFERBERLİK BAŞLATILMALI”

Konuşmasında küresel bir resesyon yaşandığını ve Kıbrıs Türk halkının ise pandemi öncesinden bu yana ciddi resesyon yaşadığını kaydeden Akpınar, ülkedeki bankaların vatandaşı koruyacak araçları kullanmadığını anlattı.

Mahkemelerdeki alacak verecek davalarından bahseden ve ileriki süreçte bu davaların artacağı öngörüsünü ortaya koyan Akpınar, vatandaşların kaderlerine terk edildiğini söyledi.

Akpınar, mahkemelerde "haciz tehditleri" ve kararları altında olan yurttaşların korunması, Vakıflar İdaresi’nin "akıl dışı" diye nitelediği uygulamalarına son verilmesi gerektiğini belirterek, Hükümeti bu konuları süratle gündeme almaya çağırdı. Halkın bu yöndeki sorunlarına çare olmak için çalışacağını vurgulayan Akpınar, vatandaşı kendisi ve partisi ile iletişime geçmeye çağırdı.

“Meyhane” konusunda söyledikleri nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirilere de yanıt veren Akpınar, dediklerinin arkasında olduğunu belirterek, "halk rehavetten çıkmalıdır" ifadesini kullandı. Gelecek için güven esaslı bir seferberlik başlatılması gerektiğini vurgulayan Akpınar, “Her bir KKTC vatandaşı bu seferberliğe tam destek vermeli” dedi.

BAYBARS: “DEVLET VERGİSİNİ ÖDEYEN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİREN YURTTAŞIN CEBİNE ELİNİ ATMAYA DEVAM EDİYOR”

Gazimağusa Bağımsız Milletvekili Ayşegül Baybars ise “Son Siyasi Gelişmeler” konulu güncel konuşma istemiyle söz aldı.

Dünkü Meclis oturumunda depremle ilgili mali yardımlara ilişkin yasayla alakalı konuşulduğunu anımsatan Baybars, hükümeti kaosa neden olmakla suçladı. Yasadaki eşitsizliklerden bahseden Baybars, bunlarla ilgili eleştirilerine ise yanıt alamadıklarını söyledi.

Hükümeti tasarruf yapmayıp halktan fedakarlık istediği gerekçesi ile eleştiren Baybars, “Devlet vergisini ödeyen yükümlülüklerini yerine getiren yurttaşın cebine elini atmaya devam ediyor” dedi.

Sayıştay’ın akaryakıt alımlarına ilişkin raporuna da değinen Baybars, raporda ihalesiz alımlarla yüksek fiyatlara akaryakıt alındığının ve muhtelif alımların yasal çerçevesinin bulunmadığının ortaya konduğunun belirtildiğini aktardı. İlgilileri kamu kaynaklarını israf etmekle suçlayan Baybars, Sayıştay raporunun Başsavcılığa aktarıldığını ve dava açılıp açılmaması konusunda gerekli soruşturmanın başlatılmasının sağlandığını belirtti. Baybars, “insanların maaşlarından kesinti yapmak isteyenlerin kamu kaynaklarını israf etmeye hakkı olmadığını” da vurguladı.

6 Şubat depreminin ardından ülkeye gelen depremzedelerde ilgili farklı rakamların söylendiğini belirten Baybars, sokakta teşbih ve çorap satan iki çocuğun kendisine depremzede olduklarını aktardığını belirterek, bu çocukların istismara açık olduğu uyarısında bulundu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy’a bu konuda ne yaptığını sordu.

TAÇOY: “‘ELİNİ CEBİMDEN ÇEK’ DEME KARARINI HALKA VERİYORUZ”

Baybars’a yanıt vermek üzere söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, sokaktaki satışlara engel olması gerekenin belediyeler olduğunu söyledi ve ilgili kurumları bu konuda ikaz ettiğini bildirdi.

Milletvekili Baybars’ın yerinden söz alarak 11-12 yaşlarındaki çocuklardan bahsettiğini söyledi.

Ardından konuşmasına devam eden Taçoy, maaş kesintileri ile ilgili ellerini vatandaşın cebine attıkları yönündeki eleştirilere “Çok doğru. Ama ‘elini cebimden çek’ deme kararını halka veriyoruz” dedi.

Banka mevduatlarından ise vergi almayacaklarını aktaran Taçoy, “Mevduat faizinden mevcut alınan stopajın üzerine yüzde 1 daha ekledik. Var olan bir şeyi biraz artırdık” diye konuştu. Taçoy, bahse konu yasanın mali projelerden, hizmet alımlarından ve Merkez Bankası’ndan devlete gelecek kar payından tasarruflar içerdiğini de belirtti.

