Medyada cinsiyetçilik, kadın bedeninin objeleştirilmesi, kadınların kurban olarak lanse edilmesi veya kadına yönelik şiddet haberlerine yeterince yer verilmemesi… Pek çok ülke medyasında karşılaşılan bu sorunlar Deutsche Welle (DW) tarafından Almanya'nın Bonn kentinden düzenlenen Global Medya Forumu'ndaki “Medya kadınlara ve genç kızlara yönelik şiddetle mücadeleye nasıl yardımcı olabilir?” konulu panelde ele alındı.
Paneli Pakistan, Nijerya, Almanya, Bangladeş, Bolivya, Brezilya gibi dünyanın dört bir yanından kadınlar izledi. Kadınların çoğunun aktardığı problemler ise hemen hemen aynıydı: Erkek ağırlıklı medya düzeni içerisinde kadınlara yönelik şiddetle ilgili haberler ya göz ardı ediliyor veya kadınlara kurban rolü biçilip, olumlu haberler yeterince öne çıkarılmıyor. Kadın katılımcılar, medyada kullanılan eril dilden duydukları rahatsızlığı da dile getirdi. Medyada önemli pozisyonlarda ve karar mekanizmalarında erkeklerin yer aldığını belirten katılımcılar, kadınların ağırlıklı olarak dâhil olacağı bir medya düzeninde kadınlara bakışın da farklı olacağının altını çizdi. Katılımcılara göre, öncelikli olarak medyadaki ataerkil zihniyetin değişmesi gerekiyor.
Cinsiyetçilik sorunu
Panele Skype bağlantısı ile katılan Oxford Üniversitesi'nden ‘StopBildSexism' kampanyasının kurucusu Kristine Linz, Avrupa genelinde medyanın ortak sorununun cinsiyetçilik olduğunu söyledi. Özellikle bulvar gazetelerinde çıplak fotoğraflarla kadın bedeninin objeleştirildiğini ve eğlence amaçlı kullanıldığını ifade eden Linz, buna Avrupa Futbol Şampiyonası ile ilgili haberlerde kullanılan görselleri örnek gösterdi.
Mısır medyasında kadın
Panelin konuşmacılarından Mısır Gelecek Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Rasha El-İbiary ise Mısır gibi Ortadoğu toplumlarında karşılaşılan sorunların Batı toplumlarındakinden daha farklı olduğunu ifade etti ve Mısır'da kadınların yaklaşık yüzde 90'ının gündelik hayat içerisinde cinsel tacizle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Mısır'da tecavüz vakalarının dahi medyadaki haberlerde ‘cinsel taciz'e indirgendiği bir medya düzeni olduğunu vurgulayan El-İbiary, medyanın kadına yönelik şiddet haberlerine yeterince yer vermediğini vurguladı. El-İbiary, kadına yönelik şiddetle mücadelenin kolektif bir mücadele olduğunu, medyanın sivil toplum kuruluşları ile işbirliği içinde olması gerektiğini vurguladı.
Sosyal medya değişime önayak olabilir mi?
Öte yandan katılımcılar son dönemde sosyal medyadaki kadın hakları ve kadın-erkek eşitliği için düzenlenen çeşitli kampanyaların sayısının ise giderek arttığına dikkat çekti.
Mısır Gelecek Üniversitesi'nden Dr. Rasha El-İbiary, sosyal medyanın kadınların başına gelen taciz vakalarını belgeleyebilmesi ve kamuoyu ile paylaşabilmesi açısından önemli bir platform sunduğunu kaydetti.
Ancak internet kullanmaktan uzak kesimler olduğuna da dikkat çeken Mısırlı akademisyen, “Bu kadınların oldukları yerlere gidip, bilgilendirme, aydınlatma ve farkındalık çalışması yapılması gerekli” dedi. Çoğu kadının cinsel tacizin ne olduğunu dahi bilmediğini belirten El-İbiary, “Tacizin sadece temasla gerçekleşmediğini bilmiyorlar. Art niyetli bir bakış, sokakta laf atmalar da taciz demek. Bu yüzden kadınların yaşadıklarının farkında olması, aydınlatılması çok önemli” dedi.
Global Medya Forumu'nda düzenlenen panel, kadına yönelik şiddetin, kadınların baskı ve ayrımcılığa uğramasının yerel değil, küresel bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Medyanın farkındalık yaratma, kadın sorunlarına yer vererek toplumu bilinçlendirme konularında üstlenebileceği rolün önemi konusunda ise hem panelistler hem de katılımcılar hemfikirdi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.