Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seçil Aksayan Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla açıklamada bulundu.
Meme kanserinin Dünyada ve ülkemizde kadınlarda en sık görülen kanser olduğunu ve her 8-10 kadından birinde bulunduğunu ifade eden Prof. Dr. Aksayan, “Ancak, çok az kişi bunun önemini anlamakta ya da risk altında olduğunun farkına varmaktadır.” dedi.
Erken Tanı için Üç Temel Yöntem
“Yeni tedavi seçenekleri giderek artmakla birlikte, meme kanserinde başarı erken tanıdan geçmektedir. Meme kanserine erken tanı konulursa kurtulma şansı %96’dır.” diyen UKÜ Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seçil Aksayan erken tanı için temelde önerilen birbirlerini tamamlayıcı üç yöntem olduğunun altını çizdi. Prof. Dr. Seçil Aksayan üç yöntemi şu şekilde açıkladı:
“Kişisel (kendi kendine yapılan) Meme Muayenesi: En kolay ve maliyeti hiç olmayan ilk adımdır. 16 -20 yaş sonrası, âdetin 7-10. günleri arasında ayda bir kez yapılması önerilir. Klinik (hekim tarafından yapılan) Meme Muayenesi: 20-40 yaş arası 1-3 yılda bir, 40 yaşından itibaren ise yıllık olarak tercihen genel cerrah tarafından meme muayenesi yapılması önerilir. Mamografi: 40 yaşından itibaren yıllık mamografi yapılması meme kanserinin erken evrede yakalanmasını sağlamaktadır.”
“Memede veya koltuk altında ele gelen kitle (sertlik, şişlik), meme başından akıntı (tek kanaldan kanlı veya şeffaf renkli), meme başında içe doğru çekilme, çökme veya şekil bozukluğu, meme başı derisinde değişiklikler (soyulma, kabuklanma), meme cildinde yara veya kızarıklık, meme cildinde ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması (portakal kabuğu görünümü), memede büyüme, şekil bozukluğu, asimetri ya da renginde değişiklik (kızarıklık vs.) belirtilerinden en az biri varsa zaman geçirmeden uzmana başvurulması gerekir.” şeklinde konuşan UKÜ Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Aksayan, “Meme kanseri riski yüksek olanlar erken tanı için daha duyarlı davranmalıdırlar.” dedi.
Prof. Dr. Aksayan yüksek risk faktörlerini ise “Yaş ( 50 yaş üzeri ), cinsiyet (kadın), daha önce meme kanseri geçirilmesi, aile yakınlarında meme kanseri görülmesi (anne, teyze kız kardeş gibi), memede iyi huylu kitle tanısı, hiç doğum yapmama ve 30 yaşından sonra ilk doğumunu yapma, ilk adetini erken yaşlarda görme, ileri yaşta (55 yaş ve üzeri) menopoza girme, uzun süreli hormon tedavisi görme (6 yıl ve üzeri), alkol ve sigara kullanımı, şişmanlık ve yanlış beslenme alışkanlıkları, 10 yıl ve üzeri doğum kontrol hapı kullanımıdır.” şeklinde açıkladı.
“Bazı risk faktörleri kişinin kontrolü altındadır. Genel sağlık durumunu koruma amaçlı dengeli beslenme, kilo kontrolü, sigara içmeme, alkolü sınırlandırma, düzenli egzersiz gibi faaliyetler gibi. Ancak bunların riski tamamen yok etmeyeceğinin de farkında olmak gerekir.” diyen Aksayan “Meme sağlığında risk kontrolü ve erken tanı için 5-10 dakika yeter!” diyerek çağrıda bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.