Milletvekillerinin resesyon beklentisi ile ilgili uyarılarına da değinen Taçoy, tedbirler üretilmesi, piyasaya para pompalanması, teşvikler verilmesi gibi konularda çalıştıklarını ve yakında bu çalışmaları açıklayacaklarını da belirtti.

Sayıştay’ın akaryakıt alımı ile ilgili raporuna değinen Taçoy, bu konudaki eleştirilere “Varsa bir şey gerekli soruşturma yapılacak ve gereği yerine getirilecek. Herhangi bir yolsuzluk varsa peşine gidilsin, bu konuda arkanızdayım. Bunların affı yoktur” yanıtını verdi.

ÖZDENEFE: “KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI YASASI GÜNCELLENMELİ”

Ardından, Cumhuriyetçi Türk Partisi Girne Milletvekili Fazilet Özdenefe, “Kişisel Verilerin Korunması” konulu konuşma yaptı.

Kişisel verilerin korunması ile ilgili yasanın 2007 yılında geçtiğini ancak uzun süre uygulamaya giremediğini belirten Özdenefe, “Bugün yaşadığımız dünyada kişisel verilerimizi vermeden neredeyse bir çift çorap bile alamıyoruz” diyerek, bunun sakıncalarından ve kişilerin yasanın kapsamının farkında olmadığından bahsetti.

Yasanın eksik ve günün gerisinde kaldığını da kaydeden Özdenede, ivedi olarak güncellenmesi gerektiğini vurguladı.

Hükümet yetkilileri tarafından imzalanan bazı protokoller ile kişisel bilgilerin ülke dışına çıkmasının da muhtemel olduğunu anlatan Özdenefe, bunun sıkıntılara neden olabileceğini söyledi.

TAÇOY: “BU YASA BELKİ DE SİL BAŞTAN YAZILMALIDIR”

Özdenefe’ye yanıt vermek üzere yeniden söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy, kişisel verilerin korunması ile ilgili yasanın bir an önce güncellenmesi konusunda Özdenefe ile aynı fikirde olduğunu belirterek, “Bu yasa belki de sil baştan yazılmalıdır” dedi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, CTP Milletvekili Erkut Şahali’nin konuşmasına cevap verdi.

Arıklı, Taş Yapının avukatı olmadığını ve kendilerinin hükümet olduğu dönmede hesabını sorabileceklerini söyledi.

Bürokratların yer değiştirme meselesinin kendi kararı olduğunu dile getiren Arıklı, bu konu ile ilgili yapılan iddiaların ispat edilmesi gerektiğini kaydetti. Ercan Havaalanındaki ek işlerin büyük bir bölümünün kendileri ile ilgili olmadığını dile getiren Arıklı, yapılan ek işlerin karşılığının talep edildiğini belirtti ve öngörülmeyen işlerin çıktığını söyledi.

Vergi affı gibi "absürt" konuların gündeme getirilmesinin doğru olmadığını ve vergi affının yasa istediğini dile getiren Arıklı, bu konunun neden böyle yansıtıldığını anlamadığını kaydetti.

Limanlar konusunda açtıkları ihaleyi iptal etmek zorunda kaldıktan sonra kendisinin CTP başkanı ve vekillerle istişare ettiklerini dile getiren Arıklı, Limanlar Dairesi’nin yasasında bazı yetkiler olmadığını kaydetti ve Mağusa ve Girne limanında, yap işlet devret modeli ile özelleştirme yapılmasına çalıştıklarını belirtti.

2018 yılında bu şirketin faaliyetlerini CTP hükümetinin iki yıl uzattığını dile getiren Arıklı, “keşke o zaman uzatmasaydınız ve biz de bu dertten kurtulsaydık. Burada ciddi problem var. Sizden yardım istedim. Bu konularda son derece açığım. Bu konuda alternatifiniz varsa dinlemeye de hazırım. Asla gocunmam.” ifadelerini kullandı.

 2012 ve 2016 yılında büyütülmesi ile ilgili iki proje olduğunu söyleyen Arıklı, 2016 yılından sonra ek işler yapıldığını ve bu ek işler için talep yapıldığını anlattı.

Bürokratların yer değişimi ile ilgili de Arıklı, bürokratının yer değişimi yönündeki kendi istekleri üzerine,  kendisinin de bürokratların daha verimli çalışması için bu değişikliği yaptığını kaydetti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy söz alarak, yıllardır ülkede olması gereken konuların geçmişte de konuşulduğunu belirtti.

Paris Anlaşmasının mecliste onaylanmasıyla artık ülkede gözlerinin açık olması gerektiğini dile getiren Taçoy,  KKTC sınırlarının dışındaki ülkelerin denizlerin korunması konusunda işbirliği yaptığını fakat buradaki çalışmaların kapsanmadığını kaydetti.

Yeşil alanın korunması ve sahiplenmesi konusuna önem verildiğini dile getiren Taçoy, binaların denetiminin hangi deprem yönetmeliğine göre yapılacağını sordu ve uzmanların tüm yönetmeliklere bakarak değerlendirmesi gerektiğini belirtti.

Kentsel dönüşümlere gidilmesi gerektiğine dikkat çeken Taçoy, özellikle okullardaki binaların kontrol edilerek sağlamlaştırılması veya tekrar yapılması konusunda erken zamanda harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.

Ülkede beş yıllık kalkınma planlarının UBP hükümetleri tarafından yapıldığını dile getiren Taçoy, Statistik Kurumunu oluşturarak istenilen veriler konusunda çalışılmaya başlandığını söyledi ve ülkenin kalkınması için de bu çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.

CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, tekrar söz alarak, iklim krizi ile ortak platformların dışında kalmanın doğru olmadığını söyledi.

Buradaki bu platformların içerisine girmek gerektiğine dikkat çekerek, geçiş kapılarının daha fazla açılması konusunda ısrarcı olunması gerektiğini kaydetti.

ŞAHALİ

CTP Milletvekili Erkut Şahali de tekrar söz alarak, limanların bir bürokratın ihale makamı haline getirildiği görüşünü ortaya koydu.

Arıklı’nın da içinde olduğu hükümet döneminde dört ayda Kıb-Tek’te 150 milyonluk kamu kaynağının "iç edildiğini" iddia eden  Şahali, “senin üyesi olduğun bu kabine nasıl iç etti bu parayı” sorusunu sordu.

Arıklı da yerinden konuşarak, Kıb-Tek’in kablo ile elektrik getirilmesine kendilerinin engel olduğunu söyledi.

Şahali, enterkonnekte kablo ile ilgili bir projeye karşı olmadığını dile getirerek, kablonun sadece Türkiye’deki bir santralden satılacak olmasına karşı olduğunu kaydetti.

Şahali, sekron paralel bir yapının nasıl olduğunu anlatarak, Mağusa ve Girne limanında yapılan ihalelerin de şaibeli olduğunu ileri sürdü.

İNCİRLİ

 CTP Milletvekili Sıla Usar İncirli, “Dirençli Şehirler için yol haritası -yapılaması gerekenler” konusunda konuşma yaptı.

Halkın yaşanan depremlerden dolayı endişeli olduğunu dile getiren İncirli, ülkede  dirençli şehirlerin yaratılması konusunda çalışmalar yapılması gerektiğini belirtti.

Ekonomik krizin etkilerini dile getiren İncirli,  ülkenin yaşadığı sağlık, ekonomik ve sosyal krizleri anlatarak, ülkenin kırılganlığı olduğunu kaydetti.

Dirençli toplum ve şehirler yaratılması konusunda hükümetin bu "yaşamsal önemli" işlerin farkında olmadığını dile getiren İncirli, küresel ısınmanın ülkedeki etkilerinin önemine dikkat çekerek, iklim krizinin daha ne kadar görmezden gelineceğini sordu ve ülkenin bu politikalardan yoksun yönetildiği görüşünü belirtti.

Şehirlerin savunmasız bırakılmaması gerektiğini dile getiren İncirli, bir deprem yaşanması halinde altyapıların durumunun ne olduğunun bilinmesi gerektiğini kaydetti.

Önemli olanın ülkenin bilim ile yönetilmesi olduğunu dile getiren İncirli, ülkenin yasalarının bilime karşı değiştirilememesi gerektiğini belirtti.

Meclisten dün geçen maaşlardan yapılacak kesintiyle ilgili yasanın takipçisi olacaklarını da dile getiren İncirli, bilime inanan, işbirliği yapabilen bir yönetime ihtiyaç olunduğunu kaydetti.

 

KÜRŞAT KONUŞMASINI GERİ ÇEKTİ

CTP Milletvekili Fide Kürşat, “Tarımsal üretimde sorunlar sarmalı” konulu güncel konuşmasını, Tarım Bakanı Dursun Oğuz’un salonda olmamasından dolayı, haftaya yapmak üzere geri çekti.

BESİM

CTP Milletvekili Filiz Besim “Sağlıkta planlama ve stratejilerde yapılan hatalar” konulu konuşma yaptı.

Besim, Sayıştaylığın, pandemi ile ilgili "çok değerli" olarak nitelediği bir raporu meclise sevk ettiğini dile getirdi.

Kriz dönemlerinde hazır olarak doğru yönetmenin hükümetlerin en önemli konularından biri olduğunu dile getiren Besim, pandemi döneminde meclise gönderilen raporu okumasının ardından, toplum olarak şu anda tehdit altında olunduğunu kaydetti.

Raporda, pandemi dönemi ile ilgili sağlık bakanlığında neler yapıldığı, karantina merkezlerinin nasıl yönetildiğiyle ilgili veriler yer aldığına işaret eden Besim, karantina merkezlerinin seçimindeki kriterlerin belli olmadığını belirtti.

Karantina merkezlerine ödenen paraların nereye göre olduğunu soran Besim, karantinaya giren kişilerin kayıtlarının da tam olmadığını, görev alan personelin de şemasının olmadığını, personelin sözlü gönderildiğini ve kayıt olmadığını kaydetti.

Sağlık Bakanlığı’nda düzgün kayıt tutulmamasından dolayı yapılan ödemelerin de düzgün olup olmadığının bilinmediğini dile getiren Besim, Sağlık ve Maliye Bakanlığı’ndan pandemi döneminde düzgün raporlama yapılmadığının da sayıştay raporlarından yazıldığını belirtti.

Yaşanan depremlerden dolayı alınan tedbirlerin olduğunu dile getiren Besim, hastanelerin sağlamlılık durumunun yapılıp yapılmadığını sorarak, bakanlığın planlarını anlatmasını istedi.

2019 yılından beri tarihi geçmiş ilaçların depolandığını dile getiren Besim, daha önce ilaçların gömüldüğünü fakat çağdaş dünyada çevre anlamında çok sakıncalı olması nedeniyle daha sonra geçirilen çevre yasasıyla bu imha yönteminin kalktığını söyledi. İmha merkezinin hayata geçmemesini de eleştirdi.

"Sağlık Bakanlığındaki 85 personelin bir yıldır sosyal güvenceden yoksun çalıştığını" dile getiren Besim, sağlık emekçilerinin haklarının bir yıldır verilmediğini belirtti.

ALTUĞRA

Sağlık Bakanı İzlem Gürçağ Altuğra eleştirileri yanıtladığı konuşmasında , Sayıştaş raporuyla ilgili yapılan konuşmayı çok önemsediğini söyledi.

Şeffaf ve dürüst çalışma bilincine sahip çalışmalar yürüttüğünü dile getiren Altuğra, o dönemin sağlık ve maliye bakanlarının bu konuda açıklama yapmasını istedi.

İstatistiki bilgi ve arşive önem verdiklerini dile getiren Altuğra, kendi dönemlerinde kadrolu bir memurun bu görevi şu anda yaptığını söyledi. Pandemi döneminde yapılan görevlerin tutanaklarının tutulmasının zorunlu olduğunu ve devletin kasasının korunmak zorunda olunduğunu belirtti.

Bugün sağlıkta bir TL’yi bulmak ve doğru düzgün harcamak adına ter döktüklerini dile getiren Altuğra, "en iyi miras karakterimizdir" mantığıyla hareket ettiklerini söyledi.

Tarihi geçmiş ilaç sorunlarının yaşandığını dile getiren Altuğra, ilaçların tutulduğu binanın kapısı ve penceresinin tadil edildiğini ve oradaki ilaçların imha edilmesi için tek bir adres olduğunu fakat burası için de ciddi bir rakam istendiğini kaydetti.

Devlet laboratuvarının tadil edilmesi ve ilaçların imha edilmesi konusunda ciddi bütçe gerektiği, bu  konuda  çalışmalar yaptıklarını dile getiren Altuğra, paranın da yakında serbest bırakılacağı müjdesini verdi.

Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte "gururla" çalıştığını dile getiren Altuğra, çalışan insanların sosyal haklarının ve güvencesinin yapılması gerektiğini söyledi ve sorunun giderilmesi için de ciddi çalışmaların yapıldığını kaydetti.

CTP Milletvekili Filiz Besim de tekrar söz alarak, pandemi döneminde UBP’nin  o görevlerde olduğunu belirtti ve politikaların devlet politikası mantığıyla yapılması gerektiğini kaydetti.

Sağlığın siyaset üstü yapılması gerektiğini dile getiren Besim, ayrıca tarihi geçmiş ilaç imhasıyla ilgili bütçede böyle bir kaynak göremediğini söyledi ve dört yıldır olan bu sorunun çözümü için tek kuruş para ayrılmamasını eleştirdi.

Bunun üzerine Sağlık Bakanı İzlem Altuğra, çözüm üretmek için elinden geleni yaptığını vurguladı.

Güncel konuşmaların tamamlanmasının ardından Genel Kurul toplantısı sona erdi. Bir sonraki birleşim 3 Nisan pazartesi günü saat 10.00’da yapılacak.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler